Kemal Kılıçdaroğlu 13 yıldır seçimle iş başına gelen
"Diktatör Erdoğan" ve diğer AK Partili isimler
hakkında beslediği niyeti dün açık etti.
"Biliyoruz, korsan bir gösteri yapıyorsunuz, hepinizi
Silivri'ye göndereceğim!" diyor CHP'nin lideri... Korsan
gösteri dediği Erdoğan'ın yaptığı açılışlar ve yaptığı konuşmalar
olsa gerek...
Benzer bir açıklamayı daha önce Gürsel Tekin medya konusunda
yapmıştı hatırlarsanız:
"8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el
koymak olacaktır.Sadece el mi koyacağım, buna bulaşmış bütün iş
adamlarından hesabını soracağız" demişti CHP'nin iki
numaralı ismi...
Dikkat buyurunuz...
İkisi de, bir mahkeme kararına, kişilerin
kendini savunmasına gerek olmadan yapacaklarını
dillendiriyor.
CHP zihniyetinin ddeğişmediğini ve asla değişmeyeceğini kendi
ağızlarıyla ikrar ediyor ikisi de...
Kılıçdaroğlu aylardır AK Parti'nin yapacağı her icraatı
"Yapacağım" diyerek meydan meydan dolaşıyor.
Zaten konuşmuyor, adeta telgraf çekiyor. "Çözeceğim,
yapacağım, sileceğim, bulacağım, düzelteceğim ve vereceğim!
Stop!"
Arada uzun cümleler kurmaya çalışınca çuvallıyor...
Mesela, "2019'da işsizliği sıfıra indireceğim, 2035 yılında
tekrar yüzde 5 seviyelerine çıkaracağım!" diyor.
Mesela, cilalı bir söz söyleyeyim derken, "Bu ülkenin tek
eksiği namussuz siyaset, onu da biz getireceğiz"
diyor.
Mesela "Bana dört yıl verin, bunun karşılığında 2035
yılında size bir şehir hediye edeyim" diyebiliyor.
Mesela, AK Parti iktidarının kaldırdığı üniversite harçlarını
yeniden kaldıracağını söylüyor.
Mesela AK Partili belediye tarafından Sakarya'da yapılan yeraltı
otoparkının üzerinde yaptığı mitingde, "Biz buranın altını
var ya altını, otopark yapacağız" diyor.
Mesela, mesela, mesela...
Önceki yıllara gidersek bu "Meselalar"ın sayısı
yüzleri bulacak, onun için burada keselim...
Son olarak başımıza ağır ceza reisi kesildi!
Huy çıkar, can çıkmaz derler...
CHP'nin huyu da bu... 50-60 yılda bir, birilerini darağacına
göndermeyince, hapislere tıktırmayınca hararet yapıyorlar. Bunu
yapamadıkları zamanlarda şehirlere bombalar yağdırıyor, kadınları
bile "Şapka kanununa muhalefet"ten asıyorlar.
Şimdi de başta Erdoğan olmak üzere, AK Partilileri Silivri
Cezaevine göndereceklermiş! 22 milyon insan Silivri'ye
sığmayacağına göre demek ki bazılarımızı Kağıttepe'ye, bazılarımızı
da Güneydoğu'nun incisi Mersin'e gönderecek herhal..
Kemal bey...
Silivri'ye göndermekle tehdit ettiğiniz adam, içeri girince daha
güçlenmiş olarak geri dönüyor, unuttunuz galiba...
Bir kere içeri attılar, yüzde 52'yi yakaladı, hatırlatayım
hani...
TEŞKİLATLARDA REHAVET VAR MI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir programda,
"Teşkilatlarda rehavet var" diye uyarıda
bulunmuş!
Aylardır bu sayfada aynı şeyi dile getirip durdum. Bunu söyleyen
ben olunca payıma düşen, "Kripto paralelci"
iftirası oldu.
Tattıkları iktidar gücünün numunelerinden olmak istemedikleri için
bu davaya sevdalı olanları "Paralelci" diyerek
yaftalayanlar...
Belaltı gazeteciliği yaparak ona buna namussuzca saldıranlar.
Devletin kurumlarına pencerelerden sızıp elindeki ganimeti arsızca
ve hayasızca reklam edenler.
Haydi buyrun, Erdoğan'ı da "kripto" ilan edin!
Hadi buyrun, "Seçim öncesi bunları söylemekteki niyetin ne?
Paralel yapı seni de mi satın aldı? Senin de mi kasetin
var?" diyerek Erdoğan'a saldırın!
Hadi buyrun, "Bu seçim çok büyük sürprizlere sahne
olacak" diyerek endişesini dışa vuran Erdoğan'a iki çift
laf edin ey içimizdeki cellatlar?
Ne o, yemiyor değil mi ey şerefini yitirmişler? Kancık gibi
kuyruğunuzu bacaklarınızın arasına kıstınız ve sustunuz!
Bir koltuk için, birazcık ganimet için, bir iki TV programı için
bugüne kadar yaralarınızı saranların bedeninde derin yaralar açacak
kadar alçak ve hainsiniz. "Bu davaya değil, Erdoğan'a da
değil, bizzat bize biat edin" diyecek kadar
namertsiniz.
Adam kelimesindeki hiç bir harfi haketmeyecek kadar
aşağılıksınız!
Bu hainliğiniz sayesinde sayıları milyonu bulan küskünler ordusu
oluşturdunuz. Onların yüreğinde zelzeleye neden oldunuz. Ganimet
açlığınız bir alev gibi herkesi kavurup yuttu.
Bu davaya en az paralel yapı kadar zarar verdiniz. Onlardan
öğrendiğiniz ihanet senaryolarını masumların üzerinde prova
ettiniz.
Bilesiniz ki ahlar ve beddualarla anılıyorsunuz.
Unutmayın!
Doğru kulağa edilecek birkaç kelime sizi rezil etmeye yetecek ve
kudretiniz oracıkta son bulacak!