AK Partili Bekir Bozdağ: Teklifler yeni anayasa sürecine katkı verecektir
Abone olEski Adalet Bakanı Ak Partili Bekir Bozdağ, Bahçeli'nin, yeni anayasa önerisi hakkında, "Diğer partilerin de anayasa teklifi taslaklarını hazırlayıp kamuoyuna açıklaması, yeni anayasa sürecine katkı verecektir." dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ, yeni anayasa
tartışmalarına ilişkin konuştu.
Bekir Bozdağ, MHP'nin 100 maddelik anayasa teklifi taslağıyla kendi anayasa isteğini somutlaştırdığını belirterek, "Diğer partilerin de anayasa teklifi taslaklarını hazırlayıp kamuoyuna açıklaması, yeni anayasa sürecine katkı verecektir." dedi.
Yeni anayasa teklifi son derece
önemlidir
Cumhur İttifakı'nın yeni bir anayasa yapmak için TBMM'de yeterli
çoğunluğunun olmadığına işaret eden Bozdağ, "Yeni anayasa konusunda
bir uzlaşma komisyonu kurulamadığı takdirde her partinin yeni
anayasa teklifi taslağı hazırlayıp kamuoyuna açıklaması son derece
önemlidir ve tartışmaların somut teklif üzerinden yapılmasına ve
sağlıklı bir tartışmanın yürümesine büyük katkısı olacaktır." diye
konuştu.
Teklifler yeni anayasa sürecine katkı
verecektir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, 100 maddeden oluşan yeni
anayasa önerisini duyurduğunu hatırlatan Bozdağ, "MHP, yeni anayasa
teklifi taslağını hazırlayarak nasıl bir anayasa istediğini
somutlaştırdı ve kamuoyunun görüşüne sundu. Diğer partilerin de
anayasa teklifi taslaklarını hazırlayıp kamuoyuna açıklaması, yeni
anayasa sürecine katkı verecektir. Cumhuriyetin yüzüncü yılı olan
2023’ü, 2023 Anayasası ile taçlandırmamız, Türkiye’yi daha da
güçlendirecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Mevcut anayasa darbe ürünüdür
Bozdağ, Türkiye'nin 1961'den bu yana darbe anayasalarıyla
yönetildiğini ifade ederek, halen yürürlükteki anayasanın da 12
Eylül 1980 askeri darbesinin ürünü olduğunu söyledi.
Mevcut anayasanın toplumsal bir sözleşme olmadığını dile getiren Bozdağ, "Yeni anayasa, herkesin ve her kesimin kendini hür hissettiği demokratik bir ortamda, milletin katkısıyla, milletin seçtiği temsilciler tarafından hazırlanır ve halkoyu ile de millet bunu kabul ederse anayasa milletin sözleşmesi olur; millet anayasaya 'benim anayasam' diyebilir. Anayasa metni üzerinde geniş bir uzlaşma, milleti birleştirir. Anayasanın kabulü, bu büyük uzlaşmanın ve milletin birliğinin varlığını gösterir." dedi.
Türkiye'nin ciddi bir anayasa birikimi olduğunu kaydeden Bozdağ, "Yeni anayasa hazırlık çalışmaları yapılırken vatandaşlarımız, isterlerse doğrudan; dilerlerse de siyasi partiler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, meslek örgütleri ve sendikalar üzerinden katkı verebilirler. Böylece her bir vatandaşımız yeni anayasa hazırlık sürecine katkı vermek için pek çok imkana sahiptir." ifadelerini kullandı.
Anayasa yamalı bohçaya dönmüştür
Türkiye'nin mevcut anayasasında milletin katkısının olmadığını
söyleyen Bozdağ, her bir satırına darbenin ve darbecilerin ruhunun
sindiğini dile getirdi.
Bozdağ, mevcut anayasanın zaman içinde değişikliklere uğradığını fakat darbe ruhundan kurtulamadığını belirterek, "Mevcut anayasa insan haklarına dayanmamakta, temel hak ve hürriyetleri yeterince korumamaktadır. Bu anayasayı değiştirerek insan haklarına dayanan bir anayasa yapma imkanı yoktur. Yine bu anayasayı değiştirerek temel hak ve hürriyetler için daha güvenceli bir anayasal düzen kurulması da mümkün değildir. Nitekim bugüne kadar yapılmış 19 değişiklikle bu mümkün olmamıştır. Bundan sonra mümkün olmayacağı da aşikardır." şeklinde konuştu.
Mevcut anayasanın millete, yasama ve yürütme organına güvenmediğini ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
"Mevcut anayasa güvensizlikler üzerine kurulmuş ve herkese karşı
sürekli teyakkuz halindedir. Bu anayasa ile yasama, yürütme ve
yargı arasındaki güven sorununu çözemeyiz. Nitekim bugüne kadar da
çözülemedi. Mevcut anayasada farklı dönemlerde köklü değişiklikler
yapıldı. Anayasadaki felsefe ve ruh birliği bozuldu. Şu anda
anayasada değişik siyasi ve hukuki görüşlerin varlığı ve çatışması
vardır. Değiştirerek bu varlık ve çatışmayı güçlendiririz; ama bu
çatışmayı sonlandıramayız.
Mevcut anayasada yapılan 19 değişiklikle anayasa içinde dildeki
birlik, maddeler ve hatta fıkralar arasındaki irtibat da kopmuştur.
Anayasa adeta ayrı diller ve ayrı kurallar bütünü gibi görünüyor.
Anayasa sade bir Türkçe ile yeniden yazılmalıdır. Mevcut anayasa
demokratik değildir. Değiştirerek daha da demokratik hale
getirilemeyeceği de görülmüştür. Mevcut anayasa yamalı bohçaya
dönmüştür. Türkiye’nin bu anayasayla yoluna devam etmesi ülkenin
aleyhinedir."