AK Parti’li Vekil, Zekeriya Öz’e ateş püskürdü
Abone olElazığ’da partisinin il teşkilatında basın toplantısı düzenleyen AK Parti Elazığ Milletvekili Şuay Alpay, HSYK ve savcı Zekeriya Öz’le ilgil...
Elazığ’da partisinin il teşkilatında basın toplantısı düzenleyen
AK Parti Elazığ Milletvekili Şuay Alpay, HSYK ve savcı Zekeriya
Öz’le ilgili açıklamalarda bulundu.
’’SAVCI ÖZ, BAŞBAKAN’I TEHDİT ETTİ’’
AK Parti Milletvekili Şuay Alpay, AK Parti Elazığ İl Başkanlığı’nda
basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Ejder Açıkkapı ile birlikte
basının karşısına geçen Milletvekili Alpay, HSYK’nın Savcı Zekeriya
Öz ile ilgili aldığı karara tepki gösterdi. Savcı Öz’ün Başbakan
Erdoğan’ı tehdit ettiğini dile getiren Alpay, "Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu’nun vermiş olduğu bir skandal karar Türkiye’ye
damgasını vurmuş oldu. Bu skandal karar HSYK 3. dairesinin savcısı
Zekeriya Öz’ün bu ülkenin Başbakanı hakkında gönderdiği Twitter
mesajında yapmış olduğu açık hakaret, açık tehdit, açık ahlaksız,
suç teşkil eden ifadelerle ve beyanlarla Başbakanımız hakkında
kullandığı ifadelerle sonunun Kaddafi gibi Saddam gibi olacağına
dair Twitter mesajları üzerine bir inceleme başlatılmıştı.
İncelemeyle ilgili olarak bu şahıs hakkında soruşturma açılmasıyla
ilgili olarak bir talep HSYK bünyesinde gündeme gelince bahse konu
3. Daire 3 üyesi tatilde olduğu gerekçesiyle 4 üye ile toplanıyor.
4 üyenin 2’si yine Cumhuriyet Gazetesi kaynaklı bir haberden alıntı
yaparak söylüyoruz. Paralel yapı mensubu olmayan 2 üye bu olayı çok
vahim buluyor ve bunun soruşturmaya değer bulunduğunu ifade edip bu
konuda görüş beyan ediyor. Ancak yine aynı kaynaktan yapılan
alıntılamaya göre paralel yapı mensubu olduğu iddia edilen 2 üyenin
bu mesajlarla ilgili olarak soruşturma açılmasına yer olmadığına
dair üstelik bir tanesinin de bu ifadenin, yani açıkça ölümle
tehdit edilen her tarafı ile suç teşkil eden bu eylem ve beyanın
maalesef ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesine dair
inanılmaz ve kabul edilemez gerekçesiyle ikiye iki şeklinde çıkan
kararla sonuç itibariyle bir defakto oluşuyor. Yani bir sonuçsuz
bırakma eylemi gerçekleşiyor ve bunun üzerine de son gelinen nokta
itibariyle bahse konu şahıs yani savcı Zekeriya Öz yaptığı bu hukuk
tanımaz, kanun tanımaz ve hukukun açıkça yasayı ayaklar altına alan
çiğneyen ve bu ülkenin Sayın Başbakanına açıkça tehdit oluşturacak
şekilde yaptığı bu eylem yanına kar kalmış oluyor. Soruşturmadan
kurtulmuş oluyor. 3. dairenin vermiş olduğu bu karar HSYK’yı
yeniden ülke gündeminde çok tartışılır hale getirmiştir" dedi.
"ZEKERİYA ÖZ’ÜN SAVCI OLARAK KALABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Savcı Zekeriya Öz ile ilgili 17 ve 25 Aralık’ta yapılan
operasyonlarındaki hukuka aykırı, olumsuz katkıları, Dubai’de
yapmış olduğu tatille ilgili de konuşan Milletvekili Alpay, "Savcı
hakkında yine bu hususlar hakkında inceleme yapılıyor. Bununla
ilgili müfettişler bunu sorgulamaya değer buluyor, bu konuda
soruşturma açılması talep ediliyor ve yine HSYK 3. Dairesi bahse
konu meseleyle alakalı benzer bir de defacto oluşturmak suretiyle
Savcı Zekeriya Öz hakkındaki bu iddialarında gerçeklikle karşılaşıp
ortaya çıkmasına engel olacak şekilde süreci de sonuçsuz bırakıyor.
