AK Partili Kılıç:'batmadık!'
Abone olAK Parti Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Türkiye'deki tüm AK Partililere seslendi: "Batmadık, bitmedik, hiçbir yere gitmiyoruz, yukarılara gidiyoruz."
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Medya ve Tanıtım Başkan
Vekili ve Samsun Milletvekili Suat Kılıç, AK Partili belediye
başkanları, il genel meclisi üyeleri ve teşkilat yöneticilerine
seslenerek, "Batmadık, bitmedik, hiçbir yere gitmiyoruz, yukarılara
gidiyoruz. Türkiye'mizi müreffeh yarınlara hazırlıyoruz. Ancak,
hükümetimizin yaptığı icraatları ve yapacağımız hizmetlerimizi
parti tabanımızın da çok iyi kavrama ve anlatabilme becerisine
sahip olabilmelidir" dedi. Bundan sonra eksiklikleri anlatmanın
değil, yapılanları ve yapılacakları gündeme taşımanın ve eksik
kalan yanların tamamlanmasının uğraşını vermek zamanı olduğuna
dikkat çeken Suat Kılıç, AK Parti'nin siyasetteki varlığının
herhangi bir partinin siyasetteki varlığıyla
özdeşleştirilemeyeceğini vurguladı. Kılıç, "Zira AK Parti
koltukları paylaşma sevdasıyla kurulmamıştır. AK Parti bir projenin
neticesi olarak kurulup hayata geçirilmiş değildir. AK Parti
milletin ihtiyaçlarına istinaden Türkiye'nin beklentilerini
karşılamak üzere milletin bağrından milletin arzusuna göre
şekillenerek çıkmış bir siyasi partidir" diye konuştu. AK Parti'yi
iktidara taşıyan parametrelerin ilki ve en önemli faktörünün Recep
Tayyip Erdoğan faktörü olduğuna değinen Kılıç, burada bilinmesi
gereken şeyin Erdoğan'ın bazılarının cilalı imaj çabalarıyla
siyasette yer edinme çabaları gibi bir projenin ürünü olmadığını
vurguladı. "Sayın Erdoğan bir proje değildir, imaj değildir, teknik
bir çalışmanın neticesi de değildir. Recep Tayyip Erdoğan genel
başkanımız ve başbakanımız olarak en büyük hasletiyle iş başındadır
ve o haslet milletin içinde yaşamış, milletin bağrından çıkmış
olmak, milletin hissiyatına tercüman olmak ve Anadolu'nun sessiz
milyonlarını kendi varlığında iktidara taşımış olmaktır. Bu nedenle
tek başımıza iktidarız ve milletin yüksek teveccühüne mahzar olduk
ve milletimizin hissiyatını iktidar sürecine taşımanın ve hizmet
etmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz" diyen Kılıç, geçmiş siyasi
iktidarları eleştirdi. Kılıç, geçmiş iktidarlar döneminde de pek
çok şeyin yazılıp, çizilip, vaat edildiğine değinerek, "Ama geçmiş
siyasi iktidarlar döneminde 'O ne verirse ben 5 bin lira fazlasını
vereceğim' denilmiştir. Bugün yaşanmakta olan problem de bu
anlayıştan kaynaklanmıştır. Türkiye geçmişten geleceğe
taşınamamıştır. Türkiye'yi geleceğe biz taşıyacağız. AK Parti
iktidarı devraldığı günden bu yana Türkiye'nin başarılamaz denilen
problemlerini bir bir aşmakta ve çözümsüz bırakılan sorunlarını
geride bırakmaktadır" şeklinde konuştu. AK Parti'nin Acil Eylem
Planı'nın; iktidarda 3. yılda enflasyonda tek haneli rakama
inileceğini vadettiğinde AK Parti'lilerin rüya gördüğünü
söyleyenler bugün kendilerinin rüyalarında bile yetişemeyecekleri
bir başarıyı hazmedemediğini kaydeden Kılıç, şöyle devam etti:
"Bizim 2. yılımızın sonunda yüzde 8 enflasyon oranını yakalamış
olmamızın kahrını yaşıyorlar. Yüzde 128'lere kadar tırmanan
faizleri 3. yıl içinde yüzde 20'lere indirileceğini söylediğimizde
bizi pembe bulutların üstünde dolaşmakla suçlayanlar 2. yılın
sonunda yüzde 15'lere indirilen faiz oranlarının şaşkınlığını
yaşıyorlar. Türkiye'de milli gelir rakamı iktidardaki 5. yılımızda
6-7 bin dolarlara çıkacak dediğimizde Türkiye'nin kişi başına milli
geliri 2 bin 200 dolar düzeyinden nasıl olacakta 5 yıl içinde 6 bin
dolara çıkaracak diye bizimle kafa bulmak isteyenler daha 2.
yılımızda 4 bin 112 dolara çıkan milli gelir rakamı karşısında
hayretlerini gizleyemedikleri gibi gıptayla bizi takip ediyorlar.
