AK Partili Çelik'ten istifa açıklaması
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bakanların istifasıyla ilgili konuştu Türkiye'nin kaybının 25 milyar lira olduğunu söyledi.
Çelik, operasyon sırasında Türkiye'nin kaybının 25
milyar Türk lirası olduğunu söylerken bakanların istifasıyla ilgili
net konuştu. Kararın bakanlara ait olduğunu anlatan Çelik, yeni
kabine konusunda toto oynamadıklarını söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Habertürk'te
soruları cevapladı. Çelik’in açıklamalarının satırbaşları
şöyle:
"Bakanlar istifa etti, istifaları da kabul edildi'
iddiaları külliyen yalan. Başbakan zaten bir kabine
revizyonu yapacaktı. Sayın bakanlar Sayın Başbakan'ın elini
rahatlatmak için ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını zaten
söylemişlerdir. Bu arkadaşlar yargılansa bile ki; şu an
yargılanmıyorlar, biz bu insanları peşinen suçlu kabul
edemeyiz.
Biz bakan toto oynamıyoruz. Buna karar verecek olan
Başbakan'dır. Bir bakan arkadaşımız çıkıp da 'Ben Başbakan'ı,
hükümeti rahatlatmak için illa da istifa etmek istiyorum' o başka.
Ama biz bakan toto oynayamayız.
BUNDAN SONRASI YARGIYA AİTTİR
“Bu zanlılarla ilgili olarak bütün her şey getirilmiş
savcılıklara teslim edilmiş. Şimdi gereği neyse yapılıyor. Bundan
sonra emniyet müdürlerini de görevden alsanız bir şey değişmez.
Kolluk gereğini yapmıştır. Bundan sonrası yargıya aittir. Bu tür
soruşturmalar bizatihi başsavcılığın emrinde olmalıdır. Başsavcının
haberi yok, valinin haberi yok, içişleri bakanının haberi yok.
Ülkenizde 25 milyar TL’lik, eski rakamla 25 katrilyonluk kayba yol
açan bir ekonomik deprem yaşanıyor, başbakan bu olayı televizyondan
öğreniyor. İtiraz edilen budur. Yoksa yolsuzluğun üzerine hep
beraber gidelim.”
KAOS YARATMAYA ÇALIŞILIYOR
“İlk duyduğumda anlamaya çalıştım önce. Böyle bir olay
olduğunda parti sözcüsü sıfatıyla kimi ararsınız. İçişleri
Bakanını. Onu aradım. Oğlunu almışlar İstanbul’da. Medyadan haberi
olduğunu söyledi. Önümüzdeki 3 seçimle ilgili birileri kaos
yaratmaya çalışıyor, Ak Parti’yi vurmaya çalışıyor. Yolsuzluk varsa
üstüne gitmeyelim mi diyoruz?”
AK PARTİ BÜYÜK BİR CAMİADIR
“Ak Parti büyük bir camiadır. 325 milletvekilimiz var. 2,5 milyon kişiden oluşan bir teşkilatımız ve 8 milyon üyemiz var. Bu kadar büyük bir camianın içinde yanlış yapanlar olabilir. Bu kişilerin suçları yüzde yüz ispatlanırsa onları cezalandırırsınız. Cemaat de çok büyük bir kitledir. Cemaat için de birileri yanlış yapabilir. Peki Cemaat için mi yanlış yapar? Ben bunu söyleyemem. Cemaat’in de bu yanlış yapan kişileri cezalandırmalıdır. Birileri Cemaat’in adını kullanarak, Cemaat’e dayanarak yanlış bir şey yapıyorsa, Cemaat de bunun yanlış olduğunu söylüyorsa, Cemaat’in buna sahip çıkmaması lazım. Birileri itibar cinayeti işliyor. Soruyorum Cemaat’in değerli mensuplarına. Bun kişiye niye itibar ediyorsunuz diyorum. Topyekün Cemaat’in mensuplarını birileri itham ederse bu Allah’ın da beşerin de adaletine sığmaz. Son günlerde dershaneler konusunda bir sıkıntı meydana geldi. Böyle bir konuda bir grup muhalefet sergileyebilir. Demokrasi bu değil mi? Ama bu bir savaş haline dönüşmemeli. Bakıyorsun Cemaat’le ilgisi olmayan bir adam AK Parti’ye başbakana, eşine ağız dolusu hakaret ediyor. Bakıyorsun bizim taraftan da bazıları bu tahriklere ram oluyorlar. İş başka taraflara gidiyor."
BİZE SİTEM ETME HAKLARI VAR
"Bu memleket için Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan çok büyük
şanstır. Türkiye bir ivme yakalamıştır ve istikbale doğru gidiyor.
Cemaat mensuplarının bize sitem etme hakkı vardır. Biz sizin
hükümetiniziz. Gidip de Merkel’e, Putin’e sitem edecek değilsiniz.
Ama bu hizmet hareketi birileri tarafından zehirlenmemelidir. Bazı
şahinler var bakıyorsunuz bir savaş hali varmış gibi hareket
ediyor. Türkiye’de bir çok güzellikler oldu. Kimse bu güzellikleri
baltalamamalıdır. Bakın yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmeli
ama operasyonun bu şekilde yapılmış olması 25 katrilyon bu ülkenin
kaynağına mal olmuştur. Gezi olayları masum bir çevre hareketiydi
değil mi? Bir masum çevre hareketi sonra hangi şekiller aldı bunu
biliyorsunuz. Dershaneler konusunun ne olduğunu milimetrik
bilenlerden biriyim. Netice itibariyle hepimiz konuştuk, tartıştık,
dedik ki 2 yıllık bir süre verelim. Hükümet teşvik paketini
açıklasın. Bunun uygulamasını görelim. Sınav sisteminde değişikler
yapılır. Bunu baskıyla, inatla çözemeyiz dedik. Bu kadar basit bir
konu bakın nerelere gitti. Cemaat’e de haksızlık yapılıyor.
Cemaat’e gönül veren binlerce insanla benim gönül bağım var. Bu
Cemaat paylaştığı değerlerle bizim tabanımızdır. Ama birileri
çıkmış kaset şantajı yapıyor. Herkes akıllı olacak, olumsuzlara,
pisliklere, itibar cellatlığına alet olmayacak.”
HATAM VARSA BEDELİNİ ÖDERİM
“Cemaat’in yurtdışında açtığı okullar bizim medarı
iftiharımızdır. Devlet büyüklerimizin yurtdışına gittiğinde resmi
işlerinin ardından ilk gittiği yerler buralarıdır. Cemaat’e
söylemediğini bırakmayan CHP, şimdi komşuda pişer bana da düşer mi
diyerek, iktidarla bunları daha çok çarpıştırabilir miyim hesabı
yapıyor. Bu operasyonu yapan arkadaşlar vatanı, milleti düşünen,
Türkiye’nin temizlenmesini isteyen insanlardır da onların amiri,
valisi, başbakanı düşünmüyor diye bir yaklaşım olabilir mi?
Hakkıyla görevini yapan amir, memur bütün polis kardeşlerimiz
başımızın tacıdır. Onlar adeta hayatlarıyla bur işin içindedirler.
Her an bir kör kurşuna kurban gitme riskiyle görev yapıyorlar.
Sizin Ankara temsilciniz, genel yayın yönetmeminiz bilmiyor ama
Ankara’da büroda bir grup muhabiriniz, mizanpajı yapanlar bir gece
manşeti değiştiriyor. Genel yayın yönetmeni de ertesi gün görüyor.
Böyle bir şey olsa siz ne yaparsınız? Bakın ‘ismet’ sıfatı,
hatasızlık sıfatı peygamberlere mahsustur. Biz kuluz. Tekrar
söylüyorum, bir hatam varsa bunun bedelini öderim. Partim, ülkem
benden çok daha önemlidir.”
ADLİ KONTROL MEKANİZMASI GETİRDİK
“Yanlışın ve pisin üzerine oturmayız. Adalet Bakanı ve Meclis
bize fezleke gelmedi dedi. Soruşturmanın gizliliği diye bir şey var
mı? Bu operasyonu yapan arkadaşlar, içişleri bakanına, başbakana,
İstanbul valisine bildirmiyor ama medyaya naklen yapıyorsa burada
bir sakatlık yok mu? Ee geçmişte de yapıldı. O zaman da sakatlık
vardı. Bugün bazı köşe yazarları Hüseyin Çelik bunu şimdi mi
söylüyor diye. Bunu diyen arkadaşlar kusura bakmasınlar,
hafızalarını iyi kurcalasınlar. Google yalan söylemez. İddialar
kesin delil haline gelmeden bakanlarla ilgili hangi fezleke
yazılır? Ben Zekeriya Öz beyi medyadan bilirim. Yanlış yapanın
üstüne gidiyorsa onu alkışlarım ama usul ve esas hatası yapılıyorsa
bunu söylemek de vatandaşın hakkı değil mi? Biz büyük fotoğrafı
görmek zorundayız. 14 ay önce birinin hata yaptığını görüyorsunuz
ve onun hata yapmasına izin veriyorsunuz. Böyle bir şey olabilir
mi? Biri ısrarla trafikte kırmızı ışık ihlali yapıyor. Polis, dur
bu 25 kere bunu yapsın, sonra gideyim diyebilirim mi? Bakan oğlu da
olsa kimsenin suç işleme hakkı yoktur. Sen 14 ay bekleyeyim, suç
kabarsın diyorsan, birbiriyle alakasız 3 olayı bir araya getireyim
diyorsan insanların eleştirisinden de kurtulamazsın.
Hükümetin bu konuda bir çalışması var mı bilmiyorum ama bana
sorarsanız, kim olursa olsun sabahın 5’inde evi basılıp gözaltına
alınıyorsa bu doğru değildir. 28 Şubat davasındakiler niye tahliye
oldu? Bugün tutuklu kimse kalmadıysa bu hükümetin attığı adılar
nedeniyledir. Çünkü biz dedik ki tutukluluk istisnai bir durumdur.
Adli kontrol mekanizması getirdik. Çevik Bir ya da bir başkası, o
davadakiler beraat etmemiştir. Adli kontrol mekanizması işliyor.
Bunu yapan da bizim hükümetimizdir.”