AK Partinin silahı Nazım
Abone olDün yasaklı kötü olanlar bugün iyi. İşte bu durum AK Parti'ye ilham oldu. Nazım Hikmet savunmada anlatıldı.
AK Parti dün yaptığı sözlü savunmanın tam metnini bugün
internet sitesinden yayınladı. Cemil Çiçek savunma yaparken Nazım
Hikmet'ten örnekler verdi. Dün karşı olanların bugün şiirlerini
okuduğunu delil olarak sundu.
İDAM CEZASI GİBİ
Başsavcının delil olarak sunduğu örneklerle ilgili tekzip metinleri
mahkemeye sunuldu. Başbakan Erodoğan'a siyasi yasak halinde hükümet
kaosunun yaşanacağı anlatıldı.
AK Parti’nin sözlü savunmasında partinin anayasa dışı yöntemlere
başvurmadığı, hiçbir beyan ve eylemin laikliğe aykırı olmadığı
ifade edildi. “Siyasi partilerin kapatılması kişiler açısından idam
cezasına denk düşmektedir” yorumu yapıldı.
DÜNÜNÜN YASAKÇILARI BUGÜN EVET DİYOR
Türkiye siyasetinde bunun çok örnekleri görülmüştür. Ben kendi
çevreme baktığımda 60’lı yıllarda en hararetli bir şekilde her
şeyin devletleştirilmesini savunanların bugün nasıl özelleştirmeden
yana olduklarını, her türlü yabancı sermayeye karşı her şeyin
millileştirilmesini talep edenlerin bugün aman yabancı sermaye
Türkiye ye gelsin diye nasıl yoğun bir çaba içersinde olduklarını
müşahede edebiliyorum. Dolayısıyla dünün devletleştirmecileri ve
benimki gibi millileştirmecileri bugün ülke sorunlarında bir
noktaya gelebilmişlerdir.
TOPLUMDA DENGELER YERİNE TAM OTURMADIYSA
Hepimiz kendi hayatımızda dün nelerin yasak olduğunu bugün ise o
yasakların ne kadar anlamsız olduğunu gördük, yaşadık ve yaşıyoruz.
Yine şu kısa hayatımız içerisinde çok zaman geçmeden, öyle yarım
asır, bir asır veya çeyrek asır geçmeden fikirlerimizde çok köklü
değişiklikler olduğunu gördük. Mesela kendi hayatımızda bir
zamanlar Nazım Hikmet’e kimler karşı idi, şimdi kimler şiirini
okumaktadır? Doğru olan bugünküdür. Dolayısıyla burada söylemek
istediğim şey şu: Eğer bir toplumda dengeler yerli yerine
oturmadıysa, toplumda sağlıklı bir sosyal yapı, bir ekonomik yapı,
istikrarlı siyasi bir yapı ve süreç söz konusu değilse bu neviden
dönüşümler, bir taraftan öbür tarafa kıymet hükümlerinde
değişiklikler olmaktadır.
DÜNÜN YASAKLARI BUGÜN ÇÖZÜM OLUYOR
Dünün yasakları ve yasak fikirleri, bugünün siyasi alternatif ve
çözümleri olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bunun en kapsamlı
projesi Avrupa birliğidir. Geçmişte kimler Avrupa birliğine karşı
oldu? Şimdi aman Avrupa birliğine girelim diyen bunu yüksek sesle
söyleyenler kimler? Şüphesiz hepimiz, hepimiz değiştik. Öyleyse,
yarının muhtemel doğrularını bugün yasak ya da düşman ilan etmek,
değişimin değişmez dinamiğine ters düşmektedir."
TEKZİP METİNLERİ DELİL OLDU
Savunmanın 8 sayfalık giriş bölümünden sonraki birinci bölümünde,
“Siyasi partilerin yasaklanmasının evrensel standartlarıö
anlatıldı. Türkiye’de siyasi partilerin yasaklanmasının genel
tarihçesinin de anlatıldığı sözlü savunmada, “Bu davada sunulan
delillerin ispat hukuku bakımından delil olma değeri yokturö
denildi. “Aslı olmayan haberlerin delil olarak gösterildiğiönin
belirtildiği birinci bölümün (a) bendinde ise toplam 21 adet belge
Yüksek Mahkemeye sunuldu. Savcı’nın öne sürdüğü “bazı iddiaların
soruşturulduğuö belirtilerek bu konuda da Mahkemeye 3 adet belge
sunuldu. “Adli yargılama veya adli soruşturma sonucu verilmiş
kararlarınö Savcı tarafından dikkate alınmadığı belirtilen sözlü
savunmada, hakkında kesinleşmiş Cumhuriyet Savcılığı kararları olan
6 iddia da yeraldı. Mahkemeye ayrıca tekzip edilen 7 adet haber de
belgeleriyle sunuldu.
