AK PARTİ’li Soylu’dan açıklamalar
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti’yi sadece bir siyasal parti olarak görme ve düşünmenin yanıltıcı ve aldatıcı olaca...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti’yi
sadece bir siyasal parti olarak görme ve düşünmenin yanıltıcı ve
aldatıcı olacağını söyledi.
Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen programa katılan Soylu,
yaptığı uzun konuşmada AK Parti’nin 10 yılda destansı hizmetler
yapıldığını belirterek, siyasetin para, pul, mevki, makam için
yapılmadığını yaratılmışların en şereflisi olan insana hizmet etmek
için yapıldığını ve siyasetin ideal hedefinin de bu olduğunu
söyledi.
“AK Parti’yi sadece bir siyasal parti olarak görmek ve düşünmek
yanıltıcı ve aldatıcı olur” tespitinde bulunan Soylu, “Bir büyük
iddianın, bir büyük medeniyetin, bir büyük geleceğin inşasını ve
imarını ortaya koymaya çalışan bir anlayışın içerisindeyiz hepimiz”
dedi.
Türkiye’nin 10 yıldır dışardan izleyenlerin bile hayal edemediği
bir noktaya geldiğine vurgu yapan Soylu, “Bunu kimse sizin cebinize
koymadı. Bunu sizler gerçekleştirdiniz. İktidara gelemezsiniz diye
telkinlerde bulunanlara milletimiz aldırmadı. Dik durdu. Adnan
Menderes’in fotoğrafını göstererek sonunuz bunun gibi olur diye
tehdit ederken yine onlara aldırmadınız. Dik durdunuz, yine
mücadele ettiniz.” ifadelerini kullandı.
Bugün güçlü bir Türkiye ve bu Türkiye’nin başında güçlü bir
Başbakan olduğunu belirten Soylu, “Balkanların, Orta Doğu’nun, Orta
Asya’nın, Kafkasya’nın ve etrafımızda ve dünyada bugün mazlumluk
çeken kendi derdini anlatamayan kendi ülkemizin insanlarının
içerisinde dünyanın her noktasında olan herkesin bugün Türkiye’nin
güçlenmesinden, Türkiye’nin büyümesinden, ülkemizin
özgürleşmesinden, sivilleşmesinden, zenginleşmesinden,
demokratikleşmesinden, bir şekilde kendine ait gelecek payı
çıkaracak bir tablo ile karşı karşıyasınız.” diye konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİ TÜRKİYE’NİN YENİ YAPISAL REFORMUDUR”
Türkiye’de 1923 yılında kişi başına gelir seviyesinin 46 dolardan,
1970 yılında 400 dolara çıktığını, bugün ise 10 bin 500 dolara
çıktığını belirten Soylu, 2023 vizyonunda ise bunun 25 bin dolar
olarak hedeflendiğini ifade etti. Türkiye’nin bunu yaparken bir
taraftan da 2023, 2053 ve 2071 vizyonunu oluşturma yolunda yapısal
reformlarına devam ettiğini kaydeden Soylu, şunları söyledi:
“Büyükşehir yasası Türkiye’nin yeni yapısal reformudur, kentsel
dönüşüm, 4+4+4 Türkiye’nin yeni yapısal reformudur, yeni anayasa
Türkiye’nin yeni yapısal reformudur, başkanlık sistemi Türkiye’nin
yeni yapısal reformudur ve çözüm süreci Türkiye’nin yeni yapısal
reformudur. Artık yarına ait heyecanımızı hep birlikte
gerçekleştireceğimiz ve bir arada, birlikte olabileceğimiz, yepyeni
bir süreci ortaya koyabileceğimiz bir Türkiye’ye adım atmak için bu
yapısal reformların tamamını geleceğe taşımakla mükellefiz.”
Türkiye’nin çözüm süreci ile birlikte asrın adımını da attığını
belirten Soylu, “Türkiye çözüm süreci ile beraber kendisi üzerine
uygulanan mühendislik planlarının tamamını sonlandırmaya
çalışmaktadır. Çözüm süreci budur. Çözüm süreci bizim
kimliğimizdir. Çözüm süreci bizim anlayışımızdır, bizim
geleneğimizdir, milli benliğimizdir, insanlığımızın gereğidir,
herkesin bir arada ve eşit vatandaş olduğu, kimsenin diline,
rengine, siyasi anlayışına, inancına, mezhebine, inanç farkına
bakmadan herkesi kucaklamaktır. Biz buyuz zaten. Biz herkesi
kucaklamakla mükellefiz” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ 3 KRİTİK SEÇİMİN EN ÖNEMLİSİ YEREL SEÇİMLERDİR”
Türkiye’nin önünde üç kritik seçim olduğunu ve bunlardan ilki olan
Mart yerel seçimlerinin olduğunu ifade eden Soylu, “Önemli bir
döneme doğru adım atıyoruz. Çok önemli bir seçime doğru gidiyoruz.
Siyasetçiler için her seçim önemlidir ama bu topraklarda ayak
bastığımız günlerden başlayarak en kritik dönemi ve en kritik
seçimi önümüzdeki iki yıl içerisinde karşılayacağız. Hazırız buna.
Ben 5,5 ayda toplam 75 vilayet gezdim şuana kadar. Bu fırsatı bu
millet ilk kez yakaladı. Milli iradenin bir şekilde bundan sonra
geri dönmeyecek şekilde tecelli etmesi fırsatını bu millet ilk defa
yakaladı” diye konuştu.
Seçimlerin ‘dönüşüm’ ve ‘sonuç’ seçimi olarak ikiye ayrıldığını
kaydeden Soylu, dönüşüm seçimleri içerisinde 1950, 1983 seçimleri
ve 12 Eylül 2010 referandumunu dahil ederek, “2002 seçimi de hem 14
Mayıs 1950’den hem de 6 Kasım 1983’den etkileri, sonuçları ve
süreci itibariyle daha büyük bir dönüşümün yapısal ve Türkiye’yi
geleceğe taşıyacak bir büyük dönüşümün seçimidir. 12 Eylül 2010
referandumu büyük bir dönüşüm seçimidir. Artık millet 780 bin
kilometrekarelik Türkiye haritasına imzasını basmış, ondan sonra bu
işin önemli bir paydaşı da benim demiştir. Önümüzdeki Mart mahalli
seçimleri bütün bu en önemli seçimlerinden kat be kat daha
önemlidir. Bu sadece bir yerel seçim değildir. Sadece bir Belediye
Meclisi üyesi seçimine, sadece ‘Aman Gümüşhane Belediye
Başkanlığına bizim olsun’ seçimi değildir bu seçim. Bunu böyle bir
gün hesabı üzerinden yapmamalıyız. Bu seçim üç set seçimin en
önemli kapılarından bir tanesidir” ifadelerini kullandı.
“ANADOLU’DA MİLLET DİREKT OLARAK KENDİ DEVLET BAŞKANINI HİÇ
SEÇEMEMİŞTİR”
Anadolu coğrafyasında milletin direkt olarak kendi devlet başkanını
hiç seçmediğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu:
“Selçuklular ve Osmanlılar da dahil olmak üzere. Geniş bir millet
iradesinde ilk kez bir Cumhurbaşkanı seçilecek. Benim bütün idealim
bu. Bu ülkede bu ülkenin adamlarının bir kez daha, bundan sonra
devamlı olarak halkın seçeceği Cumhurbaşkanlığı seçimi. O zaman bu
ülkede egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır.”
DOZER VE ZABITA BENZETMESİ
İktidarı sürecince yaptıklarını ve Türkiye’nin bugün geldiği durumu
3 katlı bir eve benzeten Soylu, evin bir katı ile çatısının
kaldığını belirterek, buna karşın ‘dışarda da bir dozer, elinde
balyozu olan zabıtalar var’ tespitinde bulundu ve şunları
söyledi:
“Bekliyorlar aman bir rehavet olsun. Bekliyorlar, aman ülkede veya
dünyada bir sıkıntı olsun dozerle beraber o milletin kurduğu huzur,
müreffeh, saadet yuvasını bunların tekrar başına geçirelim. Tekrar
iktidar olsunlar ama muktedir olamasınlar. Tekrar onları
istediğimiz gibi idare edelim, tekrar onları çalıştıralım ama
faizleri kendi cebimizde biriktirelim diye bir büyük çabanın, bir
büyük heyecanının içindeler. Gelecek nesillere ait ve geçmiş
nesillerin bize bıraktığı emanetlerle birlikte sorumluluğumuz daha
yüksektir. Dünden daha yüksektir. Eğer bu seviyeye gelmemiş
olsaydık bunu bir hamaset nutuğu olarak hepimiz yapabilirdik. Ama
bir rasyonelite ile bir reel durumla bir gerçek durumla bir gerçek
tabloyla hep beraber karşı karşıyayız. Dün bir çalışmışsak 2014
Mart’ına kadar beş çalışmalıyız. Ev ev, kapı kapı. Siyaset insana
dokunmaktır. Siyaset nefsini bir şekilde ayaklarının altına alıp,
belki de hiçbir şekilde gitmeyeceğin insana ‘ne olursun bu ülkenin
geleceği için, yarınları için, geçmişinde yaşanan bir takım
sıkıntılara tekrar düşmemek için, hadi bakalım bu büyük mücadele
içerisinde sende ol, bize oy ver’ diye oy istemek ve herkese gitmek
zorundayız. Herkese bu bir seçim değildir, bu bir Türkiye
geleceğinin tercihidir diye bu hepimizin geleceğinin tercihidir
diye gitmek zorunda olduğumuz bir seçimdir. Çok çalışmak ve çok
gayret göstermek zorundayız.”
“ALDILAR ÖZAL’I, MENDERES’İ AMA BU SEFER MİLLET İNAT ETTİ ADAMINI
VERMİYOR”
Genel Başkan Yardımcısı Soylu, 2014 Mart’tan sonra Türkiye’de
Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu belirterek, “Aldılar milletin
adamlarını rahmetli Menderes’i de, rahmetli Özal’ı da. Millet bu
sefer inat etti adamını vermiyor. İşte o adamını en güçlü yerine
çıkarıp yeniden millet iradesini taçlandırmak gerekir. O bizim
sorumluluğumuzdur. Herkes bizden bu sorumluluğu beklemektedir. Onun
için bu işin birtek iksiri vardır. O iksirde çalışmak, çalışmak,
hasbi bir şekilde çalışmak ve gayret göstermek, millete biz size
hizmet etmek istiyoruz ve Türkiye’nin geleceğini aydınlık, parlak,
güçlü ve Türkiye’yi bölgesinde lider, güçlü küresel bir aktör
haline getirmek istiyoruz. Sakın millete yaptığımız hizmetleri biz
size şunu yaptık, bunu yaptık diye anlatmayalım. Ama şunu
söyleyelim, biz emrinizde daha fazla hizmet etmek istiyoruz,
hizmete talibiz. Yaptıklarımız elbetteki yapacaklarımızın teminatı
olacaktır. Ama biz milletin hizmetine talibiz” dedi.
(İHA)