AK Partili Mercan'dan İsrail çıkışı
Abone olO gemide ben de olacaktım diyen AK Partili Murat Mercan, Gülen'in açıklamalarıyla ilgili bakın ne dedi;
TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Murat Mercan,
İsrail'in baskın yaptığı Mavi Marmara gemisiyle yola çıkacağını
ancak o tarihte ABD'de bulunduğu için gemiye binemediğini söyledi.
Mercan, Gülen'in açıklamalarına katılmadığını söylerken, sarfedilen
ifadelerin anlamsız olduğunu iddia etti.
AK Partili Murat Mercan, Bloomberg HT'de İsrail'in kanlı baskınının Gülin Yıldırımkaya'ya değerlendirdi. İşte programdaki o sözler;
"O GEMİDE BEN DE OLACAKTIM"
Bu konuda çok dedikodular, spekülasyonlar oldu. İlk defa sizin televizyonunuzda söylüyorum; ben de gitmek istedim, o gemide ben de olmak istedim. Fakat ben o sırada Amerika’daydım, geminin kalkacağı tarih ile benim Amerika’da olduğum tarih çakıştı onun için gemi de olamadım. Ben de Mavi Marmara ile yolculuğa çıkma irademi ortaya koyarken ne hükümete, ne meclise, ne de parti genel merkezine bu konuda soru sordum.
"KİMSE TELKİNDE BULUNMADI"
Kimse de bana git ya da gitme diye bir telkinde bulunmadı.
Hükümet ya da meclis ya da başbakan bana gitme diye bir telkinde
bulunmadı ama tesadüf oldu ve ben gidemedim çünkü bunun da çok
dedikodusu yapılıyor. Eğer bana böyle bir telkinde
bulunulmadıysa eminim diğer milletvekili arkadaşlara da
bulunulmamıştır. Ama git de demediler, gitme de demediler.
Çünkü bu bireysel bir girişim, bir sivil inisiyatif burada
hükümetin ya da partinin müdahalesi olmamalıdır.
G.Y: Bu konuda çok spekülasyon olduğunu söylediniz.
Yine bizim programımızda Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç dile
getirmişti; “AK Parti’den 15 milletvekili de gemiye binecekti son
anda vazgeçti, acaba ne oldu?” diye. AK Parti’den katılacak sizin
bildiğiniz isimler var mıydı?
Hayır, bildiğim isimler yok. Bu bir sivil hareket herkes kendi
kendisine gideyim ya da gitmeyeyim diye değerlendirme yapmış
olabilir. Çünkü biz daha önce Mısır’a beş altı arkadaşla beraber
gittik. Biz o zaman da genel merkeze, hükümete sormadık. Kendimiz
gittik. Orada da olaylar çıktı, engel oldular, taşlandık ama
sonuçta arabulucu olduk gerçekten orada katkımız oldu.
MİLLETVEKİLLERİNİ ENGELLEYEN OLMADI
Şimdi burada on beş tane milletvekili gitmek istedi de, hükümet engel oldu gibi bir tavır içinde olmak, bir düşünce içinde olmak doğru değildir. Çünkü hükümet ya da parti kimseye ne engel oldu, ne teşvik etti. Bu bir sivil inisiyatifti, isteyen gidebilirdi. Ben kendim gitmek arzusunu beyan ettim, benim gitmek istediğimi bütün dünya biliyor. Ama gidemedim. Başka arkadaşların gitmek isteyip istemediklerine dair herhangi bir malumattım söz konusu değil.
BU MİLLETVEKİLLERİ KİMMİŞ?
Bu konuda kim spekülasyon yapıyorsa yanlış yapıyor. Kimmiş bu on
beş milletvekili? Bak bir tanesi benim ben söylüyorum, diğer
arkadaşlara sordular mı, sormadılar mı? Var mı gerçekten on beş
tane milletvekili onu bilmiyorum. Bakın ben samimi
söyleyeyim bu yolculuğa katılacak on beş milletvekili
yoktur. En fazla üç beş arkadaş bunu gönlünden
geçirmiştir. Yani on beş diye bir rakam olacağına ihtimal
vermiyorum. Gitmeyi düşünenlerde daha önce Mısır’a gitmiş
arkadaşlar olabilir. Bunu da kendilerine sormak gerekir. Gitmek
isteyen arkadaşlar varsa da meclis çalışmalarından dolayı, yoğun
gündemden dolayı gidememiş olabilirler.
