Ak Parti'nin B planı çifte sandık
Abone olReferandum süresi 120 günden 60 güne indi ancak CHP 'bir yıl' formülünü öne sürdü. AK Partı YSK'nın kararını bekliyor.
CHP'nin, referandum süresini 120 günden 60 güne indiren
düzenlemenin bir yıldan önce uygulanamayacağına ilişkin iddiasının
ardından, YSK da aynı doğrultuda karar verirse AKP 'çifte
sandık' formülünü devreye sokacak.
Böylece 2011 Mayısı'nda hem genel seçimler hem de anayasa
değişikliğine ilişkin referandum birlikte yapılacak.
Akşam Gazetesi'nin haberine göre Anayasa değişikliği konusunda
kararlı olan hükümetin Meclis'e sunduğu ve referandum süresini 120
günden 60 güne indiren kanun teklifi önceki gün Genel Kurul'dan
geçti.
Ancak değişikliğin gelecek döneme bırakılmasını isteyen CHP, Anayasa'nın 67. ve 79. Maddelerini dayanak göstererek, düzenlemenin bir yıldan önce uygulanamayacağını iddia ediyor.
MAYIS 2011'DE ÇİFTE SANDIK
AKP'nin gözü şimdi Yüksek Seçim Kurulu'ndan gelecek
haberde.
YSK da CHP ile aynı doğrultuda görüş bildirirse, AKP bu kez
'çifte sandık' formülünü devreye sokacak. Bu
durumda, 2011 Temmuzu'nda yapılması gereken genel seçimler mayıs
ayına çekilecek. Anayasa değişikliği öngören paket de aynı tarihte
referanduma sunulacak.
CHP'NİN TAVRI 367 SÜRECİNDEKİ GİBİ
'Referandum süresini kısaltan yasayı Anayasa Mahkemesi'ne
götüreceğiz' diyen CHP'nin tavrını '367
sürecine' benzeten Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
'Bunun tutarlı yanı yok ama iptal ettirme yoluna
gideceklerse kendi bilecekleri iş' dedi.
CHP'de, 'bir yıl içinde seçim ile bir yıl içinde
referandum'u ayıramayan bir zihniyet bulunduğunu belirten
Arınç, şunları söyledi:
'İddia ettikleri konu aynen 367 konusu gibidir. Kimsenin
hukuki bulmadığı ama işe yarayabileceği düşünülen bir argüman
maalesef kullanılmıştır ve verdiği karardan dolayı eminim Anayasa
Mahkemesi fevkalade yıpranmıştır. Çünkü 367'nin hiçbir hukuki
tarafı yoktur. O siyasi bir manevraydı. TBMM'de cumhurbaşkanı
seçtirmemek için birilerinin bulduğu argümanı Anayasa Mahkemesi de
maalesef kabul etmişti.'
AKP'li bir kurmay da 'Bize hukuka dolanarak çelme takmaya
çalışırlarsa, biz de karşı hamlede bulunuruz. Demokrasilerde
çareler bitmez. Halk, gereken cevabı verir' görüşünü
ortaya koydu.
'Olmaz' diyenler kendini inkar ediyor
Türk Patent 2009 ödülleri dağıtım töreninde konuşan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeminde yine anayasa
değişikliğine ilişkin tartışmalar vardı. Türkiye'ye dar gelen
kalıpları değiştirmenin mücadelesini verdiklerini belirten Erdoğan,
muhalefeti eleştirdi. 'Değişimi, dönüşümü sırf bu hükümet
yapıyor diye karşı çıkmak samimiyetsizliktir' diyen
Erdoğan, şunları söyledi:
BU SINAVI GEÇMELİYİZ
'Efendim '1.5 yıl sonra seçim var. Seçime giderken anayasa
değişikliği mi olur, reform mu olur?' Çok partili hayata geçtiğimiz
günden 2002 yılı sonuna kadar hükümetlerin ortalama iktidarda
bulunma süresi sadece 16 aydır. Ortalama her 16 ayda bir bu ülkede
hükümet değişmiş. Şu anda seçime yaklaşık 17 ay var. Bu Meclis ile
olmaz diyenler kendi kendilerini inkar ediyorlar. Onlara milletin
verdiği yetkiyi inkar ediyorlar. Milletten aldıkları emaneti inkar
ediyorlar. Siyasi sistemi inkar ediyorlar. Siyasetçi, siyasi
sistemi inkar ediyor. Ciddi bir demokrasi ve samimiyet sınavından
geçiyoruz. Bu sınavı geçmek zorundayız. Güçlü bir Türkiye için
kalkınmış, büyüyen, gelişen bir Türkiye için bu reformları ardı
ardına gerçekleştirmek zorundayız.'
UZLAŞMAYI BİLMİYORLAR
SAMİMİYETSİZLİK: Türkiye'nin bu anayasayla, bu
hukuk sistemiyle modern dünya ile bütünleşmesinin güç olacağı bugün
daha net olarak görülmüştür. Reformları, demokratikleşmeyi sırf bu
hükümet istiyor diye karşı çıkmak büyük bir samimiyetsizliktir. Bu
ülkenin, bu milletin çıkarlarını düşünmemektir.
ÖNYARGI: Daha reformun mahiyeti, değişikliğin
içeriği belli olmadan 'istemeyiz, karşı çıkarız, engelleriz'
diyenler, gerçek niyetlerini ortaya koyuyorlar. Bu kadar peşin
fikirli olmak, bu kadar ön yargılı olmak ve uzlaşıya kapalı olmak
kimseye bir fayda sağlamadığı gibi bu ülkenin de yararına değildir.
Değişime direnenler bırakınız bu reform çabalarına katkı vermeyi
özgürce konuşmayı, müzakere etmeyi bile kabullenemiyorlar.