AK Parti'li Ömer İleri, Yassıada'da mahkum edilen dedesi Tevfik İleri'yi anlattı
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, 27 Mayıs 1960 darbesi sırasında Yassıada'da mahkum edilenler arasında bulunan dedesi Ahmet Tevfik İleri'yi andı.
İleri, DP hükümetlerinde eğitim, kültür-sanat, ulaştırma ve
bayındırlık alanındaki icraatlarıyla tanınan dedesi Tevfik
İleri'nin vefatının 61'inci yılı dolayısıyla AA muhabirine
konuştu.
Dedesiyle tanışma fırsatı bulamadığını, ancak ailesinden hakkında çok şeyler öğrendiğini ve onun oluşturduğu "manevi atmosferi" soluduğunu belirten İleri, dedesinin çok sevilen ve insanları sevebilen biri olduğunu söyledi.
Dedesinin başarılı siyasetçi ve devlet adamı olarak anılmasını, "sevgi insanı" olmasına bağladığını aktaran İleri, çocuklarıyla ilişkisinin çok kuvvetli olduğunu, her akşam onlara şiir okuyup sohbet ettiğini ve eşine sürekli sevgi mektupları yazdığını aktardı.
İleri, dedesinin evden alınmasının ardından ailesinin süreci algılamakta zorlandığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Hatta babam (Cahit İleri) bana 'İlk günler hayıflanırdık.'
derdi. 'Bu olay gerçekleşti, Türkiye'nin ilerleme süreci sekteye
uğruyor. Aman bir an önce şu olay geçse de Türkiye ilerlemeye devam
etse.' Çünkü öyle milli bir heyecan var. Fabrikalar kuruluyor,
tarımda makineleşme, millet-devlet kaynaşması sağlanıyor. Gerçekten
ciddi bir atılım süreci söz konusu. Bunun kısa bir süre sekteye
uğraması bile insanları üzecek bir durumda. Böyle bir ruh
halindeler, yani algılayamamışlar tam olarak."
Darbe sabahında ailenin son görüşmesi
Çok geçmeden darbenin hedefinin DP ve siyasetçilerine yönelik olduğunun ortaya çıktığını vurgulayan İleri, "Sabah evinden alındığı zaman ailenin rahmetli dedemle artık son görüşmesi. Sonradan cezaevinde ailece bir görüşme gerçekleşmiş, Yassıada süreçlerinde uzaktan görme ve konuşmalar olmuş ama gerçek anlamda o sabah saatlerinde son görüşmesi oluyor." diye konuştu.
İleri, darbenin ardından baskı döneminin de başladığına işaret ederek, "Darbeyi yapanlar eve gelip, 'Niye bayrak asmıyorsunuz?' diyorlar. Yani kutlamanız lazım. Darbe yapılmış, evin babası tutsak alınmış, eve geliniyor ve 'Niye bayrak asmıyorsunuz?' diyorlar. Düşündükçe insanın tüylerini diken diken eden, o gün bunu yapan anlayışsız bir grup var." ifadesini kullandı.
Dedesinin yargılama sonuna kadar başı dik durduğunu ve çok güzel savunmalar yaptığını belirten İleri, Yassıada sürecine ilişkin savunmaların ve ithamların okunduğunda hukukun işlemediğinin görüleceğini vurguladı.
Son karelerden biri 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün maketiyle
İleri, dedesinin "milli eğitim" konusundaki vizyonu çerçevesinde önemli icraat yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Aslında onun basına verdiği son pozlardan biri bugünkü 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün maketinin önünde. Belli ki onu projelendirmiş, ihale aşamasına getirmiş ve hayata geçememiş darbe nedeniyle. Darbeler milletin maneviyatına, öz güvenine, ülkedeki siyasete ciddi zararlar veren gelişmeler. Ekonomi açısından da baktığınızda Demokrat Partinin son döneminde projelendirilmiş, ihale aşamasına gelmiş bir projenin hizmete girmesi darbe nedeniyle 1973'te yapıldı. Bu örnek bile aslında darbenin bir milletin ekonomik geleceğine vurduğu darbeyi de ortaya koymuş oluyor."
