Akil İnsanlar Bitlis’te
Abone olBitlis’in Tatvan ilçesine gelen Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu, köy ziyaretlerinde bulunarak STK temsilcileri, kanaat önder...
Bitlis’in Tatvan ilçesine gelen Akil İnsanlar Heyeti Doğu
Anadolu Bölgesi Grubu, köy ziyaretlerinde bulunarak STK
temsilcileri, kanaat önderleri, aydınlar ve bölge halkıyla bir
araya geldi.
Düzenledikleri toplantılarla vatandaşlara bir yandan çözüm sürecini
ve sürecin ülkeye katacağı güzellikleri anlatan heyet, bir yandan
da bölge insanının sorunları ve çözüm süreci için çözüm önerilerini
ve taleplerini dinledi.
Düzenlenen toplantılar sonunda açıklamalarda bulunan Akil İnsanlar
Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Parker, okun artık
yaydan çıktığını söyledi. Gerek yaptıkları gezi ve ziyaretlerden
gerekse en yakın çevrelerinden dinledikleri hikayelerden bölgenin
çektiği acıları anladıklarını belirten Parker, “Bugünkü süreç
içinde hepimizin dikkat etmesi gereken bazı şeylere dikkatinizi
çekmeyi ve siyasal gerçekçiliği aklımızın bir yerinde tutmamızın
gerekliliğini vurgulamak istiyorum. Bu Akil İnsanlar sürecini
Türkiye’de yeni bir dönemi açma dönemi olarak nitelendiriyorum.
Artık devlet veya siyasetçiler önemli bir şey yaparken halkın
fikrini almak ve halkın görüşlerini duymak istiyor. Bu bir defa
başlamıştır. Ok yaydan çıktı. Dolayısıyla bundan sonra Türkiye’de
demokratik katılımın an hızıyla ilerleyeceğine inanıyorum. Bu süreç
bize bunu kazandırdı. Barış süreci veyahut çözüm süreci ile ilgili
olarak şunu vurgulamakta yarar var. Çözüm sürecinin sonunda, yani
artık silahların konuşmadığı, savaş yerine siyasetin yer aldığı bir
noktada Türkiye’de demokratikleşme başlayacaktır çünkü bugüne kadar
demokratik haklarınızın verilmemesinin en önemli nedeninin güvenlik
olduğunu söylediler. Güvenlik sorunu kalktıktan sonra hep beraber
yeni bir demokratikleşmenin mücadelesine başlayacağız. Yani barış
sürecinin sonu demokratikleşmenin başlangıcı olacaktır. Aynı anda
ikisi bitmeyecek. Yani yıllarca gelen bu insanlık mücadelesi bu
kadar kısa sürede bitmez. Burada hepimize çok iş düşüyor" diye
konuştu.
“DEVLETTEN MAAŞ ALMIYOR, AKSİNE FEDAKARLIK YAPIYORUZ”
Heyet üyelerinden Hak İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, Akil
İnsanlar olarak yaptıkları görev itibarıyla devletten maaş
almadıklarını, aksine karşılıksız bir şekilde sadece barış ve
kardeşliğin sağlanması için fedakarlık yaptıklarını söyledi.
Heyette Hak-İş Konfederasyonu adına bulunduğunu ve burada Hak-İş’i
temsil ettiğini ifade eden Arslan, “Akil İnsanlar olarak
adlandırılan ancak barış elçisi olarak tanımladığımız heyetin tüm
üyelerinin dünyaya bakışları, yaşam tarzları, dünya görüşleri
farklı. Ortak tek amacımız var, o da barışı kalıcı hale
getirmektir. O nedenle akil insanlarla ilgili, ’Devletten maaş
alıyorlar, şu kadar para alıyorlar’ gibi ifadeler gerçeği
yansıtmamaktadır. Buradaki her arkadaşımız kendi yaptığı işten
fedakarlık yaparak gelmiştir. Bu nedenle bu tür deforme bir
anlayışa karşı insanları doğru bilgilendirmemiz gerekiyor. Biz
akiller olarak taleplerinizi almaya geldik. Sizin bölgede
yaşadığınız acıları, yaşanan trajedileri, yıllarca devam eden
sorunlarınız sizden dinlemeye geldik. Burada sizin ağzınızdan
dinlediklerimizi bir rapor halinde Başbakanlığa ileteceğiz. Bizim
hiç birimiz ne devlet adına ne hükümet adına ne de AK Parti adına
görevliyiz. Biz kendi adımıza ve bağımsız olarak bize verilen
teklif adına buradayız. Dolayısıyla bizim duruşumuz, bizim
misyonumuz Türkiye’nin her yerindeki Türkiye halkının bu sürece
bakış açısını görmektir. Gelecek için umutlu olmanız bizi
heyecanlandırdı. Umarım gelecek çatışmasızlık sürecini devam
ettirdiği bir süreci getirecek. Aydınlık gelecek hepimizin olacak”
şeklinde konuştu.
