AK Partili kadınlardan seferberlik
Abone olAK Parti dünya sıralamasında sonlara gelen Türk kadınının durumunu düzeltmek için seferberlik başlattı. Kadın Kolları Başkanı Şahin’den önemli açıklamalar var.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Dünya ekonomisi içinde ilk 20'ye girmekle övünen
Türkiye kadın-erkek eşitliğinde, kadına yönelik şiddet sorununda
ise ortaya çıkan kötü tablonun utancını yaşıyor.
Raporlara yansıyan sonuçları Türk kadınının hak etmediğini savunan
AK Parti bu utançtan kurtulmanın formülünü arıyor.
Bu sorunu çözmek için seferberlik başlattıklarını açıklayan AK
Parti Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin hazırlanan eylem planının
ayrıntılarını ve Türk kadınının hak ettiği konuma gelmesi için
yapılacakları açıkladı. Hedef 100'lü sıralarda bulunan Türk
kadınını ilk 50'lilere çıkarmak.
Kadın yargıcın eşinden yediği dayakla gündeme gelen şiddet
sorunu Şahin’e göre uzun soluklu bir mücadele ile çözülecek.
AK Parti hükümeti döneminde mahrem olarak gösterilen bu alana da el
atıldığını, “Arı kovanına çomak sokuldu”
sözleriyle anlatan Şahin şiddeti normalleştiren dizelere ise tepki
gösteriyor. Şahin’in bu sorunun çözümü için önerisi ise yasaklar
değil kendi içinde bir denetim. O denetim içinde hazırlıklar
tamam.
Kadınlarla ilgili bir başka tartışma konusu ise kızların eğitiminin
önündeki engellerden biri olan türban yasağı. Kamuda
pantolon yasağının kalkması için kadınların nasıl birlikte mücadele
verdiğini hatırlatan Şahin türban sorununun da aslında bundan
farklı olmadığını düşünüyor. Şahin’in dikkat çektiği bir
nokta da kız çocuklarının okumamasının bedeliyle ilgili:
“Bu kızlar okumasa ne oluyor, toplumun değerlerini, üretim
alanlarını, kapasitelerini küçültüyoruz”
Şahin’le AK Parti Genel Merkezi’ndeki odasında Atatürk’ün
kadınlarla birlikte yürüyüşünü gösteren bir fotoğrafın önünde
konuştuk. “Cumhuriyeti kuran felsefe bu. Kadın erkek yan
yana. Cumhuriyetin kurulması ve değerlerinin yerleşmesi için
birlikte mücadele ettiler. Bu bakış açısına bugün de ihtiyacımız
olduğunu göstermek için özellikle bu fotoğrafı astırdım”
diyen Şahin sorularımıza samimi yanıtlar verdi:
AK Parti iktidarında kadınlar
için çok önemli düzenlemeler yapıldı. Ancak uluslararası raporların
sonuçları çok kötü. Bunun nedeni nedir?
İnsani gelişmişlik kriterine baktığımızda Afrika, Ortadoğu
ülkelerine baktığımızda daha geri değiliz. Raporda kriterlerin
hesaplanmasında bir sorun var. Örneğin Güney Afrika’da bir ülkede
kişi başına bin dolar düşüyor, bizde 10 bin dolar. Ama orada
kadınla erkek arasında paylaşım oranı 400-600 dolar ise bizde 5-7
bin. Aslında onlardan 10 kat daha iyiyiz ama paylaşıma bakıldığında
kadının refah seviyesi olarak onlardan daha kötü görünüyoruz.
Pastayı paylaşmada özellikle istihdam alanında işgücü piyasasında
pastadan kadının aldığı pay erkeğin aldığı paydan dörtte bir düşük
görünüyor. Bu bir sorun. Türk kadınının niye bu hale geldiğini
anlamak için bu hesaplamaları bilmemiz gerekiyor.
SEFERBERLİK BAŞLATTIK
- Bu rapor sonuçlarını değiştirmek için neler yapmayı
planlıyorsunuz?
Bir raporumuz var. Hangi alanda ne yapmak gerek. Başbakan’a da
ilettik. Hangi endeksin bizi yukarı çıkaracağı hangisi üzerinde
çalışmamız gerek bunu çıkardık. Türkiye’nin hak ettiği noktaya
gelmesi için seferberlik başlattık. 2011 eylem palanında en önemli
hedeflerimizden biri cinsiyeti dayalı endekste daha yukarı çıkmak.
