Akan kan için Medine kardeşliği
Abone olTürkiye’de terör nedeniyle akan kan ve gözyaşının sonlandırılmasına yönelik olarak sürdürülen sürece bir destek daha.
Güneydoğu Anadolu'nun manevi kanaat önderlerinden Ülfet
Vakfı'nın Kurucu Başkanı Abdullah Taylan Hocaefendi'den sürece
destek.
Taylan, akan kanın durması için Hz. Peygamber'in (sav) Medîne’ye
hicretinden sonra Evs ve Hazrec kabileleri arasında sağladığı
'Medine kardeşliği'nin bir benzerinin, doğu ve batı arasında tesis
edilmesi gerektiğini kaydetti.
Abdullah Taylan Hocaefendi, yaptığı açıklamada, başlatılan diyalog
sürecinin hassas bir dönemden geçtiğine işaret etti. Taylan, adı ne
olursa olsun barış ve kardeşlik gayesiyle söz söyleyen kişilerin
büyük cesaret örneği sergilediklerini söyledi.
FİTNE UYKUDARDIR UYANDIRMAYIN
İnsanların birlik, beraberlik ve huzurunu temin etme adına yapılan
çağrıları gönülden onaylamak gerektiğini vurgulayan Taylan,
“Efendimiz (sav), ‘fitne uykudadır, uyandırmayın’ buyuruyor. Şimdi
fitneyi uyandırmanın bir anlamı yok. Kardeşlik çağrılarından bir
mana aramak, farklı anlamlar çıkarmak doğru değil. Burada bize
düşen, üzerimizde hesap yapanları değil, kardeşliği tavsiye
edenleri dinlemektir. Bazı şeyleri göze alarak sulh ve kardeşliği
tebliğ edenlerin yanında yer almak gerekiyor. Çünkü bizim yerimiz
birlik ve beraberliğin, kardeşliğin yanıdır. Bu gün herkesin
nefsini ayaklar altına alması ve kardeşlik çağrısına kulak vermesi
gerekiyor. Biz de bunu ortak bir çağrı olarak ifade ediyoruz.”
dedi.
"İSLAM DİNİ İNSANLARI BARIŞA DAVET EDİYOR"
Ülkede dökülen kardeşkanının sona ermesi için toplumun bütün
kesimine büyük görev ve sorumluluk düştüğünü anlatan Taylan,
“Tarihte zaman, zaman bazı fırsatlar yakalanır. Bu tarihi
fırsatların kaçırılmaması gerekiyor. Özellikle barış adına gelen
fırsatlar dairesinde hareket edildiği zaman, burada liderlere, ilim
ehline ve toplumu idare edenlere önemli sorumluluklar düşüyor.
Barışa davet İslami bir harekettir. Peygamber Efendimiz (sav)
'savaşı istemeyiniz' diyor. İnançlar arasında dahi savaş istemeyen
bir dinin mensuplarıyız. Çünkü savaş kan gözyaşı ve hicrandan
ibarettir. Sulh ve barışı istemek akan kanı durdurmak, annelerin
sesine kulak vermek, yetimleri azaltmak ve insanlar arasında
kardeşliği tesis etmekten daha güzel bir şey olamaz.” diye
konuştu.
"SAĞDUYULU HAREKET ETMEK LAZIM"
Gelinen noktayı provoke edecek eylemlere karşı, her iki toplumun
sağduyulu davranması gerektiğini dile getiren Taylan, “İman ehli
insanlar olarak Kuran’ı Kerim bizlere, ‘muhakkak müminler
kardeştir. Onların arasını bulun. Allahtan da korkun’ buyuruyor.
İki toplum arasındaki binlerce yıllık kardeşlik, ırkçı ve
çıkarcıların provokasyonu ile kısa süre sabote edilmiş. Bunu
sonucunda ciddi bir gözyaşı oldu. Bu gün akan gözyaşlarının durması
için tarihe bir fırsat düşmüştür. Bu fırsatın adı da barış ve
sulhtur. Düne bakılmaksızın bu günün değerlerini ortaya koyarak
kardeşler arasındaki dengeyi sağlamak gerekir. Bu süreçte iki
tarafında oyuna gelmemesi için ciddi uyarılar yapılması gerekiyor.
‘Sakın ha kan akıtıcılarla beraber olmayın. İnsanlar arasında fesat
doğurucularla beraber olmayın’ diyerek, Kuran’ı Kerim bizlere
uyarıda bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
"ARAMIZDA MEDİNE KARDEŞLİĞİNİ TESİS EDELİM"
Hz. Peygamber'in (sav) Medîne’ye hicretinden sonra geçmişleri
birbirlerine karşı kin ve nefretle dolu olan Evs ve Hazrec
kabîleleri arasındaki anlaşmazlıkları düzeltip, onları birbirine
dost yaptığını hatırlatan Taylan, akan kanın durması adına böyle
bir 'Medine kardeşliği'nin tesis edilmesi gerektiğini kaydetti.
Özellikle doğu ve batı diye isimlendirilen bölgelerin kardeşlik
ruhuyla birleştirilmesi gerektiğini ifade eden Taylan, şöyle
konuştu: “Dünü tartışarak, dünden dolayı sizin üzerinizden hesap
yapanlarla beraber olmayın. Bu toprağı kin ve nefretten
arındıralım. Biz sulh ve kardeşlik niyetimizde samimi davranırsak,
Allah bize yardımcı olacaktır. Binlerce yıldır bizim minberimiz,
mihrabımız ve kıblemiz bir. Varsa bir hata o biri kaybetmemizden
kaynaklanıyor. Türkiye büyük hamleler peşinde olan bir ülke. Bizim
yapılan bu hamlelere ayrılığa düşmeden katkı sağlamamız gerekiyor.
Toplum olarak hepimiz aynı gemi içerisinde yolculuk yapıyoruz. Bu
gemi batarsa iyisiyle, kötüsüyle hep birlikte boğuluruz. Biz barış
ve kardeşlikten yanayız.