AK Partiden Nazım ilanı
Abone olAK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, partisince verilen Nazım Hikmet ilanına yönelik eleştirilere yanıt verdi.
AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, partisince verilen Nazım
Hikmet ilanına yönelik eleştirilere karşı ''Biz meseleye politik
değil, insan onuru tarafından bakıyoruz'' dedi.
Şengül, yaptığı yazılı açıklamada, sol iktidarların pek çoğunun,
insan onuruna hak ettiği değeri veremediğini ileri sürerek, ''Bizim
Nazım'la ilgili ilanımızın, coşkulu kutlamamamızın anlamı elbette
büyüktür. Biz, meseleye politik tarafından değil, insan onuru
tarafından bakmayı ilkesel olarak benimseyen bir anlayışa sahibiz''
dedi.
Nazım Hikmet'in hayatının, inandığı doğruların kriterlerine göre
erdemli bir hayat olduğunu belirten Şengül, şöyle devam etti:
''Bir insanın hayatında, bence erdemin kriteri budur. İnandığı
doğrulardan sapmamak, hayatını onlara göre düzenleyebilme ve
yaşayabilme cesaretini göstermek. Ahlak ve erdemle çatışma yaratan
somut ya da soyut çıkarlarda, erdemin tarafındaki duruştan
vazgeçmemek. Nazım Hikmet, böyle bir hayat yaşamıştır ve bu,
onur-erdem gibi temel insani değerlere önem veren her insan için
saygı duyulması gereken bir hayattır. Meselenin özü esasında budur.
Siyasal düşünceler, dünya görüşleri farklılıklar gösterebilir.
Çağdaş dünyada birlikte yaşama kültürünü besleyip geliştiren,
mümkün kılan değerler, onur, erdem, iyilik duygusu gibi temel
hümanistik değerleridir.''
Aydın Şengül, geçmişte bir gazetenin Nazım'ın fotoğrafını basarak
''Tükürün bu surata'' diye çok ağır bir hakarette bulunduğunu
kaydederek, şu görüşleri dile getirdi:
''Dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir şair, halk önünde böyle ağır bir
hakaret davetinin konusu, muhatabı olmamıştır. Nazım Hikmet'in
hayatına ve yapıtlarına getirilen yasaklar, bir yönüyle de
Türkiye'de demokrasi sürecinin gelişim aşamalarının göstergesi
gibidir. Bugün Türkiye'de Nazım'ın bazı ateşli taraftarları,
savunucuları vardır. Bunlar bir geleneğe bağlanırlar. Israrla bu
geleneğin altını çizerler. Buna solculuk, sosyal demokrasi derler.
Oysa Nazım Hikmet'e karşı en büyük ayıp, bu geleneğin geçmişteki
başlatıcıları tarafından işlenmiştir. Ve bildiğim kadarıyla bir
özür de dilenmemiştir. Nazım üzerindeki yasaklar kaldırılmıştır,
ama dilenmesi geren büyük özür, tarihi bir sorumluluk olarak ortada
durmaktadır.''