Akaryakıtçılar vatandaşı böyle soyuyor
Abone olAkaryakıt girdi maliyetlerindeki artışı pompaya 'zam' olarak anında yansıtan şirketler, indirim için şeytanın aklına gelmeyecek yöntemler uyguluyor.
Martta dolarda görülen artış fiyatlara uygulandı, Nisanda ham petrol ve dolarda gerçekleşen düşüş ise kısmen indirim olarak yansıdı.
Dolar ve ham petroldeki yükselişi akaryakıta 'zam' olarak anında yansıtan şirketler, fiyatlar düştüğünde ise indirim için stokların bitmesini bekliyor. Mart başından itibaren bir ay içinde dolar 1,76'dan 1,82 liraya çıkınca mazot ve benzine peş peşe zamlar yapılmıştı.
4,44 liraya satılan 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı 9 Mart'ta yapılan 10 kuruşluk zamla 4,54 liraya, 21 Mart'ta gelen 8 kuruşluk zammın ardından ise litre fiyatı 4,62 lirayı buldu. Bu dönemde ham petrolün fiyatının da 120 dolardan 126 dolara tırmanması mart ayı içinde benzine 3, motorine ise iki defa zam yapılmasını beraberinde getirdi.
29 Mart'ta benzine yapılan 8 kuruşluk üçüncü zamla birlikte 95 oktan benzinin litre fiyatı 4,70 liraya çıkmıştı. Benzer durum, motorin fiyatlarında da yaşandı. Şubatta 3,78 lira olan Full Save dizel 24 Şubat'ta yapılan 8-9 kuruşluk zamla 3,86 liraya, 16 Mart'taki 10-11 kuruşluk ikinci bir zamla 3,97'ye çıktı.
Nisan başından itibaren uluslararası piyasalarda ham petrol ve dolarda düşüş süreci başladı. Ancak vatandaşın beklediği indirimler bir türlü yapılmadı. Girdi maliyetleri arttığı için bir ayda benzine 26, motorine 19 kuruş zam yapan şirketler, maliyetler düşünce benzinde 12, motorinde ise sadece 6 kuruşluk indirim yaptı.
Son bir ayda dolar 1,82 TL'den 1,76 liraya, ham petrol de 127 dolardan 117 dolara geriledi. Ancak Türkiye, bir aydır zamlı akaryakıt kullanıyor. Şirketler tüketicilerden gelen tepkiler üzerine fiyatı 19 kuruş artan motorinde 11 Nisan'da 6 kuruşluk indirim, 26 kuruşluk artış yaşanan 95 oktan benzinde ise 20 Nisan'da 12 kuruşluk indirim yaptı.
Tüketiciler Birliği Onur Kurulu Başkanı Aydın Ağaoğlu, akaryakıt sektörünün tüketicilerin en fazla mağdur edildiği alanların başında geldiğini belirterek, "Zamlar geciktirilmeden katmerli olarak, indirimler ise uzun zaman beklenerek küçük miktarlarda yapılıyor." dedi.
Girdi maliyetlerindeki fiyat artışlarını anında ve çok sık aralıklarla pompaya yansıtanların maliyet düşüşlerini tüketiciye yansıtmakta aynı hassasiyeti göstermediğine dikkat çeken Ağaoğlu, "Anında yapılan zamla, ellerindeki stokları yüksek fiyattan satan akaryakıt dağıtım şirketleri 'ekstra' gelir elde ederken, eldeki stoklar tükeninceye kadar geciktirilen indirimin faturasını vatandaş ödüyor. Günümüzde zorunlu ihtiyaç malzemesi haline gelen akaryakıt ürünleri üzerinde yürütülen bu politikalar, tüketici mecburiyetini kötüye kullanmaktır. Rekabet Kurulu, bu olaylara seyirci kalmayıp resen müdahil olmalıdır. Zorunlu ihtiyaç ve tüketim ürünleri haline gelmiş akaryakıt ürünlerinin tüketicilere kaliteli ve ekonomik ulaştırılması hususunda hukuki, siyasal ve sosyal mecralarda demokratik tepkileri ortaya koymaktan geri durmayacağız." diye konuştu.
Yapılan sembolik indirimlerin sebebinin de tüketicilerin gösterdiği tepkiler olduğuna dikkat çeken Ağaoğlu, akaryakıt ürünlerindeki yüksek vergilerin Anayasa'nın pek çok maddesine aykırı olduğunu ve yüksek yargı nezdinde davalar açılabileceğini söyledi.