AK Parti'nin zafer korkusu
Abone olSeçime giremeyen adayların küskünler saflarına katılacak olması düşüncesi, partiyi endişelendiriyor.
'nden Birol Uzunay'ın haberine göre, seçime giremeyen adayların
oluşturacağı “küskünler” ilk; yerel yönetimlerin büyük kısmının
kazanılmasından sonra vaatlerin yerine getirilememesi ikinci
tehlike. Sistemin, kazanılacak seçim zaferinden rahatsız olması ise
en büyük korku... Bugünlerde Türk siyaset hayatında bir ilk
gerçekleşiyor: AK Parti, 27 Mart Yerel Seçimleri için tek parti
döneminde bile gerçekleşmesi mümkün olmayacak kadar aday adayı
sayısına ulaştı. 27 Mart Yerel Seçimlerine tam 22 parti katılacak
ve AK Parti’ye yapılan adaylık başvuruları tüm partilerin
toplamından daha fazla.
İl, ilçe ve belde belediyeleri için AK Parti’ye bugüne kadar 8 bin
500 aday adayı başvurdu ve anketler AK Parti’nin yüzde 54 oranında
oy alacağını gösteriyor.
İlk bakışta 27 Mart Yerel Seçimleri, AK Parti için tam bir zafer
havası içinde geçeceğe benziyor. Oysa madalyonun bir de arka yüzü
var. AK Parti kurmayları, partilerine olan yoğun ilginin ters
tepmesinden korkuyor. Seçime giremeyen adayların oluşturacağı
“küskünler” ilk, yerel yönetimlerin büyük kısmının kazanılmasından
sonra vaatlerin yerine getirilememesi ise ikinci büyük tehlike.
Sistemin, kazanılacak seçim zaferinden rahatsız olması ise en büyük
korku.
AK Partilileri düşündüren en somut olaylar ise ANAP’ın yüzde 36’lık
seçim zaferinden sonra yüzde 21’e inmesi ve 1989 Yerel
Seçimlerinden büyük bir zaferle ayrılan SHP’nin birkaç yıl sonra
tarihe karışması...
“Benim adayım daha büyük!” rekabeti partiyi bölüyor
Türkiye genelinde, il, ilçe ve belde olmak üzere, yaklaşık 3 bin
200 belediye bulunuyor. AK Parti’ye il belediyeleri için 653, ilçe
belediyeleri için 3 bin 642 ve belde belediyeleri için de 4 bin 157
aday adayı başvurdu.
Siyasi tarihimizde eşine zor rastlanır cinsten yoğun bir ilgiyle
karşılaşan AK Parti’den belediye başkan adayı olabilmek hayli zor.
Parti içindeki güçlerin desteklediği adaylar çoğu yerde çakışıyor
“Benim adayım seçime girsin” rekabeti parti içinde soğuk rüzgarlar
estiriyor. Muş, Adıyaman gibi nüfusu küçük illerde bile 20 aday
seçime girmek için rekabet ediyor. Kayseri’de ise tek bir aday var.
Kayserililer Abdullah Gül’ün Kayseri Belediye Başkan adayı Mehmet
Özhaseki’nin karşısına rakip çıkartmıyorlar. Parti içindeki güçlü
isimlerin ağırlıklarını koyduğu Çorum, Samsun, Aydın, Artvin,
Kastamonu gibi illerde de aday sayısı bir ya da ikiyle ifade
ediliyor.
AK Partili milletvekilleri adayların belirlenmesinde oldukça aktif
rol alıyor. Ancak ilçe belediyelerindeki tercihleri çoğu zaman
farklı oluyor ve rekabet burada başlıyor. Parti genel merkezini
yoğun bilgi bombardımanına tutan milletvekilleri, “kendi adayı”
dışındakilere olumsuz not verirken aday belirleme bir güç savaşına
dönüşmüş durumda. İlçe belediye başkan adayları için yoğun bir
rekabete giren milletvekilleri bazen büyükşehir belediye başkan
adayı için de anlaşmazlığa düşebiliyor. Özellikle İstanbul ve
Ankara’daki adayların parti içinde farklı kesimlere hitap etmesi
rekabeti artıran etkenler arasında.
AK Parti yöneticilerinden aldığımız bilgilere göre şimdiye kadar
milletvekilleri aday belirlemede tatlı bir rekabet içerisinde
bulunurken son günlerde hararetli tartışmalar başlamış durumda.
