Akdeniz'de sular neden ısınıyor?
Abone olAkdeniz'de suların ısınmasının nedeni Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e göre enerji kaynakları...
Cumhurbaşkanı Gül, başta Kıbrıs olmak üzere Doğu
Akdeniz'deki sorunların ekonomik işbirliğiyle aşılabileceğini
söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sabancı Üniversitesi
İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından
düzenlenen IICEC 4. Geleneksel Uluslararası Enerji Forumu'nun
açılışında konuştu.
AKDENİZDE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ZORUNLU
Gül, Doğu Akdeniz'in huzurlu olması için ileride Doğu Akdeniz'deki problemlerin, Kıbrıs dahil olmak üzere çözümü için şimdiden geniş bir ekonomik işbirliği alanı oluşturması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Yoksa bunlar ileride büyük problemlerin de habercisi
olacaktır. Onun için herkesin bu yönde gayret sarf etmesi
gerektiğine inanıyorum. Özellikle Kıbrıs konusunda bu gayretin çok
daha fazla sarf edilmesi gerektiğine inanıyorum."
GÜNEY KIBRIS KAYNAKLARA TEK BAŞINA SAHİP OLMAK
İSTİYOR
Bugün Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin adanın etrafındaki kaynaklara tek başına sahip olma, onları çıkarma veya ihraç etme gibi projelerinin çok makul olmadığını ve bunların çok riskli olduğunu da açıkça ifade etmek istiyorum.
Çünkü adanın etrafındaki doğal kaynaklar, aynı zamanda KKTC'de
yaşayanların haklarının olduğu doğal kaynaklardır. Mevcut politik
siyasi problemlerin çözümüne katkı sağlayacak bir adım, ekonomiyle
başlayabilir ve Doğu Akdeniz'de yeni bir ekonomik işbirliği sütunu
oluşturulabilir. Hatta bu, AB çerçevesinde olabilir ve AB'nin Doğu
Akdeniz'deki yeni bir sütunu ortaya çıkabilir. O bakımdan bu konu
üzerinde yoğunlaşılması ilerideki problemlerin şimdiden çözülmesi
için de fayda sağlayacağına inanıyorum."
TÜRKİYE ENERJİ ARZI GÜVENLİĞİNDE ÖNEMLİ BİR
AKTÖR
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin dünyadaki değişimlere geniş bir
perspektifle yaklaşması, sağlam temellere dayanan bir vizyonla
hareket etmesi, vizyonlarının da tüm boyutlarıyla entegre olmuş
tutarlı bir enerji politikasını içermesi gerektiğinin altını
çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, bugüne kadar öncülük ettiği çok boyutlu projelerle
kendi enerji güvenliğini sağlamasının yanı sıra, Avrupa'nın enerji
arzı güvenliğinde de önemli bir aktör haline gelmiştir. Bu noktada
şüphesiz ki bir üzüntümüzü de ifade etmeden geçemeyeceğim. Avrupa
Birliği ile müzakere faslında olan ülkenin herhalde ilk açılması
gereken fasıllardan biri enerji faslı olmalıydı. AB, Türkiye ile
müzakerelere başlamadan önce yaptığı strateji raporlarında
Türkiye'nin en büyük katkısının enerji alanında olacağını açık açık
söylemiş ve Türkiye ile müzakereye başlamanın en önemli
gerekçelerinden birini enerji olarak göstermişti.
AVRUPA STRATEJİK OLARAK "MİYOP"
Ancak gelinen noktada, halen enerji faslının açılamaması, malum
sebeplerle bloke edilmesi, Avrupa Birliği'nin stratejik
miyopluğundan başka bir şey değildir. Bundan sonra asıl hedefimiz,
hidrokarbon kaynakları bakımından zengin yakıt coğrafyamızdaki
enerji üretiminde aktif şekilde yer almak olmalıdır. Böylece
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya, Kafkaslar'dan Doğu
Akdeniz'e kadar geniş bir coğrafyada barış ve refahın yayılmasına
katkıda bulunacak bir güç haline geleceğimize inanıyorum."