AK Parti'den hodri meydan!
Abone olHukuk ve siyaset dünyası birbirine girdi. Yargıdaki deprem hesapları alt üst etti. Erken seçim ufukta..
Bu çarpıcı sözler ismi açıklanmayan etkili
bir AK Parti yöneticisine ait..
Yargıda yaşanan deprem erken seçim ihtimalini güçlendiriyor.
Üstelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya'nın yeni bir
kapatma iddianamesi hazırladığı söylentisi de ayyuka çıkınca
ortalık bir anda karıştı.
Radikal gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, yargıdaki
Erzincan deprem sonrası üst düzey Ak Partili bir yöneticinin
görüşlerini köşesine taşıdı..
(...)İnanmak size kalmış. Çünkü
Savcıların, hâkimlerin ve ordunun
en birinci görevi ?irtica ile mücadele? diyor bu
ülkede yıllarca başsavcılık yapmış bir hukukçumuz?
Dünya artık her türlü düşünceye, silâha sarılmaması ve silâha sarılmayı teşvik ? tahrik etmemesi halinde özgürlük verirken bizim ?adalet dağıtıcılarımız?, tarifi bile olmayan, gerektiğinde ?namaz? kılan birini de tutuklamaya kadar götürecek bir garabeti savunuyorlar? Eğer Yargıtay Başsavcısı da o eski meslektaşı gibi ?irtica? vs. gibi hayali öcüler üretip Ak Parti?nin kapatılması için dava açacaksa, gidilecek bir erken seçimde Ak Parti % 50?yi aşar? Adnan Berk Okan |
Ankara?da birkaç haftadır AK Partililer tarafından sıcak tutulan
bir konu, yani yeni bir kapatma davası açılması konusu birkaç
gündür iyice konuşulur oldu ve son gelişmeler de hep bu yöne doğru
yorulmaya başlandı.
Nitekim dün daha HSYK kararı açıklanmadan önce Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı?ndan (YCB) yapılan yazılı bir açıklama, konuyu Ankara
siyasi gündeminde ön sıralara taşıdı.
Açıklamada özetle hükümetin yargı üzerinde etkide bulunup
bulunmadığının Habur anlaşması iddiaları ile Erzincan-Erzurum
gelişmeleri çerçevesinde inceleme başlatıldığı duyuruluyordu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç?ın Temmuz 2008?de AK Parti?yi
laikliğe karşı odak mahkûm etmesi ama kapatması kararını açıklarken
kullandığı ?Ciddi bir ihtar? deyimi akıllarda. Kılıç?ın, Mahkeme
adına güçlü tavsiyesine karşın, tarihten bu yana parti kapatmalar
konusunda Anayasal değişikliklere gidilemediği de ortada.
Bu durumda bir YC Başsavcılığı AK Parti aleyhinde bir kapatma
davası daha açarsa ne olur?
Dün bu soruya AK Parti yönetiminden, etkili bir ismin-isminin
açıklanmaması kaydıyla- verdiği yanıt aynen şöyle oldu:
* ?Böyle bir durumda kimse bizden boynumuzu Anayasa Mahkemesi?nin
giyotinine uzatmamızı bekleyemez. Öncelikle halka anlatırız, ama
biz de halkın mahkemesine gideriz. Bir kapatma davası açılması
durumunda hemen seçime gideriz.
* Başbakanımız 2010?da bir erken seçime gitmeyeceğimizi açıkladığı
doğru; ama böyle bir gelişme durumu değiştirir. Çünkü çıkacak karar
da, kapatma durumunda kimlerin siyasetten yasaklanacağı da az çok
kestirilebilir. Bunu kabullenemeyiz.
* Üstelik daha önce görüldü: 28 Şubat süreci bize yaradı, 2002?de
iktidar olduk. 27 Nisan muhtırası, Anayasa Mahkemesi?nin 367
darbesi bize yaradı, oyumuzu artırdık. Halk böyle tertiplere sesini
çıkarmıyor, ama eline güç geçince en iyi şekilde kullanıyor. Böyle
bir dava, AK Parti?yi kimilerinin umduğu gibi bölmez, tersine
konsolide eder (pekiştirir), güçlendirir.
Yargı içindeki siyasi kutuplaşma suçlamaları, siyaseti derinden
etkileyecek şekil almaya başlıyor.