Örneğin okuma yazma oranını yükseltecek hızlı kampanyalar bizi
hızla yukarı taşıyacak. 2008’de yapılan Hane Başı Yaşam Standardı
anketini güncelleyip BM’ye göndermek gerek.
Atatürk dönemi sonrası siyasette kadın temsilinde ilk kez yüzde
10’a çıktık. Biz bunu yeterli görmüyoruz. Bu oranı iki katına
çıkarmak hedefimiz. Bürokraside kadın temsilinde sorun var. Bunun
için de istihdam genelgesi çıktı. Oluşturulan üst kurul var.
Bürokrasideki kadın oranlarının yükselmesi bu üst kurulun görevi.
Şimdi hangi kurumda ne durumdayız bunların verileri
çıkartılıyor.
YÜZLERDEN İLK ELLİYE GİRECEĞİZ
- Hedefiniz ne?
Kadın CEO oranında Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yeri ortada.
İlk üçteyiz. Çok güçlü başarılı kadınlarımız var. Kadınların önü
açıldığında fırsat eşitliği yaratıldığında ne kadar başarılı
oldukları ortada. Türkiye’nin 2023 hedefi ekonomide ilk yirmiden
ilk 10’a yükselmek ise kadınlarda 100’lerden ilk 50’ye çıkmamız
gerek. Hak ettiği yer ise ilk yirminin içi.
- Şiddet de önemli bir sorun…
Kadına yönelik şiddet en önemli toplumsal sorunlardan biri. Hala
kadın bir yargıç eşinden şiddet görebiliyor. Şiddetin önlenmesinde
kadının güçlenmesi kadar erkek bakış açısını değiştirmek de önemli.
Hangi eğitimi alırsa alsın zihinsel olarak erkek kadının toplumsal
cinsiyetini özümsemiyorsa, kadının namus anlayışını kendi görev
alanı olarak görüyorsa sorun devam ediyor. Akademik başarı
yetmiyor. Aile, yetiştirme şekline bakınca kadını ikincilleştiren
bir bakış var.
- Peki bunu nasıl yapacağız?
Çok uzun soluklu bir mücadele. Kadınları güçlendirmek erkekleri de
psikolojik açıdan bu toplumsal dönüşümü besleyecek şekilde
dönüştürmemiz gerek. Hem eğitim, hem medyaya iş düşüyor. Bu görev
sadece hükümetin değil, 72 milyonun görevi. Bilinç yükseltme ve
farkındalık yaratmak zorundayız.
ARI KOVANINA ÇOMAK SOKTUK
- Hükümet neler yaptı peki bu sorunu çözmek
için?
Aile sorunu için kol kırılır yen içinde kalır yaklaşımı vardı.
Akşam komşu evden sesler gelir sabah kimse konuşmazdı. Devlet bu
alana girdi. Biz arının kovanına çomak soktuk. Aile kendi içinde
sorunu çözemiyorsa devlet gerektiğinde bu mahrem alana girip bu
sorunu çözmeye yardım etmeli. Bu anlamda ciddi bir değişim dönüşüm
gerek. “Ya kocan sever döver” ya da “sen ne yaptın ki” diye kadını
suçlayan bir anlayış var. Ama biz çıkardığımız yasa ile şiddet
uygulayan erkek evden uzaklaşsın, sürekli yapıyorsa tedavi görsün
dedik. Bunlar önceden konuşulamazdı. Bunları aile kurumunun
güçlenmesi sağlıklı hale gelmesi için yaptık. Taş yerinden oynadı
ama daha taşlar yerine oturmadı.
DİZİLERE İÇ DENETİM GEREK
- Sayın İncekara dizi senaristlerini sert dille eleştirdi.
Siz de katılıyor musunuz bu eleştirilere.
Evet aile yapısına kadına zarar veriyor. Şiddeti normalleştiriyor.
Kadını ikincilleştiriyor. Kadını sadece cinsel meta olarak
gösteriyor. Reyting kaygısı, ticari kaygılarla yapılıyor. Ama
toplumsal değişimi dezavatajlı bir şekilde şekillendiriyorsa
müdahale gerek. Ben yasaklarla düzelmeyeceğini daha cazibe
oluşturacağını düşünüyorum. Ama denetimsiz bir şey de olmaz.
Kontrollü bir şekilde ailelerin bilincini yükseltecek farkındalık
yaratacak şekilde bizim bu dizilerin aile yapımızı ne hale
getirdiğini gösterecek şekilde ele almamız gerek.
