AK Partili vekilden bomba Öcalan yorumu
Abone olAK Parti'nin Kürt kökenli vekili Galip Ensarioğlu TGRT'de yayınlanan Basın Odası'nda bomba yorumlar yaptı. Ensarioğlu 'Son sözü Öcalan söylemeli' dedi.
İNTERNETHABER- AK Parti'nin Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu, TGRT Haber'de İnternethaber Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık'ın sorularını yanıtladı. Çözüm sürecine yönelik çarpıcı açıklamalar yapan Ensarioğlu, Öcalan'la ilgili yorumuyla gündem olacak.
Abdullah Öcalan'ın çözüm sürecinin en önemli aktörü olduğunun altını çizen Ensarioğlu, "PKK adına son sözü Öcalan söylemelidir" dedi ve BDP-PKK kanadına sert mesaj verdi:
"Hükümet PKK ve BDP'nin ideolojik taleplerini karşılamak zorunda değil."
Geri çekilme sürecinde dağa 2 bin kişinin çıktığı açıklayan Ensarioğlu, "PKK'ya güveniyor musunuz?" sorusuna "Kimse kimseye güvenmiyor ancak yanılsanız bile güvenmek zorundanız" diye yanıt verdi.
Ensarioğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle:
GERİ ÇEKİLME BİTTİ Mİ?
Başta hasta ve yaşlılar geri çekildi. Karşılıklı ciddi güvensizlik var. İki tarafta çok temkinli adımlar atıyor. Öcalan açısından kartlar açık, hükümetimiz açısından kartlar çok açık. Türkiye'de ölümleri durduracak olan bu proje için Sayın Başbakan önce 'Siyasi hayatıma mal olsa da yaparım' dedi sonra 'Hayatıma mal olsa yaparım' dedi. Tartışmalar doğaldır. Bunlar niye oluyor derken, eleştirirken... Bu süreç çok daha sancılı geçebilir. Biz daha iyi yürüsün diye telkinde bulunuyoruz. Şu anda geri çekilme daha sağlıklı yürüyor. Öcalan'ın mektup ve telkinleriyle örgüt daha sağlıklı bir geri çekilme sürdürüyor.
HER ŞEY ÖCALAN'A MI BAĞLI?
Öcalan bu örgütün kurucusu. Dünyanın hiçbir yerinde 13 yıldır hapiste olan bir lider, örgütü üzerinde tam anlamıyla hakim olamaz. Onun ismi üzerinden yürütülen bir hareket haline geldi. Öcalan'ın sözleri çok önemli. Örgütü çok iyi bilen bir lider.
MÜCADELEYİ BIRAKMAYIN SİZE SİLAH VERELİM!
Ancak 'devlet yetkilileri ile Öcalan İmralı'da oturdu' diye bir şey yok. Öcalan'ın da devletin de bunu hayata geçirmesi o kadar kolay da değil. Bu iş uluslararası bir boyut kazanmış durumda. 'Mücadaleyi bırakmayın, size silah verelim' diyen ülkeler var. Bu son süreçte bunlar daha da çeşitlendi. Bugün özellikle Avrupa'da ekonomi sıkıntılı var. Arap sermayesi ile geçinen Avrupa ekonomisi sıkıntı yaşadığı dönemde, Türkiye'de yatırım yapılabilir bir ülke olma durumuna gelince Arapların tercihi haline dönüştü. Araplar Türkiye'ye yatırım yapmaya başladı. Bu durumda Türkiye'nin istikrarsız hale gelmesi Avrupa'nın daha çok işlerine gelir hale geldi. Kuzey Irak'la yapılan petrol anlaşması da Avrupa'yı ciddi anlamda rahatsız etmiştir.
KANDİL'LE NEDEN RESTLEŞME BAŞLADI?
Bu süreçlerin dili, psikolojisi çok önemlidir. Herkes konuştuklarına çok dikkat etmelidir. Ben '2 bin kişi dağa çıktı' açıklamasını yaparken, onların hükümet üzerine söyledikleri bazı iddialara yanıt verdi.
Yeni askeri karakollar kuruluyor, yeni korucular görevlendirildi haberleri yalandı. Ben de bunları dile getirdim. Birbirimizi suçlayacaksak, biz söylemiyoruz ama dağa 2 bin adam çıktı dedim. Yine yol kesme, araç yakma, yasa dışı faaliyetler sürüyor. Bunlar barış sürecine uygun davranışlar değil. Bu suçlamalardan vazgeçip, en önemli fırsatı değerlendirelim dedim.
