Akdağ: "Sorunlar üç adımda çözülecek"
Selçuk Irgıt, Sağlık İdarecileri Derneği
Başkanı...
Mevcut sistemde hastane müdürlerinin Sağlık İdaresi Yüksek
Okulu mezunlarından olması ve hastanelerin doğru
yönetilmesi için bir ömür vermiş bir hoca ve işadamı...
Cuma günü Sağlık Bakanı, Tedavi Hizmetleri Genel Md. Dr.
İsmail Demirtaş ve diğer misafirleriyle,
SİD’in kırkıncı yılını kutlamanın gururunu
paylaştı.
Tıp Bilimi’nin yönetici yetiştirmek gibi bir işlevinin olmadığını
tekrar tekrar vurguladı.
Haklı olarak "hastane işletmesi yönetmek bizim
işimizdir” dedi.
"3000 SİYO mezunundan 2000’i işsiz" diye sesini
yükseltti!
“Hekimler eylemde biz bilimsel toplantıda, ama sesimizi
duyan yok” diye serzenişte bulundu.
Irgıt içini dökerken Sağlık
Bakanı'na baktım dikkatle not alıyordu.
*****
Toplantıya katılan Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ,
altına imzamı atacağım açıklamalarda bulundu.
Sağlık idaresi uzmanlık gerektirir, bu tıbbiyelilerin işi değildir,
doktorların görevi tıbbi direktörlük olmalıdır diye söze
başladı.
Sonra da öngördüğü sağlık politikalarını anlattı.
Yara haline gelmiş sağlık sorunlarını sivil toplum örgütlerine
danışarak çözme kararlılığını ortaya koydu:
“Sağlık hizmetleri bekletilemez, ertelenemez, durdurulamaz
hizmetlerdir” dedikten sonra ilave etti, “bu nedenle hedefimize üç
adım atlayıcıları gibi varacağız, hem daha uzun atlamış olacağız,
hem de süreklilik söz konusu olacaktır.”
Sağlık Personelinin döner sermaye paylarında %
700’e varan artış kararını almasını anlattığı bölüm
SİYO mezunları tarafından en yüksek alkışı
aldı.
*****
Birkaç ay önce TOBB’da dinlediğim Sağlık
Bakanı ile, SİD’in kırkıncı yıl
toplantısında dinlediğim Sağlık Bakanı arasında
konulara hakimiyet bakımından büyük bir fark vardı doğrusu...
Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi’nin ikram
ettiği çayları içerken Erzurum’daki hastalarıyla
ilişkilerini, anılarını anlattı.
Bence en mutlu anı hastalarından ve mesleğinden söz ederkenki
haliydi.
Çünkü idarecilik yapan biz doktorlarda mesleki özlem insana acı
veren, bitmeyen bir duygudur.
Bir hastanın mutlu olmasının hazzını yaşayanlara, doktorlara,
hemşirelera, diğer sağlık çalışanlarına has bir duygudur bu!
Bu arada ilk defa tanıdığım ve saygın bilim adamlığı herkesçe
bilinen YİH Başhekimi’nin
çalışmalarını engellemek isteyenler olduğunu –iki arada bir derede-
söylemeyi bir görev bildim.
Çünkü iyilerin kötüler kadar cesur olması da yetmiyor
artık, iyilerin aynı zamanda dayanışması da
gerekiyor.
Sizce de öyle değil mi?