GÜL’E İKİ, ARINÇ’A BİR SAYFA
Sözlü savunmada, parti üyesi olmayan kişilerin eylem ve beyanlarına
yer verildiği isim isim açıklandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
tarafından Anayasa Mahkemesi’ne delil olarak sunulan Başbakan ve
milletvekillerinin konuşmalarının “yasama dokunulmazlığıö
kapsamında olduğu ifade edildi. Sözlü savunma metninde
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e iki sayfalık yer verildi. Gül’ün eylem
ve beyanlarının delil olarak gösterildiğinin anlatıldığı savunmada,
dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç’a bir sayfa yer ayrıldı. Gül ve
Arınç, savunma metninin 66-69 sayfalarında yeraldı.
AKP’NİN LAİKLİK ANLAYIŞI
“AK Parti ile modern laiklik anlayışı birbirine uyumludur. AK Parti
laiklik anlayışını sadece programına yazmakla kalmamış aynı zamanda
uygulamıştır. AK Parti üyelerinin ve yetkili organlarının laikliğe
aykırı hiçbir eylemi yoktur."
LAİKLİĞE AYKIRI DEĞİL
“Yasama yetkisinin kullanılması, laiklik ilkesine aykırı bir eylem
değildir. Yürütme organının icraatları, laikliğe aykırı eylem
değildir. Yerel yönetimlerin icraatları, laikliğe eylem değildir.
Ak Parti üyelerinin ve yetkili organlarının düşünce açıklamaları
laikliğe aykırı eylem değildir.
Dinin birleştiriciliğine vurgu yapmak laiklik ilkesine aykırı
değildir. ‘Dindar birinin laik devlet yapısını benimseyebileceğini
veya laikliğin dindarlığın teminatı olduğunu’, söylemek veya
laiklik konusunda değerlendirmeler yapmak, laiklik ilkesine aykırı
değildir. Başörtüsü sorunu ve çözümüne dair konuşmak ve öneriler
getirmek laiklik ilkesine aykırı değildir. Üniversiteye girişteki
katsayı sorununu konuşmak ve çözüm önerileri getirmek laikliğe
aykırı değildir. Yürürlüğe girmiş Anayasa ve Yasa değişiklerinin
uygulanması gerektiğini söylemek laiklik ilkesine aykırı değildir.
Kişi, organ, kurum karar, sorun, yasa ve olayları eleştirmek
laiklik ilkesine aykırı değildir."
İKTİDAR PARTİSİNİN KAPATILMASI
“Bu davada Anayasa’nın aradığı ‘yoğunluk’ ve ‘kararlılık’ içinde
işlenmiş olması koşulları gerçekleşmemiştir. AK Parti demokratik
düzen için tehlike değildir. AK Parti yetkili organlarınca doğrudan
ve kararlılıkla işlenmiş hiçbir eylem ve beyan yoktur. AK Parti’nin
tasavvur ettiği ve savunduğu toplumsal model demokratik toplumdur.
AK Partinin şiddetle ilişkilendirilme gayretleri abesle iştigaldir.
AK Parti’yi hoşgörüsüzlükle itham etmek gülünçtür. AK Parti
hükümetlerinin dış politikası laiklik ilkesi arasında bir ilişki
kurulması yanlıştır. Anayasa iktidar partisinin odak olmasına imkan
vermez. İktidar partisinin kapatılması demokratik devlet ilkesine
aykırıdır."
HÜKÜMET KAOSUNA DİKKAT ÇEKİLDİ
Bu arada, sözlü savunmanın bir bölümünde de Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın yasaklanması halinde ortaya çıkacak hükümet boşluğuna
dikkat çekildi. Bu bölümde ise, olası bir hükümet bunalımına üstü
örtülü dikkat çekilerek, “Başbakanın yasaklanması halinde,
Başbakan’ın istifa etmiş sayılacağı ve Başbakan’ın istifasıyla da
hükümetin düşeceği aşikardır" ifadesine yer verildi.
RİSK TEŞKİL ETMEYEN HİÇ BİR PARTİ YOK
AK Parti’nin barışçıl bir yöntemle anayasa değişikliğini gündeme
getirdiği dile getirildi ve bunun yasaklanmasına neden olmayacağı
vurgulandı. Başsavcı’nın delilerinin kurgusal ve sanal olduğu ifade
edilerek, Yalçınkaya’nın iddialarına göre “Yeryüzünde demokrasi ve
hukuk için risk teşkil etmeyecek hiç bir parti yoktur” denildi.
7.4 SİZE YETMEDİ Mİ? PANKARTI
1999 yılında yaşanan 17 Ağustos depreminden sonra açılan “7.4 size
yetmedi mi?” pankartı örnek gösterilerek, “Bu yaklaşımlar anonim
yaklaşımlar. Bu cezalar şahsi olamaz ve yanlış. O dönemde AK Parti
kurulmamıştı” dile getirildi.