İleri'nin hayatı
Yüksek Mühendis Mektebi'nden (İstanbul Teknik Üniversitesi) 1933'te mezun olan Ahmet Tevfik İleri, bu okuldaki son yılında Milli Türk Talebe Birliği Başkanlığına seçilerek, Türkçülük hareketlerinde etkili oldu. İleri, Bulgaristan'ın Razgrad kentindeki Türk mezarlığını tahrip eden Bulgar gençlerini protesto etmek, Türkçenin yaygın olarak kullanımını sağlamak ve yerli malını teşvik etmek için mitingler ile kampanyalar düzenledi.
Erzurum'da 1933'te kara yolları kontrol mühendisi olarak çalışma hayatına başlayan İleri, 1937'de Çanakkale'de Nafia Müdürü, 1942'de Samsun'da Nafia ve Yedinci Bölge Müdürü olarak görev yaptı.
CHP'den 1946 seçimleri öncesi gelen milletvekilliği teklifini siyasi idealleriyle uyuşmadığı için reddeden İleri, DP'den gelen teklifi kabul ederek 1950 seçimlerinde milletvekilli seçildi.
Takım elbisesi, geriye taralı saçları, küçük, yuvarlak, ince çerçeveli gözlüklü tarzıyla dikkati çeken İleri, DP hükümetleri döneminde meclis reis vekilliği, devlet bakanlığı, başbakan yardımcılığı ile ulaştırma, bayındırlık ve milli eğitim bakanlıklarında önemli icraatlar gerçekleştirdi.
Türk Sanat Tarihi ve Yüksek İslam enstitülerini açtı
Memleketin dört bir yanında binlerce kilometre yol ve Hirfanlı Barajı'nın da aralarında bulunduğu 7 baraj yapan ileri, Orta Doğu Teknik, Karadeniz Teknik ve Erzurum Atatürk üniversitelerinin kurulmasının yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Tiyatroları çalışanlarının kadro ve özlük haklarıyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasını sağladı.
1950'de din derslerinin ilkokulların müfredat programına alınmasını sağlayan İleri, 1951'de Türk Sanat Tarihi Enstitüsünün kurulması, Türk kültür eserlerinin yayımının başlatılması, 20 yıl aradan sonra imam hatip okullarının yeniden açılması ve 1959'da İstanbul'da Yüksek İslam Enstitüsünün kurulmasında öncü oldu.
İleri, Milli Eğitim Bakanlığınca çıkarılan İnönü Ansiklopedisi'nin, 1952'de yeni bir yayın kurulu oluşturarak "Türk Ansiklopedisi" adıyla yayımlanmasını sürdürdü.
Tevfik İleri, 1952'de Köy Enstitülerini yapısında düzenlemeler yapmak için öğretmen okullarıyla birleştirdi.
Yassıada'da müebbet hapse mahkum edildi
27 Mayıs 1960 askeri darbesinde tutuklanarak Yassıada'ya götürülen İleri, "Vatan cephesi kurmak", "muhalefetin faaliyetini kısıtlayıp diktatörlük tesis etmek", "Meclis'i çalıştırmamak", "anayasayı ihlal" gibi suçlarla yargılandı.
Mahkemedeki savunmasında, "Ölüm belki de kurtuluştur. Memleketin huzuru, benim ölümüme ve hapishanelerde çürümeme bağlıysa kararınızı böyle verin. Memleketin hayrı için buna da razıyım" ifadesini kullanan İleri, müebbet hapse mahkum edilmesi üzerine Kayseri Bölge Cezaevi'ne götürüldü.
İleri, Kayseri Bölge Cezaevi'nden 24 Eylül 1961'de ailesine gönderdiği mektupta, "Size mal mülk, servet bırakmadım. Yalnız size şerefli, namuslu, erkek bir ad bırakabildim. Hiçbir zaman başınız yere bakmayacaktır. Bununla müteselliyim, siz de bununla iftihar edeceksiniz." ifadelerine yer verdi.
Cezaevinde kısa süre sonra rahatsızlanan ve Ankara Hastanesine kaldırılan İleri, 31 Aralık 1961'de kanser nedeniyle vefat etti. İleri'nin cenazesi Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi.