Ak Parti'yi sırtından vuran ajans
Abone olAK Parti'nin sosyal medya danışmanlarından Emin Şen, 'Bir ajansın ortağı Başbakanlık sitesi hack'lenince, sevinç tweet'i attı' dedi.
AK Parti'nin sosyal medya danışmanlarından Emin Şen, aralarında
AK Parti'nin de bulunduğu birçok kurum ve şirkete sosyal medya
danışmanlığı hizmeti veriyor. Gezi Parkı olaylarında AK Parti'nin
geriden geldiği yönündeki eleştirilere katılan Emin Şen, olayların
tam da partideki sosyal medya yapılanması sırasında meydana
geldiğini ve hazırlıksız yakalandıklarını belirtiyor:
“2011 yılında, o dönem AK Parti Kadın Kolları'nın başında
olan Fatma Şahin, dört genel başkan yardımcısının da dahil olduğu
bir sosyal medya toplantısı düzenledi. Orada ettiği şu lafı
unutmuyorum: 'Twitter'ı ve Facebook'u, daha fazla insana
ulaşabilmek için daha aktif kullanmalıyız. Yoksa yakında burada
başımıza bir bela gelebilir.' Ama diğer partiler gibi, AK Parti de
sosyal medyayı, 'Tamam, bakarız' diye öteledi. Süleyman Soylu
katıldıktan sonra, 2011'deki gibi sosyal medya motivasyonu geri
geldi, partiye. 'Ne yapıp edip, organize olmamız gerekiyor' denildi
ve ekip kuruldu. Gençlik Kolları ve AR-GE destek verdi. Tam bir
yapılanmaya gidiliyordu ki Gezi Parkı olayları
patladı.”
Gezi Parkı olaylarının başında; hükümete karşı olan, hatta Tayyip
Erdoğan'ın devrilmesini isteyenlerin sosyal medyadaki ağırlığı
karşısında, AK Parti'nin Süleyman Soylu ve Gençlik Kolları'ndan
iki-üç kişiyle mücadele verdiğini belirten Emin Şen,
“Karşılarında, ikisi global, altı ajans vardı. Sanatçılar,
tiyatrocular da ağırlıktaydı. Büyük bir gücün karşısında, iki-üç
kişi bulunuyordu. Güç bir süre sonra '#occupylondon' hashtag'iyle
dengelendi. Sonra da moral-motivasyon, AK Parti lehine geçti.
Yapılan yalan haberler deşifre edilerek, İngiltere eşlemesiyle
geyik yapılmaya başlandı” diyor.
THY 3 AJANSLA YOLU AYIRDI
Emin Şen, Gezi Parkı olayları sırasında AK Parti'nin profesyonel
olarak çalıştığı ajansların da, hükümetin aleyhine çalıştığını
anlatırken, dezenformasyonlar sırasında yapılan kurnazlıklara da
dikkat çekiyor: “İlk günler, yalan haber paylaşan
sanatçılar, gazeteciler; o haberlerin yalan olduğunu bildikleri
halde hiçbir düzeltme yapmadı. Birkaç gün sonra, yalan haberler
hızla teşhir edilince, 'Bu doğrulanmamış, bunu
siliyorum' dediler; ama her halükarda yalan haberi
paylaştılar. Bu konuda en uyanık, sanatçı Can Bonomo'ydu. Bütün
yalan haberleri paylaştı ve hepsinde de 'Arkadaşlar tam
kesin değil, tam emin değilim' gibi ifadeler
kullandı. '26 yaşındaki Aylin öldü.' mesajı,
kesinmiş gibi paylaşıldı. Son bir haftadır, kreatif ajanslar geri
çekildi. Konuyla ilgili artık hiçbir şey yazmıyorlar. Birçoğu da
Twitter hesaplarını temizliyor. Bazı ajans yöneticilerinden,
hesabını kapatanlar oldu. Çok komik, Başbakanlıkla çalışan bir
ajansın ortağı, Başbakanlığın internet sitesi hack'lendi diye
sevinip, o haberi paylaştı. Olacak iş değildi! Bunların hepsinin
görüntüleri alındı. Hepsi Bakanlar Kurulu'nda teşhir edildi. Herkes
her şeyi biliyor. THY, şu an anda üç ajansla sözleşmesini
feshetti.”
