AK Partililer Baykalı yuhladı
Abone ol23 Nisan Bayramı nedeniyle özel gündemle toplanan Meclis’te Baykal’ın sözleri, AKP’lilerin yuh sesleri vardı…
ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER-ÖZEL
ANKARA/ 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı
kutlamaları çerçevesinde TBMM’de özel gündemle toplantı yapıldı.
Toplantıda konuşan liderler; siyasi kavgaya ara vermedi.
Cumhurbaşkanı Gül’ün de izlediği toplantıda, Başbakan Erdoğan’ın;
“80 yıllık ezberle siyaset yapanlar” diye eleştirdiği CHP Lideri
Deniz Baykal’ın sözleri, Bayram havasını, siyaset kavgasına
çevirdi.
MUHALEFET GÜL’Ü ALKIŞLAMADI
Meclis Genel Kurulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
nedeniyle özel oturumla toplandı. Saat 14.00’de başlayan Genel
Kurul’daki özel oturuma, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt ve kuvvet komutanları katılmazken, Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül, Genel Kurul salonuna AKP’li milletvekillerinin alkışları
arasında girerek locadaki yerini aldı. Muhalefet ise Gül’ü
alkışlamadı.
Yabancı misyon şeflerinin de katıldığı özel gündemli oturum
İstiklal Marşıyla başladı. Köksal Toptan’ın yönettiği oturumda ilk
konuşmayı Başbakan Erdoğan yaptı.
BAYKAL’IN KONUŞMASI
Erdoğan’dan sonra konuşan Baykal, halkı Müslüman olan bir ülkede,
bir yandan dine saygı gösterilirken bir yandan dinin devlet
yönetiminde, hukukta ve eğitimde egemenliğine son vermenin, yani
çağdaş laikliğin TBMM’nin en büyük eseri olduğunu söyledi. Baykal,
23 Nisan’ın egemenlik ve bağımsızlığın da temeli olduğunu
belirterek, “bu devleti kuranlar en güç koşullarda bile
yabancıların hakimiyetine girmeyi kabul etmemişlerdir. Ne yazık
ki,. Bugün de milli egemenliğimize, bağımsızlığımıza, saygı
göstermeyen bazı yabancı çevrelerin kendi arzularını dayatmaya
çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye’yi yönetenlerin bu
baskılara direnmelerini, egemenliğimize ve bağımsızlığımıza sahip
çıkmalarını bekliyoruz” dedi.
YARGIMIZA BASKI
Baykal, Lozan’daki kazanımlarımıza aykırı taleplerin Türkiye’ye
dayatıldığını ileri sürerek, “Türkiye’nin bağımsızlığının en güçlü
teminatlarından biri olan yüksek yargı organlarımıza baskı yapmaya
teşvik eden bazı çevreler de vardır. Bunları şiddetle kınıyoruz.
Hiç kimsenin hakimlerin özgür vicdanlarını etkileyemeyecektir” diye
konuştu.
Baykal konuşmasının son bölümünde, AKP sıralarında yuh
sesleriyle karşılanan şu sözleri dile getirdi:
'YUH'LANAN SÖZLERİ
“Denetimsiz iktidar, demokratik değildir. Meşru
değildir. Anayasa ve hukuk zafiyetleri oy oranları ile kapatılamaz.
Hiçbir seçim sonucu iktidarların hukuka ve anayasaya bağlı kalma
zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Siyasetin referansı hukuk ve
demokrasi olmaktan çıkar inanç ve din olursa bunun sonucu kargaşa,
çatışma ve karanlık bir otoriter rejimdir. Demokrasimizin sağladığı
olanakları cumhuriyetin ve devletin milli ve laik kimliğini ortadan
kaldırmak için kullanmak tam bir aymazlıktır. Dokunulmazlık
zırhının arkasına saklanan başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri
demokrasilerde yoktur.
Kendi suçları için af çıkaran bakanlar milletvekilleri
demokrasilerde yoktur. İktidar olanakları ile yakınlarına ihale
ayarlamak demokrasilerde yoktur. Devlet bankalarını kullanarak
yakınlarına yandaş medya satın almak demokrasilerde
yoktur. Devletin en önemli yönetim birimlerini cemaat,
tarikat örgütlenmelerine teslim etmek demokrasilerde yoktur.
Derslerde cihat çağrıları yapan, kasetlerle lise öğrencilerinin
beynini yıkayan bir kadrolaşma anlayışına mille eğitim Bakanlığını
teslim eden bir zihniyet demokrasilerde yoktur. Tüm bunların
sorgulanmasını engellemek için, ‘çoğunlumuz vardır’ deyip anayasayı
değiştirmeye kalkmak unutulmamalıdır ki, bu iktidarların kendi
meşruiyet temellerinin sorgulanmasına yol açar.”
ATATÜRK’ÜN TELGRAFIYLA BAŞLADI
Baykal’dan önce konuşan Başbakan Erdoğan konuşmasına,
ulu önder Atatürk’ün, 22 Nisan 1920 tarihli telgrafı anımsatarak
başladı. Erdoğan, milli iradenin temsilinin Meclis’ce yapıldığını
anlatarak, “Atatürk, milletten başka kimseden yetki
almamıştır” dedi.
Erdoğan, cumhuriyetin bütün niteliklerinin halkımızca yeterince
sahiplenmediğini söylemenin, milletin devletine sadakatini
tartışmalı hale getireceğini de belirterek, şunları söyledi:
80 YIL ÖNCEKİ EZBER
“80 yıl önceki ezber üzerinden siyaset yapanlar ne yazık ki,
milletimizin yaşadığı büyük değişim ve gelişmenin hem dışında hem
de çok gerisinde kalmıştır. Umuyorum ki onlar da yakında
Türkiye’nin artık o eski Türkiye olmadığını anlayacaktır.
Demokrasi, laiklik, hukuk devleti ve sosyal devlet anlayışları
birbirinin tamamlayıcısı, mütemmim cüzü durumundadır. Bunlar
arasında ayrım yapmak, bu bütünlüğü sulandırmaya çalışmak doğru
değildir. Demokratik siyaseti gözden düşürmeye yönelik her türlü
girişim, çağdışı bir anlayışın ürünü , beyhude bir çaba olarak
kalacaktır.”
KAVGAYA KARIŞMAYANLAR
Bu iki konuşmanın ardından diğer siyasi parti liderleri de konuştu.
Ahmet Türk konuşurken, MHP’lilerin çoğu dışarı çıktı. MHP lideri
Bahçeli, konuşmasının son bölümünde siyasete yönelik mesajlar da
verdi. Bahçeli, Avrupa Parlamento’sunun bildirisine gönderme
yaparak, “88 yıl sonra Türkiye’miz uluslar arası baskılar
karşısında milli kimliğimizin ve saygınlığımızın, vatan sathında
ise bin yıllık kardeşliğimizin özenle korunması gerek”
dedi.
DTP’li Ahmet Türk ise birinci Meclis’in katılımcı, kapsayıcı
özelliğinin bugün de geçerli olmasını istedi.