“KÜRTLER BU FİRAVUNİ SİSTEMİN MAĞDURU OLDU”
Heyet üyelerinden Abdurrahman Kurt da yıllardır ülkede yaşayan
herkesin zulme uğradığına dikkat çekerek Kürtlerin bu firavuni
sistemin mağduru olduğunu söyledi.
Yaşanan süreçte herkesin emdiği sütün burnundan getirildiğini ifade
eden Kurt, “Ulus devletler yerini bölgesel devletlere bıraktı. Kürt
nüfusunun yüzde 60’ı batıda yaşıyor. Herkesin eşit olması
gerekiyor" diye konuştu.
Heyet üyelerinden Zübeyde Teker ise, başlatılan sürece katkı
sağlayarak geleceğin teminatı olan çocuklar için onurlu bir miras
bırakmaları gerektiğini söyledi. Teker, ”Bu mücadele ve özgürlük
için her birimiz canımızdan bir parça kaybettik ve her birimiz
hayallerimiz erteledik ama bizden sonraki kuşaklar, çocuklarımız
bunları yaşamasın diye onlara bırakacağımız tek şey onurlu barış
miras etmektir" diye konuştu.
“DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE KURULMASI İÇİN SİLAHLAR BIRAKILDI”
Heyet üyesi Ayhan Ogan ise başlatılan süreçte demokratik bir
Türkiye kurulması için silahların bırakıldığına vurgu yaparak şöyle
konuştu:
“İster Müslüman olalım, ister başka bir inanç sistemine mensup
olalım, ister Türk olalım, ister Kürt olalım, ister Alevi olalım,
ister Hristiyan olalım, yani bu toplumda kim varsa herkes için
uzlaşma zemini, adaletli bir devleti, demokratik hukuk devletini
yeniden inşa etmek. Bunu beraberce yapacağız. Bugüne kadar nasıl
direndiysek aynı hukuk sistemi içerisinde direnişimizi sürdürecek
ve geleceğimizi beraberce inşa edeceğiz. Adalet, özgürlük,
demokrasi zemininde, bu mücadele gerçekleşecek. Eğer demokratik bir
gelecek kuracaksak bunu Türkiye’nin tüm kesimleriyle kuracağız.
Birbirimizi ikna edeceğiz. Yoksa birbirimize taleplerimizi
dayatarak kuramayız. Bu cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış en büyük
halk ankettir. Bu halkın direnci belirleyici olacak."
“REYHANLI’YA ATILAN BOMBA ANKARA’YA GÖNDERİLİYOR"
Türkiye’de yaşayan herkesin süreci birlikte başarıya ulaştıracağını
vurgulayan Abdurrahman Dilipak, çözüm sürecinin hızla ve başarılı
şekilde devam ettiği bu günlerde Hatay’ın Reyhanlı ilçesine atılan
bombanın aslında Ankara’ya gönderildiğini savunarak, "Problemlerin
asıl müsebbibi de o derin devlet. O derin devlet, iktidarın
başındaki adamı devirmek için 22 suikast planlıyor. Daha dün
Reyhanlı’ya atılan bombalar aslında Ankara’ya gönderiliyor.
Ankara’ya gidiş yolu olmadığı için Hatay’a gönderildi. Birlikte
kazanacağımız tek bir zaferimiz var. Bu adaletin, barışın,
insanlığın, adaletin zaferi olacak. Benim varlığım tüm mazlumların
varlığına armağan olsun. Allah’tan korkmadık, zalimlerden korktuk.
Hakkımızdaki hükmü değiştireceğiz. Gözyaşımız ve kanımız üzerinden
kimse servetine servet katamaz" ifadelerini kullandı.
(İHA)