AK Partili Şahin’den Anayasa açıklaması
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Mehmet Ali Şahin, “Darbe anayasasını değiştirmek için yola çıktık ama, d...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu
üyesi Mehmet Ali Şahin, “Darbe anayasasını değiştirmek için yola
çıktık ama, darbecilerin iradesini muhafaza etmeye çalışanlarla
mücadele etmeye çalıştığımız için, yeni bir anayasa metini ortaya
koymakta zorlanıyoruz” dedi.
Partisinin Karabük İl Danışma Kurulu toplantısına katılan AK Parti
Genel Başkan Yardımcısı ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Mehmet
Ali Şahin, "Mayıs ayının bizim tarihimize kara leke olarak geçmiş
bir tarihi var" diyerek, 27 Mayıs 1960’da, 10 yıldır halkın verdiği
oyla seçilip parlamentoya gelmiş ve üç seçimi de üst üste kazanarak
ülke yönetiminde bulunan Demokrat Parti iktidarına karşı askeri
darbe gerçekleştirildiğini söyledi.
"1960 DARBESİ, CUMHURİYETİ KURAN İRADEYE VE 1924 ANAYASASINA DA
DARBE YAPMIŞTIR"
Demokrat Parti’nin 1950 seçimlerinde "Yeter söz milletin" diyerek
yola çıkıp; 1950, 54 ve 57 seçimlerini kazanarak tek başına
iktidara gelmiş bir parti olduğunu anlatan Şahin, “1960 yılında
askeri darbe ile Meclis feshedilmiş, genel başkanı rahmetli Adnan
Menderes ve arkadaşları Yassıada’ya gönderilmiş, orada uydurma bir
mahkemede yargılanmışlardı. Yüksek Adalet Divanı, -Yüksek
Adaletsizlik Divanı- demek daha doğru olur. 27 Mayıs’ta sadece,
sandıktan çıkan milletin iradesi ile çıkmış olan bir iktidar
alaşağı edilmemiştir; aynı zamanda Cumhuriyeti kuran iradeye karşı
da darbe yapılmıştır. Sadece iş başında bulunan Demokrat Parti
iktidarına karşı yapılan bir darbe değildir 27 Mayıs 1960... Aynı
zamanda Cumhuriyeti kuran iradeye ve bu iradenin ürünü olan 1924
anayasasına da bir darbe yapılmıştır. Çünkü 1924 anayasası da
yürürlükten kaldırılarak, darbeciler kendi anayasalarını yürürlüğe
koydular. Koymuşlar da ne oldu? Şu anda biz TBMM’de yeni bir
anayasa yapmak için, 1982 darbe ürünü anayasayı yürürlükten
kaldırarak, millet iradesine dayalı, milletin beklentilerine cevap
verecek yeni anayasa yapmak için çalışıyoruz. 1,5 yılı geçti; yeni
bir anayasayı biz milletin önüne koyamadık. Niye koyamadık? O
masada birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızı ve o arkadaşlarımızın
mensup olduğu partileri eleştirmek bakımından söylemiyorum; bazı
siyasi partiler 1960, 1980 darbesinin ruhunu taşıyorlarmış
görüntüsü veriyorlar. Şimdi bir anayasada en önemli madde egemenlik
maddesidir. Egemenlik yetkisi kimdedir, kim kullanır? 1924
anayasasında ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk
milletini ancak TBMM temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını
o kullanır.’ Darbeciler geldi anayasa yaptılar; ‘Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir’ cümlesini muhafaza ettiler ancak, geri kalanı
değiştirdiler. ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, millet
egemenlik hakkını yetkili organların eliyle kullanır ancak’ diyor.
Yani TBMM’ye ortaklar çıkarttılar eş yetkilere sahip. Silahlı
Kuvvetler, Yargı, YÖK bunlardan birileri... TBMM ne kadar millet
adına egemenlik yetkisine sahipse, bu organlar da sahiptir diye
getirdiler. Darbeciler darbelerine kılıf hazırladı. Biz darbe
yapıyoruz ama, milletin egemenlik hakkını kullandığımız için darbe
yapıyoruz demeye getirdiler. 1924 anayasası böyle değil.
Cumhuriyeti kuranlar böyle yapmadı anayasayı. Ama o nedenle diyorum
ki; darbe ürünü anayasalar ve darbeciler aslında, Cumhuriyeti kuran
iradeye ve o iradenin ürünü olan anayasaya da darbe yaptılar”
dedi.
