AK Partili Çelik'ten TÜSİAD'a ağır sözler
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, hükümet eğitim reformunu eleştiren TÜSİAD'a yüklendi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, hükümet eğitim
reformunu eleştiren TÜSİAD'a sert sözlerle yüklendi. Çelik, sivil
toplum örgütünden çok muhalefet partisi gibi davranmakla suçladığı
derneği parti kurmaya çağırdı:
"Madem öyle partilerini kurup öyle çıksınlar karşımıza. Siyasi parti üslubuyla konuşursan siyasi parti üslubuyla cevap almayı da kabul edeceksin. Bunu baskı ve dayatma olarak algılamayacaksın."
Çelik, 28 Şubat'ı da "Askerin yaptığı bir darbeden çok
dünyanın en büyük postmodern soygun operasyonu" olarak
nitelendirdi. Çelik, "28 Şubat döneminde Türkiye
soyulurken, sivil hükümete muhtıra verilirken TÜSİAD ne
yapmıştır?" diye sordu.
Partisinin Yumurtalık ilçe kongresine katılan ve burada bir konuşma
yapan Çelik'in hedefinde TÜSİAD vardı:
MUHALEFET YERİNE TÜSİAD
"Muhalefetten bir karşılık, tez ve argüman gelmediği için de
bunlarla herhangi bir konuyu tartışmak mümkün olmuyor. Fakat
enteresan bir durumdur. Son günlerde Türkiye'deki muhalefet
boşluğunu, iktidar partisine muhalefet yapma boşluğunu TÜSİAD adlı
kurum üstlenmeye başladı"
TÜSİAD HÜKÜMET ÜZERİNDE VESAYET OLUŞTURMAYA
ÇALIŞIYOR
TÜSİAD'ın bir sivil toplum örgütümü yoksa muhalefet partisi mi
olduğuna karar vermesi gerektiğini belirten Çelik, şöyle devam
etti:
"Şimdi şunun bir açığa çıkması gerekiyor. TÜSİAD bir sivil toplum
örgütü müdür, bir ekonomik baskı kulübü müdür, bir tehdit ve baskı
kulübü müdür, bir siyasi parti midir. TÜSİAD kendisini her türlü
eleştiriden münezzeh bir noktada görüyor. Seçilmiş hükümetlere yön
verme, talimat verme yetkisini kendisinde görüyor. Bu gün adeta bir
muhalefet partisi üslubuyla konuşuyor. Kendilerine bu
açıklamalarından sonra cevap verdiğimiz zaman bu sefer bize baskı
yapıyor diyorlar. Türkiye'de kimseye baskı yapıldığı yok. Tam
tersine eskiden silahı olan baskı yapmaya çalışıyordu bu gün parası
olanlar baskı yapmaya çalışıyor.
PARTİNİN ADINI KOY ÇIK KARŞIMIZA
Hükümet üzerinde vesayet oluşturmaya çalışıyor. TÜSİAD'a şunu söylüyoruz. Sivil toplum örgütü isen sivil toplum örgütü gibi davran, siyasi parti isen partinin adını koy çık karşımıza. Hem siyasi parti kurma cesaretinde olmayacaksın sivil toplum etiketi altında bir siyasi parti görünümü sergileyeceksin. Buna da biz cevap vereceğiz. Ondan sonra çıkıp 'Demokrasilerde görüş bildirmek dayatma ve baskı değildir" diyorlar. Sivil toplum örgütlerinin görüş bildirmesinde bir mahsur yok. Bunlar demokrasinin zenginliğidir demokrasinin kazanımıdır. AK Parti için de sivil toplumun korunması ve geliştirilmesi çok önemlidir. Seçim beyannamemizde de çok güçlü ifadeler vardır. Ama TÜSİAD bir sivil toplum örgütü gibi davranmıyor."
İKTİDAR HAZIR OLA GEÇMEYECEK
TÜSİAD'ın bir siyasi parti gibi davranmasından rahatsız olduklarını
vurgulayan Ömer Çelik, "Zannedersiniz ki iktidara bir şeyler
söyleyecekler, iktidar da onların bu sözleri üzerine hemen hazır
ola geçecek. Böyle bir şey yok arkadaşlar. TÜSİAD'ın geçmişten
getirdiği kendi genetiği ile bir durum söz konusu. Nedir bu durum
Türkiye'nin demokratikleşmesi ile ilgili bir takım raporlar
hazırlatırken esas TÜSİAD'ın hazırlaması gereken geçmişte sivil
hükümetlerin devrilmesindeki rolü, TÜSİAD'ın Türkiye'nin sakat
kalmasındaki rolü, TÜSİAD'ın Türkiye'deki özel sektörün güdük
kalmasındaki rolü ve TÜSİAD'ın kendisiyle hesaplaşmasıyla ilgili
bir rapor hazırlaması gerekir." şeklinde konuştu.
TÜSİAD, 12 EYLÜL FAŞİST CUNTASININ AÇILMASINA İLK İZİN
VERDİĞİ ÖRGÜT
1979 yılında Başbakan Bülent Ecevit'e karşı çıkanların gazetelere
ilanlar vererek, hükümeti düşürmeye çalıştıklarını anlatan Ömer
Çelik, şunları kaydetti:
"Hükümeti düşürmek için harekete geçmiş bir sivil toplum örgütü
dünyanın neresinde var. ve çok enteresandır arkadaşlar, 12 Eylül
faşist cuntası bu ülkenin üzerinden tank geçirirken, bu ülkeyi
katlederken, bu ülkenin bütün kaynaklarını sömürürken, bu faşist
cuntanın ihtilal yaptıktan sonra açılmasına ilk izin verdiği örgüt
kimdir biliyor musunuz, TÜSİAD'dır. Niye, Türkiye'nin Amerika'da
lobisini yapsın diye buna izin verilmiştir. Şimdi şunu soralım biz.
Türkiye'nin siyasal tarihi bakımından darbe ve ihtilallerde, sözde
muhtıra verildiği zaman TÜSİAD neredeydi arkadaşlar. TÜSİAD
Türkiye'nin demokratikleşmesi adına Türkiye'deki statükoya karşı
hangi tavırları almıştır ki şimdi hükümete demokrasi dersi vermeye
kalkıyor. TÜSİAD'ın her açıklamasında bir ama vardır. Önce
açıklamasını yapar ardından ama diyerek hükümete sivil muhtıra
vermeye kalkar. 28 Şubat döneminde TÜSİAD İstişare Konseyinin
başındaki kişi Meclis kapatılsın diye demeç vermiştir. TÜSİAD önce
bunlarla hesaplaşacak. Meclis kapatılsın demek millet iradesi
yasaklansın demektir. Milletin elindeki hak ve özgürlükler gasp
edilsin demektir. Elinde silah olanın yaptığı ile TÜSİAD'ın o zaman
ki yaptığı farklı değildir" ifadesini kullandı.
28 ŞUBAT'TA TÜRKİYE SOYULURKEN TÜSİAD
NERDEYDİ?
TÜSİAD'ın bir siyasi parti üslubuyla konuştuğu sürece gerekli
cevabı alacağını vurgulayan Ömer Çelik, "TÜSİAD bir siyasi parti
üslubuyla konuşuyor o zaman siyasi parti üslubuyla cevap almayı da
kabul edeceksin. Bunu baskı ve dayatma olarak algılamayacaksın."
dedi.
TÜSİAD yöneticilerin geçmişten beri Merkez Bankası başkanının
istediği kişi olmasını istediklerini, kendilerinin istediği kişiyi
atanmadığı zaman da içeride ve dışarıda Türkiye'nin imajını bozmaya
çalıştıklarını anlatan Çelik, "İçeride ve dışarıda Türkiye'nin
imajını bozarak hükümetlere baskı yapmaya çalışırlar. 28 Şubat
askerin yaptığı bir darbeden çok bir soygun operasyonudur. 28 Şubat
dünyanın en büyük postmodern soygun operasyonudur. 28 Şubat'ta
Türkiye'nin ekonomisinde kriz vardı. Türkiye soyulurken, sivil
hükümete muhtıra verilirken TÜSİAD ne yapmıştır. Bunu açıklasınlar"
diye konuştu.