“TAYYİP GİDECEK” DEMİŞLER
Gezi Parkı olaylarıyla birlikte özellikle mahalle baskısı da
gündeme geldi. Bu baskı, atılan tweet'lerde de etkisini
gösterirken, aykırı fikirlere tahammülsüzlük de had safhaya ulaştı.
Emin Şen de mahalle baskısının geldiği noktayı, “Orhan
Pamuk bile Türkiye'den bir Kuzey Kore çıkardı!” cümlesiyle
özetliyor. Olaylar sırasında aktif bir kullanıcı olan akademisyen
İsmail Hakkı Polat'ın yaşadıklarını örnek gösterirken, İzmir'de AK
Parti binalarını yakmaya varan provokasyonlara dair önemli bir
bilgiyi paylaşıyor:
“İsmail Hakkı Polat, Gezi Parkı olaylarında oldukça aktif bir
kullanıcıydı. İtidal çağrısı yapınca, herkes ona saldırmaya
başladı. Adam sakin olmalarını istedi, o kadar. Beyaz Türkler,
ABD'nin müdahalesine kadar götürdüler işi. Bir ara
inandılar, 'Oluyor galiba, Tayyip Erdoğan gidiyor galiba'
dediler. İzmir'deki bir polisten öğrendim bunu. Binaları
yakmada, attığı tweet'lerle bizzat rol oynayan çocukların ortak
ifadesi şu: Ağabey, bize yarın Tayyip gidecek
denildi.”
SİYASİLER GEÇ FARK ETTİ
Devlet yeni neslin dilini anlamak zorunda
Gezi Parkı olaylarının ardından en çok konuşulan konulardan birisi
de 1990 sonrası doğan yeni kuşak oldu. Emin Şen, bu kuşağa bakış
açısında, hepimizin yanıldığını düşünüyor:
“Bu çocuklara 'yalnız; ama sosyal çocuklar' diyorduk.
'Fiziksel ortama odaklanma sorunları var' diye düşünüyorduk. Sokağa
çıkacaklarını kestiremedik; ama çıktılar. Onlar dışarıya çıkınca,
bir kaos ortamı havası verildi. Ben bir daha böyle bir olayın
olabileceği ihtimali vermiyorum; ama artık siyaset değişti. O
geleneksel, klişe söylemleri, sosyal medyaya taşıma dönemi
kapanmıştır. 90'lar kuşağı çok aktif geliyor ve acayip biçimde
şeffaflar. Bir de şöyle bir sıkıntı var. Önceki kuşakla aralarında
yumuşak bir geçiş yok. Bir anda farklı bir kültür, farklı bir
müzik, farklı bir eğlence anlayışı bir anda yerleşti. Devlet, bu
çocukların dilini anlamak zorunda. Çünkü algı yönetimini, sosyal
medyaya kaptırıyorlar. En önde halk gidiyor. Peşinden özel sektör
geliyor. Geleneksel medya ve siyasiler de arkasından geliyor.
Geleneksel medya, sosyal medyanın arkasından daha erken gelseydi,
siyasiler de daha erken gelecekti sosyal medyaya. Siyasiler algı
yönetimi açısından hâlâ geleneksel medyayı öncelikli gördükleri
için oraya odaklanıyorlar; ama bu olaylarda gördük ki, geleneksel
medya da sosyal medyanın peşinden koşuyor. Artık gündem burada
belirleniyor.”
TWITTER VE FACEBOOK
ABD ve İngiltere dışındaki ülkelere bilgi
vermiyorlar
Gelinen noktada, Gezi Parkı olayları sırasında, sosyal medyada
yapılan provokasyon çağrıları ciddi biçimde soruşturuluyor. Peki,
Twitter ve Facebook gibi paylaşım ağlarının genel merkezlerinin
desteği olmadan nereye varılabilir? Emin Şen de böyle bir durumun,
Emniyet'i oldukça güç durumda bırakacağını anlatırken, bu konuda en
şanslı iki ülkenin ABD ve İngiltere olduğunu söylüyor. Bu iki
ülkenin twitter'ın ABD'deki merkezinden bilgi aldığını belirten
Şen, “İngiltere'de, Facebook'tan suç içeren bir mesaj yaz,
10 dakika sonra kapıdan alıyorlar. Avrupa ülkeleri de Twitter ve
Facebook'tan bilgi alamıyorlar. En katısı da Twitter”
diyor.