Akdağ'dan Yalçınkaya'ya sert cevap

Abone ol

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya'nın türba muhtırasına Sağlık Bakanı Akdağ sert karşılık verdi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın "türban sözlerine" sert tepki gösterdi. İnsanların kılık kıyafetlerine kimsenin karışamayacağını söyleyen Akdağ  "bu kimsenin haddine değil" sözleriyle olay savcıya çıkıştı.

Sağlık Bakanı Akdağ, AK Parti Antalya İl Teşkilatı'nı ziyaret ederek, partililere seslendi.

Türkiye'de birçok ilde uygulanan Aile Hekimliğinin yakında Antalya'da da uygulanmaya başlanacağını bildiren Akdağ, aile hekimliğinde hastaların hekimlerini seçebileceğini, hastanın aile hekimini değiştirmesiyle hasta kaybeden hekimin alacağı ücretin düşeceğini söyledi.

Hastayla doktor arasında bir amir-memur ilişkisi olmayacağını, 'vatandaşsan, hastaysan boynunu büken tarafta olursun' anlayışının doğru bir anlayış olmadığını ifade eden Bakan Akdağ, bunun sadece sağlıkta değil, Türkiye'de geçmişin anlayışı olduğunu kaydetti. Akdağ, ''Tapu dairesine gitsen böyledir, savcının karşısına gidersen böyledir. Halbuki böyle olmaz. Bütün bunlar insan için verilen hizmetler olduğuna göre biz hiçbir yerde boynumuzu bükmeyeceğiz'' diye konuştu.

''EVET DERSENİZ, 7 ŞART DAHA KOYARLAR ORTAYA''

Büyük devletlerin vatandaşına boynunu büktürmeyen devletler olduğunu vurgulayan Sağlık Bakanı Akdağ, şöyle devam etti:

''Son zamanlardaki tartışmaları takip ediyorsunuz. Bakın mesela şu başörtüsü tartışması enteresan bir tartışma. Artık bunu tartışmamamız lazım. Bunun bir özgürlük alanı olduğunu Türkiye'de herkes kabul ediyor. Ama anamuhalefet partisiyle bunu konuşmaya gidiyorsunuz, 7 madde çıkarıyor önünüze... Şartlar... Sizin ana muhalefet partinizin genel başkanı 'Bunu biz çözeceğiz' demedi mi? E çöz... Biz sana gelmeden sen bize gel çözelim. Hayır. 'Ben çözerim. Nasıl çözerim. 7 şart olursa çözerim.' İnanın 7 şarta evet deseniz 7 şart daha koyar ortaya. Çünkü samimi değil. Halbuki bu rahatça çözülebilecek bir mesele. Artık

"KİMSENİN HADDİNE DEĞİL"

Türkiye'de bunu bir özgürlük alanı olduğunu hepimiz biliyoruz. Benim ne haddimeymiş Sağlık Bakanı olarak veya hükümetin bir bakanı olarak insanların kılık kıyafetine karışmak. Veya başka kimin haddineymiş. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcının mı haddineymiş? Hangi asırda yaşıyoruz. İsteyen istediği gibi gelir kardeşim. Kulağına küpe takan, kulağına küpe takar. Erkekler için söylüyorum. Mini etek giymek isteyen mini etek giyer, blucin giymek isteyen blucin giyer, başını örtmek isteyen başını örter, açmak isteyen açar. İsteyen saçını kırmızıya boyar, isteyen maviye, isteyen pembeye boyar. Biz niye karışıyoruz? Bu benim mi işim?''

"CHP'NİN KODLARINDA VAR"

Buyurgan devlet anlayışının CHP'nin genetik kodlarında bulunduğunu savunan Bakan Akdağ, ''Yıllarca millete buyurdular. 1950'lerden beri. Şimdi de bu buyurganlığın devam etmesini istiyorlar. Hayır artık devlet böyle bir devlet değil'' dedi.

Modern çağlarda devletin böyle bir tarifinin olmadığını kaydeden Bakan Akdağ, devletlerin insanların özgürlük alanlarını geliştireceğini, ihtiyaçlarını göreceğini belirterek, şunları söyledi:

''Devletler niçin var? Buyurmak için, emretmek için, talimat vermek için, herkesi aynı kılığa, kıyafete, inanışa, anlayışa sokmak için yok. Ama gelin görün ki bunu CHP'nin anlayacağı da yok. Bu bir utanç meselesi Türkiye için. Türkiye Cumhuriyeti muhalefeti için bu bir utanç vesilesidir. Böyle bir sosyal demokrasi anlayışı olabilir mi?''

''BAK DEĞİŞTİ''

Geçenlerde televizyonlarda eski bir rektörü seyrettiğini, programı sunan kişinin rektöre kibar bir biçimde 'Efendim demokrasilerde halkın oyu esastır. Anayasa değiştirildi, o zaman neden siz bu kadar ısrar ediyorsunuz?' diye sorduğunu, ancak rektörün ısrar ederek, 'Olamaz. Demokrasilerde anayasa öyle kolay kolay değiştirilemez' dediğini aktardı.
Akdağ, şöyle dedi:

''Anayasa ne zaman değiştirilir? Ama ne zaman değiştirileceğini Sayın Baykal 2008 yılında kendi grup toplantısında söylemişti. Ne söylemişti: 'Anayasayı değiştirmek için ya kurtuluş savaşı yapacaksın, ya da darbe yapacaksın. İdamı göze alacaksın. Ondan sonra anayasayı değiştireceksin.' Arkadaş Allah bu memlekete bir daha kurtuluş mücadelesi falan nasip etmesin. Biz bir defa kurtulduk. Allah bizi bir daha o günlere götürmesin. Darbe dönemleri de bundan sonra olmayacak. Ama millet anayasayı nasıl değiştireceğini öyle bal gibi gösterdi. Değişiyor muymuş? Değişiyormuş. Bak değişti. Çünkü bu milletin kendi hakkıdır. Yarın bu millet kendi anayasasını bir daha değiştirecek. Özgürlükleri genişleten bir anayasaya, demokrasi anlayışı çok daha yüksek bir anayasaya kavuşmak hepimizin hakkı. AK Parti'linin de hakkı, CHP'linin de hakkı, MHP'linin de hakkı, Türk'ün de hakkı, Kürdün de hakkı, Erzurumlu'nun da Edirneli'nin de Antalyalı'nın da hakkı. Biz daha özgür olmak istiyoruz. "

Günün Önemli Haberleri