Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Seçim öncesi tüm uyarılara rağmen çeşitli hatalar yapan AK
Parti, yenilenecek seçimler öncesi de maalesef ama maalesef yeni
hatalara imza atıyor.
Sırasıyla gidecek olursak...
İstanbul İl Seçim Kurulu, aldığı kararlarla İstanbul seçimlerini
içinden çıkılamaz bir hale getirdi. Önce AK Parti'nin yaptığı,
"İstanbul'daki oyların tamamı sayılsın" itirazını
reddetti.
Ardından AK Parti'nin İstanbul için yaptığı itirazı kabul etti ama
bu kez sadece Büyükşehir Belediye Başkanı'na verilen oyların
sıkıntılı olduğunu belirterek yeni bir sıkıntılı sürecin kapısını
araladı.
Bana göre AK Parti'nin, diğer partilerden önce, yani CHP ve İYİ
Parti'den önce bu karara itiraz etmesi gerekiyordu. Ayrıca AK
Parti'nin CHP ve İYİ Parti'nin daha sonra Yüksek Seçim Kurulu'na
yaptığı, "İstanbul'daki oyların tamamı yeniden
sayılsın" itirazına tereddüt etmeden destek vermesi
gerekiyordu.
Ancak AK Parti, YSK'nın topluma bir türlü anlatılamayan sıkıntılı
kararını sahiplenerek hem seçimi hukuksuzca yenileten parti
konumuna düştü hem de Ekrem İmamoğlu mağdur olmamasına rağmen,
mağdur olmuş gibi görünmesine sebep oldu.
Yüksek Seçim Kurulu, seçimlere bir yıl kalıncaya kadar kendisine
somut bir delil getirilmesi durumunda seçimlerin iptaline veya
yenilenmesine karar verebiliyor.
Bence AK Parti'nin bu noktada YSK'ya acilen "İstanbul'daki
seçimlerin tümden yenilenmesi" için somut delillerle
başvuru yapması gerekiyor.
Böyle bir başvuru AK Parti'ye zarar değil, yarar sağlar. En azından
Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere, muhaliflerin diline doladığı
"Sandık aynı sandık, görevli aynı görevli, oy aynı oy ama
sadece birini iptal ettiler" argümanı ellerinden alınmış
olur.
İkinci hata ise seçimlerin yenilenmesi kararının açıklandığı gün,
Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülmesi meselesi...
Bakın, birkaç gündür sahadayım ve alınan bu kararın seçmene
yansımasını izlemeye çalışıyorum.
Gördüğüm şu ki Abdullah Öcalan'la avukatlarının görüştürülmesi
kamuoyunda "AK Parti HDP'nin oylarını hanesine yazdırmak
istiyor" şeklinde algılanıyor.
Ben, AK Parti ve MHP'nin böyle bir düşünceyle hareket edeceğine
ihtimal vermiyorum. Zira böyle bir şey, iki partinin de kendini
inkârı anlamına gelir. Ayrıca seçim öncesi haklı olarak
dillendirdiğimiz "Beka" tartışmasının palavradan
ibaret olduğu yönünde bir düşünce oluşmasına neden olur ki böyle
bir şey hem AK Parti'nin hem de MHP'nin inandırıcılığını yerle bir
eder.
Öcalan ile avukatlarının görüştürülmesi tamamen rutin bir uygulama
olmuş olsa bile, AK Parti'nin bu görüşmelere seçim sonrasına kadar
ara vermesi en doğru yöntem olur.
Kaldı ki AK Parti'nin İstanbul'da HDP oylarına ihtiyacı da
yok.
Yapılan kamuoyu araştırmalarının tamamı, İstanbul'da 1 milyon 700
bin seçmenin küskün ve kırgın olduğu için sandık başına gitmediğini
gösteriyor.
Bu kitlenin üçte ikilik bölümünün AK Parti seçmeni ve bugüne kadar
HDP'ye oy vermeyen muhafazakâr kesim olduğu da aynı araştırma
sonuçlarına yansıyor.
AK parti ve MHP bu iki kesimi ikna edip sandık başına götürebilirse
zaten CHP'ye fark atacak duruma gelir.
Üstelik bu kesimleri ikna etmek zor değil.
Adı üstünde, kırgın ve küskün bu insanlar, düşman değil.
Gönüllerine dokunacak bir iki söz ile kırgınlıkları ve
küskünlükleri ortadan kalkacak bir kesim.
Daha önce de dile getirdim.
AK Parti'nin muhafazakâr Kürt kesimini ikna etmesi için, bu kesimin
sözüne itibar ettiği isimlerle bir çalışma yürütmesi
gerekiyor.
Savcı Sayan, Mehdi Eker, Orhan Miroğlu, Cuma İçten, Galip
Ensarioğlu gibi isimler bu kesimi ikna edebilecek isimler
olabilir.
Üçüncü hata ise AK Parti'yi savunan medyanın hala yanlış yöntem
izlemesi...
Ekrem İmamoğlu hakkındaki önemsiz haberlerin çok ama çok önemliymiş
gibi servis edilmesi kamuoyuna "Ben mağdur
edildim" argümanıyla giden Ekrem İmamoğlu'nun ekmeğine yağ
sürüyor.
Bunu yapmak yerine, oyları çalınan ve her haliyle mağdur edilen
Binali Yıldırım'a daha fazla haber desteği verilmesi gerekiyor.
Slogan meselesine girmiyorum bile...
Başkasının "Her şey güzel olacak" sloganına
karşılık, "Daha güzel olacak" diye bir slogan
üretmek, kamuoyunda kopyacılık olarak algılanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kendisine seslenen bir seçmene ani bir
refleks verdiği cevap AK Parti'nin sloganı olamaz, olmamalı!
Rahmetli Erol Olçok bu sloganı duymuş olsaydı herhalde çılgına
dönerdi.
AK Parti'nin bu noktada İstanbul'a has ve İstanbul'a özel bir
sloganla kitleleri coşturması gerekiyor.
Ve son olarak...
CHP, yenilenecek İstanbul seçimlerine bu kez akademisyenlerle,
sanatçılarla, gazetecilerle ve eski siyasilerle topyekûn bir
şekilde hazırlanıyor.
Şunu kabul edelim ki insanlar akşamları ekran başına geçiyor ve
haber programlarında kimin ne söylediğine bakıyor. AK Parti'yi
savunmak için ekrana çıkan isimlerin bazıları ekranda adeta dayak
yiyor ve gıkı çıkmıyor. Bu süreçte ekrana çıkacak isimlerin
itinayla belirlenmesi gerekiyor.
Ayrıca bu programlara çıkarılan gazeteci ve akademisyenlerin sahaya
sürülmesi gerekiyor. Çünkü böyle dönemlerde insanlar partili
isimlerden ziyade, gazetecilerin ve akademisyenlerin sözleriyle
ikna olmayı tercih ediyor.
Özetle…
Seçime henüz çok var.
Paniğe gerek yok zaten panik olacak bir durum da yok. Yapılan bu
hatalar ortadan kaldırılırsa bu seçimin mutlak galibi AK Parti
olacak.
Bundan adım gibi eminim!
Not: Hadi Özışık'ın youtube kanalında bu konuda ve başka konularda çok şey konuştuk. https://www.youtube.com/hadiozisik adresinden dinleyebilirsiniz. Kanala ABONE olup yorumlarınızı yazabilirsiniz. Ben oradayım sizi de beklerim.