FETHULLAH GÜLEN'İN AÇIKLAMALARI
İLK ADIMDA ANLAMSIZ
G.Y: Fethullah Gülen’in yapmış olduğu açıklamayı
nasıl yorumladınız, hükümetle cemaatin arasında sorun olduğu
şeklindeki değerlendirmelere katılıyor musunuz?
Her şeyden önce herkesin bir konuda aynı düşünmesini beklememek
lazım, sonuçta demokratik çoğulcu bir ülkeyiz. Benim
açımdan baktığınız zaman, oraya gitme iradesini ortaya koymuş bir
insan olarak bu açıklamaları kendi adıma çok anlamlı
bulmadım. Öncelikle Gazze İsrail toprağı değil, evet orada
bir abluka var fakat Gazze’nin bir bağımsızlığı var. Orada
İsrail askeri yok, İsrail kontrolü yok.
"KIZILAY BÖLGEYE ZOR GİRDİ"
Gazze şimdiye kadar yapılan bütün yardım taleplerini geri çevirmiş, Kızılay Gazze’de savaş çıktıktan sonra 465 tane prefabrik ev yapmak istedi oraya 9-10 ay sonra yeni yeni girebilmeye başladı. O da bizim baskımızla girmeye başladı. Ortada böyle vahim bir trajedi var. Böyle bir trajedinin olduğu bir yerde ben doğrusu İsrail’den izin almanın ki izin alınıp alınmadığını bilmiyorum ama izin almak için girişimlerde bulunulduğunu biliyorum yani İHH yetkililerinin İsrailli yetkililere biz bu yükü götüreceğiz izin verin dediklerini biliyorum ama izin vermediler.
"İZİN YOKSA GİTMESİN DEMEK DOĞRU DEĞİL"
İzin verilmedi o zaman bunlar götürülmesin demekte doğru değildir. Herkesin üslubu farklı bazı sivil toplum örgütleri böyle yapar, bazıları öyle yapar. Yani bunları çok büyük mesele gibi ortaya koymamak gerekir. Ama benim kendi kanaatim bu tür girişimin doğru olduğudur. Hiç mi hırsızın suçu yok demiştim bu olay ilk ortaya çıktığı zaman, eğer İsrailli askerler silah kullanmamış olsalardı, İsrailli askerler o gemiye yine girebileceklerdi, o geminin Gazze’ye gidişini yine engelleyebileceklerdi.
"SİLAH KULLANMAYABİLİRLERDİ"
Engelleme güçleri vardı bütün bir filoyu oraya götürebilirlerdi,
silah kullanmayabilirlerdi. Bütün bu alternatifler varken
birilerinin kalkıp da İHH’nın yaptığı üzerine farklı
yorumlar yapmasını ben çok doğru bulmuyorum. Her yiğidin
bir yoğurt yiyişi vardır. Önemli olan bunların uluslar arası hukuk
çerçevesi içinde olmasıdır. Ben İHH’nın, uluslar arası hukuku
saldırının olduğu noktada çiğnediğine inanmıyorum. Aslında
İHH’ya yapılan saldırı uluslar arası hukuka
aykırıdır.
G.Y: Sizce Sayın Gülen neden bu yönde bir eleştiri
getirmiştir?
Tabii bu eleştirilerin nedenini ben bilemem. Daha sonra gazetelerde
bunu tekzip eden bazı yazılar da çıktı. Şimdi bizim medyamızın da
şöyle bir özelliği var; İlk söylenen söz manşetlere geliyor ondan
sonra konuşulanlar fazla gündeme gelmiyor. Asıl mülakat daha önce
yazılı olarak yapılmış, Ben gazetelerden haberin detayını okudum,
öncelikle yazılı mülakat yapılmış, çok farklı konular üzerinde
konuşulmuş ve daha sonra fotoğraf çekmek için Sayın Gülen’e bir
araya gelindiğinde beş dakikalık bir zaman zarfı içerisinde
manşetlere taşınan bu olay oluyor. Sayın Fettullah Gülen Hoca
Efendi bu olayla ilgili bir iki cümle söylemiş. Onlar
manşetlere taşındı ama yine bakın daha sonra yapılan açıklamalar,
Gazze ile ilgili o gazetede söylenenler, o gazetenin yaptığı
yayınlar, o gazetede yazılan köşe yazıları bütün bunları gördüğünüz
zaman, sanki ben bu yayınlarda biraz art niyet görüyorum.
Farklı düşünceler olabilir ama ben gönül birliği olduğuna
inanıyorum. Yani Fethullah Hoca’ya Gazze’deki garibanın, kadının,
çocuğun yaşadığı sıkıntıları en az benim kadar, en az başkası kadar
yüreğinin en derininde hissediyordur. Ben buna inanıyorum.