"DARBECİLERİN ANAYASASINA SARILIYORLAR"
Şahin, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda AK Parti olarak 1924
anayasasındaki egemenlik düzenlemesini aynen muhafaza etmek
istediklerini, ancak iki siyasi partinin buna şiddetle karşı
çıktığını da anlatarak, "1961, 1982 anayasası, egemenlik ile,
ilgili yetkili organları ile kullanmasını aynen korumak istiyoruz
diyor CHP ve MHP... Dokundurtmayız diyorlar; biz de ikna etmeye
çalışıyoruz. Biz bu uzlaşma masasını darbe ürünü anayasasından
Türkiye’yi kurtarmak için kurmadık mı? Bu masada darbe ürünü
anayasayı ortadan kaldırarak; milletin arzularına uygun, milletin
beklentisine uygun bir anayasa yapmak için bulunmuyor muyuz? O
halde 1924 anayasasındaki egemenlik ve onun kullanımı ile ilgili
maddeyi aynen taşıyalım. ’Hayır’ diyorlar. Darbe anayasasını
değiştirmek için yola çıktık ama darbecilerin iradesini muhafaza
etmeye çalışanlarla mücadele etmeye çalıştığımız için, yeni bir
anayasa metini ortaya koymakta zorlanıyoruz. Ama yılmadan ikna
etmeye çalışacağız Haziran sonuna kadar. Sayın Kılıçdaroğlu her
konuşmasında, ’anayasanın ilk 4 maddesi bizim kırmızı çizgimizdir,
zinhar dokundurtmayız’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir
Cumhuriyettir; tamam bunda anlaştık zaten. 4 tane siyasi parti aynı
şeyi söylüyor. Geri kalanlar Cumhuriyetin temel nitelikleri,
demokrasi, laiklik ve sosyal hukuk devleti olmak. Ancak 1982
anayasayı oraya çok lüzumsuz ibareler sokmuş ki bunu sadeleştirelim
diyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin dili Türkçedir diyor. Biz
diyoruz ki; resmi dili de Türkçe olsun. Zaten maddenin vasfı resmi
dil diye geçiyor ama içeriği farklı. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli zinhar
bunlara dokundurtmayız bizim kırmızı çizgimizdir diyorlar. Sayın
Kılıçdaroğlu bu 4 madde sizin kırmızı çizginiz olamaz. Bu ancak
darbecilerin kırmızı çizgisi olur. Siz sık sık Cumhuriyet kuran
parti olmakla övünüyorsunuz. Niye 1924 anayasasına sahip
çıkmıyorsunuz? Madem Cumhuriyeti kuran parti olduğunuzu iddia
ediyorsunuz, Cumhuriyeti kuran parti iseniz 1924 anayasasına
sarılmanız lazım. Hayır, siz darbecilerin anayasasına
sarılıyorsunuz, o nedenle samimi değilsiniz. Zorluk buradan
kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.
Kılıçadaroğlu’nun, "Türk milleti ifadesini anayasadan asla
çıkarttırmayacağız" dediğini hatırlatan Şahin, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Sanki Türk milleti ifadesini anayasadan çıkartmaya çalışan
birileri varmış gibi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda senin partinin
üyeleri var, sorsana onlara. AK Parti Türk milleti ibaresini yeni
anayasası önerisinde masaya getirdiğinde çıkartmış mı? Çıkartmadı.
’Egemenlik kayıtsız şartsız Türk milletinindir. Türk milletinin
egemenlik yetkisini’ diye başlıyor. Türk milleti ibaresini muhafaza
ediyoruz. Ama bizim bir şey çıkartmış olduğumuzu düşünerek, yalan
yanlış bilgilerle kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyor. Ya konudan
haberi yok; ya da ezbere konuşuyor, veyahut da kusura bakmasın ama
gerçekleri gizliyor. Yalan söylüyor diyemiyorum, çünkü edebim
müsaade etmez."
Şahin, konuşmasının bir bölümünde ise, Kılıçdaroğlu’nun; ’Recep
Tayyip Erdoğan asla Başkan olamayacaktır’ diye bir cümle
kullandığını da belirterek, “Bizim Başkanlık sistemi ile ilgili
çalışmamız var, herhalde onu kastediyor. Ben buradan, Karabük’ten
Sayın Kılıçdaroğlu’na bir çağrıda bulunuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu
cesaretin varsa, yüreğin yetiyorsa, Başkanlık sistemine Türkiye
geçtiğinde de olur veya şimdiki modele göre de olabilir. Önümüzdeki
yıl cumhurbaşkanlığı seçimi var. Biz AK Partililer olarak Sayın
Başbakanımızın, Genel Başkanımızın cumhurbaşkanı adayı olmasını
arzu ediyoruz ve bu göreve çok yakışacağını düşünüyoruz. Yüreğin
varsa gel Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına cumhurbaşkanı adayı
olarak çık. Var mı yüreğin? Mitinglerde, toplantılarda meydan
okumayı bırak, yüreğin varsa çıkarsın karşısına. Kılıçdaroğlu’na
geçenlerde bir TV kanalında canlı yayında, kendisine
cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan
karşı karşıya gelse ve aday olsa kime oy verirseniz diye soruldu
program yapımcısı tarafından. O da Abdullah Gül’e diyor. İddialı
bir ana muhalefet partisi liderinin şöyle söylemesi lazım; ’niye
onlara vereyim, bizim kendi adayımız olur, ben olurum ona oy
veririm.’ İnanmıyor. CHP, cumhurbaşkanı adayı çıkaracağına bile
inanmıyor. İnansa böyle der mi” diye konuştu. Toplantı, daha sonra
basına kapalı olarak devam etti.
(İHA)