Kesin listelerin açıklanmasıyla rekabetin kavgaya dönüşmesi ise en
büyük tehlikelerden birisi.
DEHAP’ın güçlü olduğu illerde ise AK Parti’den belediye başkanı
olmak isteyenlerin sayısı oldukça az. Şırnak, Tunceli, Kars gibi
illerde sadece birer tane aday bulunabildi. Diyarbakır’da ise 2
aday adayı bulunuyor.
Siirt, başbakanın yumuşak karnı
Siirt Milletvekili olan Başbakan Tayyip Erdoğan, bu ilde yerel
seçimleri mutlaka kazanmak istiyor. Milletvekilliğinden istifa
ederek Erdoğan’a Meclis yolunu açan Mervan Gül, belediye başkanlığı
için ısrarlı... Tayyip Erdoğan ise Gül’ü Siirt’ten belediye başkan
adayı göstermek istemiyor. Çünkü Siirt Arap kökenli vatandaşların
yoğun olarak yaşadığı bir il. AK Parti Siirt Belediye Başkan
adayının Arap kökenli olması bir avantaj. Mervan Gül ise Kürt
kökenli. Bu sebeple yerel seçimi kaybetmekten korkan Tayyip
Erdoğan, “vefasız” damgasını yemek de istemiyor.
Seçimler zaferle sonuçlanacak; peki ya sonrası...
AK Parti, seçim sonuçları için 4 farklı anket şirketiyle çalışıyor.
Bugüne kadar şirketlerin ulaştığı ortak oran yüzde 54. Tek partili
dönemi anımsatan bu tahminin yan etkileri parti kurmaylarını kara
kara düşündürüyor. Sadece Ankara’nın Yenimahalle ilçesi için 50’nin
üzerinde, Adıyaman gibi küçük bir il için 22 aday çekişiyor. Seçim
sonunda oluşacak hatırı sayılır bir “küskünler tabakasının” partiye
zarar verme olasılığı için uygulanacak projeler bugünlerde hazırlık
aşamasında.
AK Parti, aday tespiti için ince eleyip sık dokumak istiyor; ancak
aday bolluğu partili yöneticileri korkutuyor. Parti kimliğini
yansıtamayacak adayların yerel yönetimlerde gösterecekleri
başarısızlık, genel seçimi doğrudan etkileyecek ve yüzde 35’lik oy
bir anda düşebilecek. Kazanılacak binlerce belediyenin kontrolünün
zor olacağını belirten bir parti yöneticisi korkusunu şu cümlelerle
özetliyor: “Bugün yükseliş trendimiz çok iyi ama belediye
başkanlarının başarısızlığı doğrudan partiye mal edilecek. Aynı
akıbeti SHP ve ANAP yaşadı. Bunları düşününce uykularımız kaçıyor.
“
AK Parti’den belediye başkanlığına talip olan 8 bin 500 adayın
sadece 50 tanesinin kadın aday olması da bir başka tehlike. Seçim
sonuçlarının ilk tartışmalı konularından biri de AK Parti’nin
kadınları niçin aday göstermediği olacak.
AK Parti seçim zengini olur mu?
Belediye Meclis üyeleri ve İl Genel Meclis üyeliği için adaylık
başvuruları halen devam ediyor. AK Parti, meclis üyelerinden 500
milyon lira başvuru parası alırken; büyükşehir belediyeleri için
5’şer milyar lira ücret talep etti.
Siyasi tarihimizin en büyük adaylık başvurusuyla karşılaşan AK
Parti’nin seçimlerden ne kadar aidat topladığı şimdilik net olarak
açıklanmıyor. Kamuoyunda seslendirilen 70 trilyon liranın çok
abartılı olduğunu söyleyen AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi
Başkanı Mustafa Ataş, gerçek rakamın ancak 8 trilyon lira olduğunu
belirtiyor.
AK Parti’nin yerel seçimlerdeki en yetkili ismi olan Genel Başkan
Yardımcısı Necati Çetinkaya ise toplanan paranın üçte ikilik
kısmının aday olunan bölgeye bırakıldığını, genel merkezin bu
paraya müdahale etmek istemediğini belirterek “Seçim adaylarından
para kazanma sevdalısı değiliz. Paralar bizim yerel
teşkilatlarımızın seçim masrafı olarak kullanılacak. Adaylık
karşılığında gizli olarak toplanan tek bir kuruşumuz da yok”
diyor.