- Nasıl bir denetim sistemi kurulabilir?
Reyting sisteminde sıkıntı var. Daha bilimsel kapsamlı bir yeni
ölçüm sistemi gerek. RTÜK daha rasyonel, uygulanabilir denetim
sistemi kurmalı. Mahkeme süreci başlıyor bittiğinde dizi çoktan
yayından kalkmış oluyor. Medya Çalıştayı yaptık. Rapor hazırlayıp
önerdik. RTÜK Kanununda her TV kuruluşuna “kadın erkek fırsat
eşitliği komisyonu” kurulması yönünde düzenleme getirildi. Şimdi
görüşülüyor. Televizyonlar denetimi RTÜK ile işbirliği içinde
birlikte yapsın istiyoruz. Kendi içinde bu denetimi yaparlarsa
yasak olmadan sorunun çözümünde adım atılmış olacak.
TÜRBANA PANTOLON YASAĞI ÖRNEĞİ
- Türban sorunu yine rafa kalktı. TCK için yan yana
mücadele eden kadınlar ikiye ayrıldı. Bu sorun nasıl
çözülecek?
Şiddetle mücadele, kadın istihdamını arttırma gibi konularda
ideolojik alt yapısı ne olursa olsun farklı kadın örgütleri
biraraya geliyor. Ama bazı konularda ise o kadar hızla ayrılıyoruz.
İstihdam, şiddetle mücadele ne kadar önemliyse bu ülkede genç
kızların istediği şekilde giyinip okula gidememesi de o kadar
önemli bir sorun. Kadın meselesine partiler üstü bakmak gerek.
Kadının pantolon giymesi önemli bir mücadeleydi. Sendikaların da
katkısıyla başarıya ulaştı. O ne kadar önemliyse bu da bireysel bir
tercih o kadar önemli. Ailesi, geleneksel, dini farklı nedenlerle
örtünebilir. 18 yaşında reşit, ehliyetini almış, kiminle
evleneceğine, nasıl bir hayat kuracağına karar verecek genç kız bu
şekilde giyinmeyi istiyorsa biz bunun eğitimin önünde engel olarak
koymamalıyız.
KIZLARIN OKUMAMASININ BEDELİ
Bu kızlar okumasa ne oluyor, toplumun değerlerini, üretim
alanlarını, kapasitelerini küçültüyoruz. O kızlarımız evlerine
gidiyor, belki istemediği evlilik yapıyor, ekonomik olarak
güçlenemiyor. Psikolojik problemler yaşıyor. Bu da toplumun
karşısına daha da büyük sorun olarak çıkıyor. O nedenle sorunu
ideolojiler, partiler üstü olarak görmeliyiz. Bunu rejim laiklik
sorunu olarak görürseniz çözümsüzlüğe götürür. Temel hak ve
özgürlük konusunda ilerleme olarak görmek gerek.
- Tartışma ilköğretime indi. Çözüm yolunun tıkanmasında
bunu da katkısı yok mu?
Bazı medya grubu haberlerinde ailenin başını kapatarak çocuklarını
okula getirmesi birinci haber yapıldı. Bu 28 Şubat’ta da yaşandı.
Tam bir niyet okuma, toplum mühendisliği yapılmaya çalışıldı.
Çözülürse sorun birileri bundan nemalanamayacak.
- Ama asıl iktidar partisinin bundan nemalandığı suçlaması
var.
Sayın Başbakan çözüme açığız dedi. Ama “dokunulmazlığı kaldırın,
onu da şunu da yapın” deyince tıkandı. Bu sorun tek başına bir
sorun ve tek başına çözülmeli. Bu işin çözümü konusunda samimiyiz.
Konuşulup konuşulup çözülemeyen sorun ne yazıkki daha da büyüyerek
geliyor karşımıza. Üniversitelerde bu yasak olmamalı noktasına
gelinmesi önemli bir gelişme. CHP iyi bir adım attı ama devamı
gelmiyor. CHP hukuki olarak bir engel var şunu çözelim diyebilirdi.
Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararı ile oluşturan içtihat var. CHP
hukukçuları buradan nasıl çıkacağıyla ilgili hukuki bir alt yapı
oluştursa samimiyeti o zaman ortaya çıkardı. CHP popülizm yaptı.
Referandum öncesi sonrası yaptığı açıklamalar tutmuyor. Sorun
samimi, dürüst, popülizmden uzak şekilde çözülmeli.