Paralel yapıya mensup hakim, savcı ve şahıslarla ilgili olarak
hukuksuz, kanunsuz ve hukuk güvenini tamamen sarsacak ve anayasal
kurumu açıkça tartışılır hale getirecek bu örneklerle birlikte aynı
HSYK 3. Dairesi paralel yapı mensubu olmayan norma yurdum insanı
diyebileceğimiz mesleğini haysiyetine uygun bir şekilde yapmaya
çalışan diğer hakim ve savcılarla ilgili hayatın içerisinden diye
kabul edebileceğimiz, işte alkol metreye nefesle cevap vermemek,
görevi dışında ava gitmek gibi hayatın içerisinden kabul
edebileceğimiz vakayı adiye olarak değerlendirebilecek meselelere
bağlı olarak da çok süratli bir şekilde incelemeden sonra
soruşturma izni vererek, disiplin cezaları verilmesinin önünü
açıyor. Geldiğimiz noktada HSYK’nın özellikle de 3. Dairenin bahse
konu uygulamaları son iki günde gündeme damgasını vuran bu Zekeriya
Öz kararıyla bir anlamda tescillenmiş oldu. Bahse konu kararda
demin de ifade ettiğimiz gibi 4 üyeden iki tanesi, bu iddiayla
ilgili yani Sayın Başbakana yönelik tehdit hakaret ve açıkça suç
oluşturan eylem ve ifadelerle ilgili soruşturma açılması gerekir
dediği halde diğer iki üye bu konuda aksi görüş beyan ediyor
üstelik düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görüyor ve bir de
defacto oluşturuluyor. Buradan şu tespite ulaşmamız gerekiyor.
Savcı kisvesi altında bu tür hakaret ve tehditleri yapan hukuk
tanımayan ve yasaları ayaklar altına alan çiğneyen bir Zekeriya
Öz’ün artık savcı olarak kalabilmesi artık mümkün değildir. Derhal
istifa etmelidir. Mesleğin onur bakar ve haysiyetine uygun olmayan
davranışları sergilemiştir ve bu konuda sıklıkla bu işi tekrar eder
hale gelmiştir. Tarafsızlığını yitirmişti bu çok açıktır
dolayısıyla hem tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmesi hem
mesleğin onur ve vakarına uygun davranmadığı açıkça suç teşkil eden
eylem ve suçlar nedeniyle bu şahsın bir gün dahi cumhuriyet
savcılığı görevine devam etmemesi gerekir, derhal istifa etmesi
gerekir ve meslekten çıkarılma cezası verilmesi gerekir. Bunun
yanında bahse konu şahısla ilgili olarak özellikle bu skandal
karara imza atan ve bu şahsın soruşturmanın sonuçlandırılması ve
sonuç itibariyle yaptığı eylemle değerlendirilip disiplin cezası
verilmesinin önünü kesen ve bu şekilde yeniden HSYK’yı tartışılır
hale getiren, hukuk güvenliğini sarsan, vermiş olduğu karar ve
yaklaşımlarla da bu konuda çok doğru olmayan yaklaşımları ortaya
koyan yine aynı kaynaktan aldığımız bilgiyle söylüyorum ki paralel
yapı mensubu olan iki üyenin de derhal HSYK kurul görevinden istifa
etmesi gerekir. Bu konuda bu milletten özür dilemesi gerekir.
Dolayısıyla paralel yapı mensubu olan ve olmayanlar arasında
aslında çok trajik bir noktaya gelinmiştir. Bu sürdürülebilir bir
şey değildir. Asla kabul edilemez. Hukuk devleti olmaya çalışan ve
bu konuda önemli adımlar atan Türkiye’nin müktesebatına yakışmadığı
açık ve tartışmasızdır" şeklinde konuştu.
"TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ BİR YARGI OLSUN İSTİYORUZ"
Türkiye’de tarafsız ve bağımsız bir yargının olması gerektiğini
dile getiren Alpay, konuşmasına şöyle devam etti: "Birincisi
paralel yapıya mensup olan arkadaşlarımız hakkında söyleyecek
hiçbir sözümüz yok. Onlarla ilgili kararı kendileri vermişler. Bu
konuda akıl ve vicdanlarıyla ilgili olarak nasıl bir durumda
oldukları ortadadır. Ancak paralel yapıya mensup olmayan onur ve
haysiyetine erdemine uygun bir şekilde hakimlik ve savcılık
mesleğini sürdüren, aklını ve vicdanını kiraya vermemiş, sol,
sosyalist, sosyal demokrat, liberal, muhafazakar, ülkücü ve bunun
dışında tanımlamadığımız her türlü siyasi düşünce ve kanaate sahip
olmakla birlikte ki bu insani bir şeydir. Her düşünce ve kanaat
sahibi hakim ve savcı kardeşimizin, meslektaşımızın, bu defactoya,
fiili duruma artık bir son vermesi gerekir. Tavırlarıyla,
tarzlarıyla ortaya bir duruş koymaları gerekir. Çünkü bu hukuk
devleti açısından, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı açısından
asla kabul edilemez bir durumdur. Burada bir başka çağrıyı da
muhalefet partileri ile birlikte bir başka sürece dahil yapmak
istiyorum. Şu anda Türkiye’nin en önemli gündem maddesi
cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra benim
için önemli olan ikinci temel mesele son iki günde yaşadığımız
meseleden sonra HSYK’nın yapısıyla ilgili yapılması gereken acil
düzenleme bir değişikliktir. Arkadaşlar siyasi partiler gelir
geçer. Siyasi iktidarlarda gelip geçer. Millet destek olduğu
müddetçe var olurlar, desteklerini kestikleri zamanda siyasi
partilerde iktidarlarda görev sürelerini tamamlar ve yerlerini terk
ederler. Ancak ekmek gibi hava gibi su gibi ihtiyacımız olan bir
adalet mekanizması var, bir hukuk devlet sistemi anlayışı var. Bu
bakidir, devlet var oldukça millet var oldukça ebediyete kadar
tahkim edilmiş sürece devam eder. Ancak paralel yapının ve paralel
yapı gibi hem devleti, hem hukuk sitemini ele geçirme noktasında
gayret ve çaba içerisinde olanların yaptıkları işler, eylemler
kalıcıdır, tahrip edicidir, yok edicidir. Bu tehdit herkese
yöneliktir. Bu tehdit artık sayın başbakanın AK Parti ve
kadrolarının, siyasi iktidarın kendine yönelmiş bir tehlike
değildir. Son yaşananlardan sonrada bu çok açık ve yakın tehlike
haline dönüşmüştür. Başbakanımız, bakanlarımız, parti sözcülerimiz
çok sayıda açıklamalarda bulundular. Biz çok açık ve samimi bir
şekilde ifade ediyoruz. Hiç kimsenin hiçbir siyasi zümrenin,
cemaatin, yapının nüfuz etmediği, kontrol etmediği, ele
geçirmediği, haktan hukuktan yana olan adalet hissi ile davranan
tarafsız ve bağımsız bir yargı olsun istiyoruz. Bu bağımsız ve
tarafsız yargının, hukuk güvenliğini temin etmiş 77 milyonun her
bir ferdinin içinde kendini iyi hissettiği güvende hissettiği ve
herkese eşitçe yaklaşarak güven duygusu verecek bir yargıya
ihtiyacımız var. Bu yargıyı oluşturarak bir taraftan da bu yargı
faaliyetlerine aynı hassasiyetle yaklaşacak ve denetleyecek HSYK
yapısına ihtiyaç var. Burada bu çağrıyı yeniden yapmak
durumundayız. Tekrar söylüyorum muhalefet partilerine ve bize düşen
bir şey var, bu açık ve yakın tehlike hepimizi tehdit eder hale
dönüşmüştür. Kontrol edilemez hale gelmiştir. Yakıcı,yıkıcı ve
tahrip edici hale gelmiştir. Bu sebeple de bu müzakere sonuçlarının
başlamasını, parlamentoda siyasi grubu bulunan partilerin
yaklaşımını ortaya koyarak bu konuda bütün milletin üzerinde
mutabık kaldığı bir yapıyı yeniden oluşturmak için ciddi bir adım
atılmasına ihtiyaç vardır."
(İHA)