2 BİN RAKAMI RESMİ BİR VERİ Mİ?
Bugün Siirt Valisi de '100'ün üzerinde adam dağa çıktı' diyor. Bunlar resmi rakamlar var. 'Oğlumuz kızımız dağa gitti' diye bana gelen aileler var. Emniyete başvurdular, emniyet istihbaratın verdiği raporlarda insanların dağa çıktığı yönünde ifadeler var. BDP'ye giden yüzlerce aile var. Dağa gittiler getirin diyenler var. Ben bunun böyle olduğunu biliyorum. Benim söylemek istediğim insanların dağa çıkışına izin vermek sürece zarar verir. Süreç sürüyor. Öcalan'ın görüşme notları da yayınlandı. Süreç sağlıklı yürüyor. Bu süreci sıkıntıya sokacak her adımdan kaçınılması gerektiğini Öcalan da söyledi.
SON SÖZÜ ÖCALAN SÖYLEMELİDİR
Bu süreçte son sözü Öcalan'ın söylemesi gerektiğini düşünüyorum. Söyledikleri bu güne kadar son derece makul. Bu sürece destek veriyorsa sırf bunu Öcalan söyledi diye istemeyecek miyiz?
PKK CEPHESİNDEKİ EKSİKLİK NE?
Biz BDP'nin ya da PKK'nın ideolojik taleplerini karşılamak zorunda değiliz. Biz kültürel ve inançlarına yönelik, demokratik anlamda neye ihtiyaç varsao hakları tanımak zorundayız. PKK demokratik bir talepte bulunursa ve bu talebi vatandaş da istiyorsa sırf BDP istedi diye red mi edeceğiz? Ancak bu süreç gerçekleşecek diye de örgütün her istediği olacak diye bir şey yok.
AŞIRI TALEPLER ONLARI BAĞLAR
Aşırı talepler onları bağlar. Bunlar bizi bağlamaz. Örgüt elde ettiği konumu kaybetmek istemez. Bu da doğaldır. Bir grup elinde bir takım imkanlar varsa, bölgede hakimiyet kurmak ister. Onlar da zamanla törpülenecektir. Taleplerin haklılığı yoksa anlamı da yoktur.
PKK'YA GÜVENİYOR MUSUNUZ?
Kimse kimseye güvenmiyor. Ancak çözüm sürecini başlatmışsanız bu süreç güven üzerine yürür. Güvenmek zorundasınız. İsterseniz yanılın!
Varsayalım ki örgütün dediği her şey doğru. Bizi kandıracak. Dediklerinin hepsi doğru olsun ne olur? 10 yıl öncesinden bahsettik. Kürdün yok sayıldığı bir süreçten bugün geldiğimiz noktaya bakın. Kürtler'in yüzde 70-80 talepleri karşılanmış durumda.
Vatandaşlık tanımından rahatsızlar, anadilde eğitim istiyorlar ki bu evrensel bir haktır, Yerel yönetimlerin daha da güçlendirilmesini istiyorlar. Bizim programımız zaten böyle bir zeminde yürüyor. Yer- yöre isimleri iade edilsin diyorlar. Talepler bunlar.
BU ORTAMDA ADAM ÖLDÜRMEYE GEREK VAR MI?
Varsayalım hükümet PKK'yı kandırdı. Türk demokrasisinin geldiği noktada taleplerin yüzde 80'i karşılanmış. Adam öldürmeye gerek var mı?
SİLAHIN MİYADI DOLDU
Bu talepler için bir siyasi parti var. BDP var. Haklı olan talepleri diğer Kürt partileri ve Kürt siyasetçiler savunuyor. Ben de bir Kürdüm haklı talepleri ben de savunurum. İdeolojik talepler kendilerini bağlar. Bunlar için siyasal zemin müsait. Silahın miyadı dolmuştur, bunu söyleyen Öcalan'dır.
Örgütün başka bir ajandası var, dağa adam devşiriyor gibi endişeler olmasının, tamamen çekilsin demenin bir anlamı yok. Bu güvensizliğin gereksizliğini anlatmaya çalışıyorum.
