Akdeniz anemisi nedir belirtileri ve yeni tedavi çeşitleri
Abone olAkdeniz anemisi nedir, belirtleri nelerdir ve Akdeniz anemisi tedavisi nasıl olur sorusu araştırılıyor. Akdeniz Bölgesi’nde yerleşik genetik bir problem. Yaygın olarak rastlanılan Akdeniz anemisi taşıyıcıları, hastalık genlerini çocuklarına da geçirebiliyor. Peki, Akdeniz anemisi nedir, nasıl anlaşılır?
Eski Yunancada deniz anlamına gelen "Thalas" kelimesi ile anemi anlamına gelen "Emia" kelimesinin birleşiminden oluşan Akdeniz anemisi, dünyanın bir çok ülkesinde görülen, kalıtsal geçiş gösteren, önlenebilir bir kan hastalığıdır. Kemik iliği nakli, Akdeniz anemisi taşıyıcısı çocuklar için en önemli tedavi araçları arasındadır.
AKDENİZ ANEMİSİ NASIL ANLAŞILIR: Eğer her iki ebeveyn de Akdeniz anemisi taşıyıcısı ise çocukların yüzde 25’i "Talasemi hastası" olarak doğar. Akdeniz anemisi taşıyıcısı birinin bu hastalıkla ilişkisi olmayan biriyle evlenmesi halinde ise çocuklarda hastalık ortaya çıkmaz. Akdeniz anemisi taşıyıcısı olan çocuklarda kansızlık, dalak büyümesi, enfeksiyonlara eğilim, gelişme geriliği, yüz kemiklerinde değişiklikler, karaciğer, kalp, pankreas sorunları ortaya çıkabiliyor.
AKDENİZ ANEMİSİ TÜRLERİ: Hastalığın iki apayrı biçimi vardır: Talasemi Major ile Talasemi Minör.
Talasemi Minör (Akdeniz anemisi taşıyıcılığı)
Talasemi minör, major’a göre çok daha hafif izler. Bireylerdeki tek bulgu yalnızca kansızlık ve buna bağlı halsizliktir. Üstelik, kimi hastalar evlenme işlemlerinde yapılan zorunlu kan incelemelerine dek taşıyıcı olduklarını hiç bilmeyebilirler. Bu hastalarda yapılan incelemede, serum demir düzeyi olağan ya da artmıştır. En çok görülen kansızlık türü olan ve bu hastalıkla en çok karıştırılan Demir eksikliği anemisi’nde ise demir azalmıştır.
Anne ve babadan yalnızca biri Akdeniz Anemisi taşıyıcısı (Talasemi Minör) ise doğacak çocuklarının taşıyıcı olma olasılığı % 50'dir. Talasemi major olma olasılıkları ise yoktur.
Talasemi Major (Cooley anemisi)
Talasemi Major hastalığın ağır izleyen biçimdir ve bir öbür adı da Cooley anemisidir.
Çoğunlukla bebek daha 6 aylıkken birdenbire başlayan ağır kansızlık sonucu kalp yetmezliği gelişir. Bunun olmaması için düzenli olarak sık sık kan nakli yapılmalıdır. Kan nakli yapılmazsa hasta birkaç yılda ölür. Kan nakli yetersiz yapılırsa, kan eksikliğini karşılamak için normalde kan yapımının gerçekleşmediği organlarda da (karaciğer, dalak, yassı kemikler (özellikle kafatası kemiklerinde)) ilik doku gelişmeye başlar ve bu kemiklerin kırılmalarına neden olup, aynı zamanda çocuğun yüz şeklinde belirgin değişikliklere yol açabilir. Kan yapımındaki tüm bu çabalara karşın, üretilen alyuvarların hemoglobinin yapısındaki bozukluk bu üretimi etkisiz kılar.
Yüz şeklinin değişmesi şu biçimdedir: Burun kökü çökük, alın ve elmacık kemikleri çıkıktır. Üst dişler öne fırlamıştır. Baş dört köşe şeklini alır. Dalak ve karaciğer büyür. Boy kısa kalır. Çocuk ergenlik çağına giremez. Kan nakilleriyle vücutta biriken aşırı demirin yol açtığı kalp sorunları (myokardit, kalp yetmezliği vs.) ileri yaşlarda çoğunlukla ölüm nedenidir. Hemoglobin elektroforezi incelemesinde; normal yetişkin insanlarda bulunmayan, ancak bu hastalıkta % 50-90 vakada görülen ve bir tür hemoglobin olan HbF’in kanda bulunması tanı koydurucudur.
Anne ile babanın ikisi de Akdeniz anemisi taşıyıcısı (Talasemi Minör) ise doğacak çocukların Talasemi Major olma olasılığı % 25, taşıyıcı olma olasılığı % 50 olacaktır. Ancak % 25 olasılıkla çocuk normal olacaktır.