Akif'in Kur'an-ı Kerim meali yakılmadı
Abone olMehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı ancak ölümünden sonra yakılmasını vasiyet ettiği Kur'an-ı Kerim meali, şu an Milli Kütüphane'de. Ama damadının imzasıyla.
İKÖ (İslam Konferansı Örgütü) Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin
İhsanoğlu'nun adı son günlerde Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı
ve öldükten sonra yakılmasını vasiyet ettiği Kuran mealiyle gündeme
geldi.
İddiaya göre milli şair Prof. İhsanoğlu'nun babası Mehmet İhsan
Efendi'ye, "Eğer ömrüm vefa etmez de meali bitiremezsem onu yakmanı
istiyorum" diye vasiyet etmişti.
Ancak Mehmet İhsan Efendi'nin gönlü bu meali yakmaya el vermemiş, o
da bunu oğluna vasiyet etmişti. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili
açıklama yapan Prof. İhsanoğlu 1961 yılında Kahire'de Mehmet Akif
Ersoy'un yazdığı Kuran mealini yakarak vasiyeti yerine
getirdiklerini açıklamıştı. Prof. İhsanoğlu konuyla ilgili
sorularımıza "Bu konuda söyleyecek başka sözüm yok" diye yanıt
verdi.
KURAN MEALİ DAMADININ İMZASIYLA MI BASILDI?
1. MEHMET AKİF ERSOY'UN KIZI CEMİLE HANIM
KOCAMI ASLA AFFETMEM BABAMIN MEALİNİ KENDİ ADIYLA
YAYINLATTI
İddiaya göre yakıldığı söylenen Mehmet Akif'e ait Kuran meali
damadı Ömer Rıza Doğrul adıyla 1934 yılında basıldı! Bu iddiayı
gündeme getiren kişi ise bugün 80 yaşında olan emekli bir hukukçu
Güner Tarba. Tarba iddiasını şu sözlere dayandırıyor:
"Annem Muhsine Tahsin Türkiye Cumhuriyeti'nin üniversite mezunu ilk
öğretmeniydi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun
olmuştu. Öğrencileri arasında Bülent Ecevit'in annesi Nazlı Ecevit
ve Mehmet Akif Ersoy'un kızı Cemile Hanım da vardı. Annem zaman
zaman çok sevdiği bu öğrencileriyle bir araya gelir, sohbet ederdi.
Bir gün Cemile Hanım anneme dert yanmış ve 'Eşimin yaptığı bir şeyi
affedemiyorum. Babamın Kahire'deyken yazdığı ve bitmesine birkaç
sayfa kalan Kuran meali vardı. Bitiremeden vefat etmişti. Eşim Rıza
bu eksik sayfaları çevirerek kendi adıyla meal bastırdı' demiş.
Sanırım bu meal Ankara'da milli kütüphanede duruyor, kitap Ömer Bey
hayattayken iki baskı yapmıştı. Bildiğim ve doğruluğuna inandığım
bu. Annem yalan söylemezdi ve bu konuda yalan söylemesini
gerektirecek de bir şey yoktu."
2. CÜNEYT DOSDOĞRU, DEDESİ ERSOY'UN ARKADAŞI
DAMADI YAZDI ÇÜNKÜ ATATÜRK TÜRKÇELEŞTİRİLMESİNİ İSTEMİŞTİ
General Elektrik Türkiye'nin bir dönem genel
müdürlüğünü yapan, dedesi Mehmet Akif'in yakın arkadaşlarından
Halil Efendi olan Cüneyt Dosdoğru'nun anlattıkları puzzle'ın
parçalarını bir bir yerine koyuyordu. 79 yaşındaki Dosdoğru "Dedem
Halil Efendi, Tahir Mevlevi ve Mehmet Akif çok yakın dosttular.
Mehmet Akif Kahire dönüşü Cerrahpaşa'da yatıyordu ve dedemle onu
ziyarete gitmiştik. Elini öpmek nasip olmuştu; saçları bembeyazdı,
gözleri çökmüştü" diye söze başladı, sonra da devam etti: "Atatürk
Türk dilinin sadeleştirilmesi için emir verdiği dönemlerde Kuran'ın
Türkçeleştirilmesini de istemişti. Bunun için de Mehmet Akif'in
damadı Ömer Rıza Doğrul'u görevlendirmişti. Çünkü onu kayınbiraderi
Mehmet Akif'in yönlendireceğini biliyordu. Doğrul çok kısa sürede
bu meali bitirdi. 1934 yılında da 'Tanrı Buyruğu Kuran'ı Kerim
Tercüme ve Tefsiri' adıyla bastırdı. Ancak o günlerde Mehmet
Akif'in çok sevdiği damadına yardım ettiği, hatta kendi yaptığı
çeviriyi ona gönderdiği söylenmişti. Bence bu çok da mantıksız
değildi. Çünkü Mehmet Akif Tanrı Buyruğu diye başlayan bir çeviriye
adını yazdırmazdı. Hazır elinde büyük kısmını bitirdiği bir de meal
vardı. Bunu damadına gönderdi, o da bastırdı. Yani bir bakıma meali
yazan Mehmet Akif, editörlüğünü yapan ise damadı Rıza Doğru Bey'di.
Çünkü Akif'in yazdığı kimi kelimeleri sadeleştirmesi gerekiyordu.
Meal 1934'te çıktı, Akif ise 2 yıl sonra vefat etti."
3. SELMA ARGON (ERSOY'UN TORUNU)
ENİŞTEM ÖYLE ŞEY YAPMAZ
Eniştem Ömer Rıza Doğrul'un böyle bir şey yapacağını sanmıyorum.
Dedemi çok severdi, dedem de onu. Teyzem Cemile'ye, Mehmet Akif
Ersoy'un emaneti diye bakar, onu kırmazmış. Bizim annemizden
duyduğumuz dedemizin vasiyetinin yerine getirildiği ve
tamamlayamadığı Kuran mealinin yakıldığı. Dedem yaptığı bir işi
'yarım bıraktı' dedirtmek istemezmiş. O yüzden eniştemin yazdığı
Kuran mealinin dedeme ait olduğunu sanmıyorum. O meali eniştem
yazmıştır.
SÜLEYMAN ATEŞ (DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI)
O MEAL AKİF'E AİT OLABİLİR
Ömer Rıza Doğrul'un Kuran meali 1960 hatta 70'lere kadar
Türkiye'deki en doğru, en sade Kuran mealiydi. Bence bu Doğrul'un
yapabileceği bir şey değildi. Doğrul Mısır doğumluydu, Arapçası
iyiydi. Ancak Türkçesi'nin Mehmet Akif kadar iyi olduğunu kimse
söyleyemez. Ayrıca Kuran meali ve tefsiri yapmak için sadece iyi
Arapça bilmek yetmez. İslam bilgisi gerekir. Doğrul, İslam bilgini
de değildi. Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı mealden istifade
etmiş olabilir. Tabii bunun bir ispatı da olamaz!
Kaynak : Vatanim