Atatürk nasıl ki CHP'nin ve CHP'lilerin tekelinde değilse,
"dindarlık" da, AK Parti'nin veya AK Partililer'in tekelinde
değil!
Başbakan Erdoğan'ın "dindar nesil" sözünden, dindar
olan herkesin AK partili olduğu anlamını çıkarmamak lazım o
yüzden!
CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye ve irili ufaklı tüm partilere gönül verenler
de dindardır!
AK Parti'ye gönül verip dindar olmayanlar da vardır hiç
kuşkusuz!
***
Nesrin Yılmaz zihniyetindeki yazar
tayfası Atatürk'ü tekeline aldıkları yetmezmiş gibi,
dindarlığı da AK Parti'nin tekeline sokmaya çalışıyorlar!
Nesrin Yılmaz, İnternethaber'deki köşesinde şu
yorumu yapıyor:
"(...) Dindarlık, vicdan sahibi olmayı, kalp gözü
açık uyuyabilmeyi, merhameti, sabrı nefsinin efendisi yapmayı
gerektirir ki bu, başkasının öğretebileceği bir şey
değildir… Maya gereğidir! Dindar olmak, ceketinle
girdiğin siyasetten ceketinle çıkabilmektir mesela… Ne
yakınlarına ne de kendine fayda sağlayabilecek bütün işlerden,
ihalelerden uzak durabilmektir örneğin… Parayı
Tanrılaştırmamaktır… Rakibin de olsa kimseyi inancıyla
sorgulamamak, kimsenin inancıyla
ilgilenmemektir…"
Sevgili Nesrin'in yazdıkları doğru.
Ancak, hedefte sadece AK Parti olmamalı!
CHP'de yok mudur ceketiyle içeri girip bir servetle ayrılan?
Yakınlarına, kendine fayda sağlayan, yönettiği kurumu soyup soğana
çeviren CHP'li olmadı mı hiç?
Çok doğru, dindarlık rakibi bile olsa, kimseyi inancıyla
sorgulamamayı gerektiriyor, kimsenin inancıyla ilgilenmemeyi
gerektiriyor. Peki yıllarca insanların diniyle imanıyla
ilgilenenleri ne yapacağız Nesrin?
İnancı gereği kapının dışına itilen, genç
kızların elinden alınan geleceklerini nasıl iade edeceğiz
Nesrin?
Ya "İrtica" palavralarıyla hayatları
karartılan subaylar...
Yedi sülalesini ihya eden rütbelilere hangi gözle bakacağız
peki?
Hangi sıfatı yakıştıracağız onlara?
***
İSKİ, Ergun Göknel, Çankaya Belediyesi, öteki beriki...
Malı götüren götürdü, götürüyor.
Bu işin dindarlıkla alakası yok!
Hırsızlığın, soysuzluğun, yolsuzluğun dini, dindarlığı olmaz!
Allah korkusu olmayan hiç kimse zaten dindar
olamaz!
***
Ha şu var, gelin dindarlığı AK parti'nin tekeline sokmadan şu
gerçeklerin altını çizelim.
BİR- Riyakarlık almış başını gidiyor.
İKİ- Yalan, dolan, karalama, iftira had
safhada.
ÜÇ- Güç sarhoşu olanların sayısı her geçen
gün artıyor.
DÖRT- Allah korkusu ise ne yazık ki günden güne
azalıyor.
Dahası var...
Ve bunların hiçbiri dindarlıkla ilgili değil.
AK Parti başta olmak üzere tüm partilerde dindar olan, dindarlığını
yaşıyor!
Gelin Atatürk gibi, dindarlığı da birilerinin tekeline
sokmayalım.
Olur mu?