ATILMASI GEREKEN HER ADIMI ATMADIK
PKK silah bırakmasa bile biz demokratik adımlarla bu halkın taleplerini karşılıyoruz. Henüz atmamız gereken her adımı atamadık. Biz her şeyi bitirdik iddiasında değiliz. Çok şeyi yaptık. Bundan sonrada yapılması gerekenleri yaparız. Örgütün birinci ikinci aşamasını beklemek zorunda değiliz
Biz bölgenin milletvekilleriyiz. Bölgeyi de biliyoruz. TV'lere çıkıp da kendimi gösterme merakım yok. Hassas dönemde her şeyin çok iyi anlaşılması gerekir. 1 hafta önceki düşüncelerimiz bugün geçerli olmayabilir. Örgütü de, Kürtleri de iyi yorumladığımı sanıyorum. Ben bunu anlatma gereği hissediyorum.
10 YIL SONRA TÜRKİYE'Yİ NASIL BİR GELECEK BEKLİYOR?
Bundan 10 sene önce uçağın üstünde Kürt yazdığı ve Türk hava sahasına girdği için kıyamet koptu biz bunları konuşuyorduk. Irak anayasasının tanıdığı statüyü tanımadık. Şimdi ne oldu?
Irak Kürdistanı'nın bütün müteahhitlik hizmetlerini Türkiye'deki firmalar yapıyor. Oradaki malların yüzde 80'i Türkiye'den gidiyor. 10 milyar dolar ticaret hacmimiz var sadece Kürt bölgesiyle.
AK Parti hükümeti K. Irak'la da geliştirdiği iyi ilişkiler sayesinde diğer ilişkiler Türkiye'nin lehine gelişiyor.
Bugün dünyanın 17'nci büyük ekonomisiyiz. Bu 10 yıllık muhteşem çabanın ürünü. Türkiye dünyanın en önemli çoğrafyasında bulunuyor. Kendi ülkesindeki Kürt sorunun çözen ve Suriye ile Irak'taki Kürtlerle entegre bir Türkiye Ortadoğu barışının önemli bir aktörü haline gelir.
ÖCALAN'A NASIL BİR ROL BİÇİLECEK?
Öcalan'la pazarlık yapılmış değil. Öcalan'ın geleceğiyle ilgili pazarlık yok. Bugünün meselesi kanın durması, iç barışın sağlanması. Bir bütün olarak daha ileriye taşıyacak yeni bir anayasayla yola devam edilecek. Türkiye sorunları çözünce 5 yıl sonra ne karar verir? Bunu o zaman konuşacağız.
ÇÖZÜM SÜRECİ SANDIĞA NASIL YANSIR?
Tüm eleştirilere karşın bu sürecin değerini bilen ve destekleyenler var. Bu sandığa olumlu yansıyacaktır elbet. PKK silah bırakacaksa, bu halka birşeyler vaad ediyorlarsa hak ettikleri oyu onlar da alırlar.
SEÇİM BARAJI YÜZDE KAÇ OLMALIDIR?
Seçim barajı bir sorundur. Başbakan istikrarın önemine hep vurgu yaptı. Seçim barajı bir sorundur, istikrar ne kadar önemliyse temsilde demokrasi daha önemlidir. Yüzde 5 mi makuldur bilemiyorum ama 5 ile 8 arasında oranlar telafüz ediliyor.
PYD KCK'NIN ALT KURULUŞUDUR
Suriye'de PYD'nin yönetimindeki hareket bayrak asmayla birlikte eski refleksleri gösteriyor devlet. CHP, düne kadar Suriye yönetimiyle dost olan CHP, müdahale olmaz diyen CHP, iki gün önce Loğoğlu 'Kürtler statü elde etmesin diye oraya müdahale edilsin' diyor. Çözüm sürecine destek vermeyen CHP, çözüm sürecine destek gibi panik laflar edildi. Niye müdahale edilecekmiş. PYD KCK'nın alt kuruluşudur. Bu kuruluşun lideri Öcalan'dır. Niyetler ne olursa olsun Esad'ı devirmek isteyen yönetimleri dinledik. Ama 8 bin yıldır orada yaşayanlar ortaya çıkan durumdan istifa etmek isteyince olay oluyor. Türkiye bu tehditlere karşı tedbir alabilir. Irak'taki Kürtlere laf edince Türkiye'dek Kürtlerin incineceğini bilmek gerekir. Suriye ve Irak'taki kürtler de Türkiye için bir tehdit değil, süreci destekleyen bir unsur olarak görülmelidir.