AK Parti'yi değil toprağın 7 kat altına gömseler
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "cemaatin üst düzey kadrosunun, AK Parti'ye karşı olan öfkesini anlattı.
Cemaatin üst düzey kadrosunun, ölçülemeyen kin ve nefret salgıladığını söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Yani mesele siyaset adamını, başbakanı, AK Parti'yi tasfiye etmek, bitirmek değil, toprağın 7 kat altına gömseler, buradan hala kinini ve intikamını tatmin edemeyecek unsurlar olduğu görülüyor" dedi.
Soylu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemde, Türkiye'de yaşananların, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'ye karşı verilen mücadelenin ana hedefinin Türkiye'yi yönetilmez hale getirmek olduğunu ifade etti. Soylu, "Hukuk, yürütme, medya, uluslararası ilişkiler, devletten parselleme çabaları, milli iradeyi ve demokrasiyi bloke etme gayretinin tamamı, yönetilemeyen bir Türkiye hedefidir" diye konuştu.
"ÖLÇÜLEMEYEN KİN VE NEFRET SALGILANIYOR"
Milli iradeye karşı verilen son mücadelenin, 28 Şubat, 1960 darbesi, "Ergenekon" ve "Balyoz" tipi girişimlerinden daha acımasız ve sistemi felç etmeye yönelik bir yöntem uygulandığına vurgu yapan Soylu, şunları kaydetti:
"Fişlemeler, kasetler, şantajlar, fotoğraflar, sahte kayıtların tamamı, Türkiye'nin karar alma mekanizmalarını felç etme hedeflidir. Aynı zamanda milli projelere, istikrara, huzura, milli iradeye yapılan darbenin amacı da budur. 1960 darbesi, 1980 darbesi ve 28 Şubat hatta 1971 muhtırası, mevcut siyasete ders vermeye yönelik ve tasfiye etmeye yönelikti. İtibarsızlaştırmak ve karıştırmak da o dönemde de vardı. Bugün yaşadığımızın bunlardan temel farkı şudur; burada ölçülemeyen kin ve nefret salgılanmaktadır. Yani mesele siyaset adamının, başbakanı, AK Parti'yi tasfiye etmek, bitirmek değil, toprağın 7 kat altına gömseler, buradan hala kinini ve intikamını tatmin edemeyecek unsurlar olduğu görülüyor."
CEMAATİN ÜST DÜZEY KADROSU, 'KRİSTAL VAZOYA KURŞUN SIKTI'
Türkiye'nin son 12 yılında öngörülemez bir büyü ve gelişme içerisinde olduğunu ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
"Aracıları vasıtasıyla Türkiye'nin bu gelişiminden intikam almak istiyorlar. Bütün bu yaşadığımız hadiseler, Türkiye'nin başındaki, devletin başındaki gailenin temel sebebi budur. Maalesef burada, hepimizin çok uzun dönem hassasiyetle izlediğimiz, kah yakınlık duyduğumuz, kah takdir ettiğimiz cemaat eliyle yürütülmektedir. Cemaatin üst düzey kadrosu, bir karşıt siyasi parti edasıyla, hasım siyasi parti edasıyla, ölçüsüz, değerlerden yoksun ve maalesef her şeyi mübah gören bir anlayışla, bu mücadeleyi sürdürmektedir. Bu olaylar başladığında dershane tartışması başladığında, 'bu vazoyu çatlatmayın' diye bir temennide bulundum ama cemaatin üst düzey kadrosu, 'kristal vazoya' kurşun sıktı."
Son dönemde yaşananlara ilişkin muhalefet partilerinin tavrını da eleştiren Soylu, şunları söyledi:
"Bugün Cumhuriyet Halk Partisi ile kol kola yürüttükleri bu operasyon, tarihin hiçbir döneminde affedilmeyecektir. Mesele Türkiye'de siyasal ve belirli konuma, pozisyona gelmek değildir. Bu saatten sonra herkes bilmeli ki, artık mesele, Türkiye'yi başına gelen bu gaileden kurtarmaktır. Burada bir kaç kişinin heder olması, Türkiye'nin kurtulması açısından, Türkiye'nin bu gaileden kurtarması açısından önem taşımamaktadır. Gözleri kararmış operasyonel grubun, herşeyi yapmayı hak gören operasyonel grubun, tasfiye edilmesi noktasına kadar bu mücadele sürecektir. Burada şahsım için söylüyorum; Türkiye'nin kazanacağına inandığım bu mücadelede heder olmak bile birkaç kişinin içerisinde bir kişinin heder olması bile benim için önemli değildir."
TOPLUMUMUZUN BÜYÜK BÖLÜMÜ ŞAŞKINLIK İÇİNDE
Soylu, Başbakan Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunurken, şöyle konuştu:
"Bu montaj tekniği kullanılarak gerçekleştirilen kasetlerin, daha önceki örnekleri de Devlet Bahçeli için gerçekleştirilmişti. Sosyal medya çok yayıldı ve buna benzer montaj tekniklerine millet itibar etmez. Çünkü bir cinnet halinde artık yapabileceklerine sınır tanımayanlar, millet tarafından izlenmektedir. Bu cinnet hali, 30 Mart'ta tasfiye edilecektir. Bu kadar yalan ve iftira, haksızlık, Müslümanlığın hangisine sığıyor, bunu anlamakta zorlanıyorum. Sadece ben değil toplumumuzun büyük bölümü, bu konuda şaşkınlık içerisinde. Milletimizin kullandığı güzel bir deyimi var; küçük dilini yutmak. Bu yapılanlar, bizim küçük dilimizi yutmamıza neden olmuştur. Bunu büyük bir afat olarak görüyorum. Duam bu afattan, karşı karşıya kalan milletimizin kurtulmasıdır."
"Sayın Başbakanımızın bu meselede ortaya koymuş olduğu duruşun neyi ifade ettiğini, istiklal mücadelesi derken neyi anlatmaya çalıştığını bugün bütün milletimiz çok daha iyi anlamaktadır" diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ana muhalefet partisi ve muhalefet partisi liderlerinin sorumluluktan uzak, ayrıca AK Parti'yi mağlup edebilmek için her türlü kirli ittifaka yakın tavırları, siyasal tarihte onlar için sonun bir başlangıcıdır. Kılıçdaroğlu, siyaset hayatımıza musallat olan, maalesef ahlak düşkünü felakettir. Dün sadece CHP'nin, Kılıçdaroğlu'ndan kurtulmak gibi bir problemi vardı ama bugün artık Türkiye'nin Kılıçdaroğlu'ndan kurtulması gibi bir problem ortada durmaktadır. Görüntünün arkasındaki halis kişiliği, çaresizliğinin, yetersizliğinin ve ahlak düşkünlüğünün, kendisini, sürüklediği çıkmaz içerisinde çırpındırmaktadır."