Zaman zaman başarıyı hazmedememenin, kabullenmenin ortaya çıkardığı
histeriyle 'Kaynak nerededir?' diye soruyorlar. Kaynak sizsiniz.
Türkiye'dir. Bunca şey yapılırken, muhalefet partilerinden, belli
basın kuruluşlarından, kimi sivil toplum örgütlerinden kimi yarı
sivil toplum örgütlerinden, kimi adı sivil olan ama kafa yapısı
sivilleşememiş sivil toplum örgütlerinden reaksiyonlar ve belli
tepkiler alıyoruz. Her defasında söylemeye gayret ettiğimiz şey
şudur: Marifet iltifata tabidir. Elbette ki eksikliklerimiz,
hatalarımız vardır. İnsanız ve hatadan münezzeh değiliz.
Yanlışımızı görmek, eksiğimizi tamamlamaktan bahtiyarlık duyarız.
Dinlemekten de haz alırız. Ama bizi hazmedemeyenler hazmedemeseler
de yaptığımız büyük işleri görmekle mükelleftir. Yaptığımızı
görmekte acz içine düşenler nerede olumsuzluk varsa bunu aramaya
kalkanların kürsülerde ve siyasetin zemininde saygınlığı da, kabul
edilebilirliği de yoktur. İktidara ve iktidar siyasetine muhalefet
etmeyi, muhalefet görevi olmadığı halde alışkanlık haline
getirenlere sözümüz var. İktidarın ne yaptığını, neyi başardığını,
neyi başarmakta olduğunu yapılamayan hangi işlerin altından
kalkmayı başardığını ve Türkiye'nin çözümsüz hangi sorunlarını
aşarak geride bıraktığını çok iyi anlatmakla mükellefiz. AK
kadrolar yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı çok iyi anlatabilme
becerisine sahip olmalıdır. Yaptıklarımız zaten icraat
raporlarımızda yer almaktadır. Bu raporlar mutlaka okunmalı ve
anlatılmalıdır" Zaman zaman izansız sorulara muhatap olduklarına ve
"2.5 yıldır iktidardasınız ne yaptınız?" diye sorulduğuna da işaret
eden Kılıç, bu soruyu soranların mutlaka cevabını alması
gerektiğine dikkat çekti. Kılıç, bu soruyu soranlara verilecek
cevabı şöyle sıraladı: "Sizin Türkiye'yi 3-5 yıl içinde 200 milyar
dolar borç altına soktuğunuz Türkiye'yi, borç faizlerini indirerek
faiz ödemelerinden 14.8 katrilyon tasarruf yaparak borçlarını
ödeyebilir hale getirdik. Sizin ekonomik krizlerle yüzde 128'lere
tırmandırdığınız faizleri yüzde 15'e indirdik. Sizin Şubat 2001
krizinde yıllık yüzde 80'e tırmandırdımenilen problemlerini bir bir
aşmağınız sadece 2001 yılının Mart ayında yüzde 8 olan enflasyonu
yıllık planda yüzde 8'e indirdik. Sizin ard arda yaşattığınız
ekonomik krizlerle 2 bin dolara indirdiğiniz milli geliri kişi
başına 4 bin dolara çıkarttık. Sizin ekonomik krizlerle 184 milyar
dolara indirdiğiniz toplam milli geliri 2 senede 293 milyar dolara
çıkarttık. Sizin 36 milyar dolar sınırını aştıramadığınız ihracat
rakamını 64 milyar dolara çıkardık. Sizin idare ettiğiniz
Türkiye'de haciz takibine maruz kalan köylüyü traktörünü haraç
mezat satmaktan ve ödeyemediği kredi borçlarından dolayı cezaevine
girmek için sırada beklemekten kurtarıp sadece 2004 yılında 30 bin
traktör almasını sağladık. Ülkemizde 2002 yılında 6 bin 300 traktör
satılmış ve iş başında değiliz. 2003'te 16 bin, 2004'te 30 bin
traktör satılmış. Sadece traktör satış rakamları bile Türkiye'de
piyasalara güven geldiğini, köylünün yeniden tarlaya girdiğini
göstermiyor mu? Duble yollar, havayolu ulaşımında indirimler,
eğitim, sağlık hamleleri ile 'Ne yaptınız?' sorusunu soranlara
verecek çok cevabımız var. Bizim yaptığımız o kadar başarılı iş var
ki, vereceğimiz cevaplarla bir daha bu saçma soruyu akıllarına bile
getirmemelerini sağlamalıyız"