AK Parti'den genel af için yeşil ışık!

60. Hükümet'in Sanayi ve Ticaret Bakanı ve yeni hükümet için adı İçişleri Bakanlığı için geçen Nihat Ergün'den genel afla ilgili çarpıcı ve bir o kadar da tartışma yaratacak açıklamalar geldi.

"Topluma karşı işlenmiş suçları affetmeye yönelemeyiz" diyen Ergün, devlete karşı işlenen suçlarla ilgili ise net konuştu:

"Devlete karşı işlenmiş olan suçlarla ilgili af her zaman gündeme gelebilir."

Habertürk'e konuşan Nihat Ergün, 'af' için parlementoda mutabakatın gerekli olduğunun altını çizerek, uzlaşma için 'yüzde 70' sınırını koydu.

"Bir maddede değil, yüzde 70'inde uzlaşabiliriz diye düşünüyorum. Bölüm bölüm ele aldığımızda mesela Anayasa'nın ekonomi ve insan haklarıyla ilgili bölümlerinde hiçbir ihtilaf çıkacağını zannetmiyorum. Tartışma birkaç konuya odaklanacak. Vatandaşlık tanımına odaklanacak. "Anadilde eğitim konusu olsun mu olmasın mı?" ya odaklanacak. İşte ilk üç maddede değişiklik yapılabilir mi, yapılamaz mı konusu da bir tartışma..."

KCK VE ERGENEKONCULARA NE OLACAK?

"Gerek KCK davası olsun, gerek Ergenekon davası, bir af söz konusu olabilir mi?" sorusuna ise Ergün net yanıt verdi:

"Şimdi birtakım suçları bizim affetmemiz doğru olmaz. Özellikle topluma ve bireye karşı işlenmiş suçları affetmeye parlamento olarak yönelemeyiz. Devlete karşı işlenmiş olan suçlarla ilgili af her zaman gündeme gelebilir. Ama onun da ikliminin uygun olması lazım. Mutabakat zemininin oluşması lazım. Devlete karşı işlenen suçların boyutu nedir? Bunu görmek ve bütün siyasi partilerin buna bakması lazım. Devlete karşı işlenmiş suçların affı üzerinde bir çalışma yapılabilir; bu mümkün."

10 YIL ÖNC KIYAMET KOPARDI

BDP'nin desteklediği bağımsız adayların Meclis'e sayıca daha fazla bir oranla girmelerini ise Ergün şöyle yorumladı:

"Bugün konuşan BDP'li milletvekilleri bundan 10 yıl önce bir şey söylese parlamentoda kıyamet kopardı. 15-20 yıl evvel söylediklerinde yaka paça parlamentodan atıldılar. O gün söyledikleri, bugün söylediklerinin, bugün söylenenlerin yanında hiçbir şey değil. Ama bugün bakıyorsunuz; Parlamento'da son derece demokratik bir olgunlukla, bir tahammülle karşılanıyor. Toplum da büyük bir demokratik tahammül gösteriyor. Nereden nereye gelmişiz. Yeter ki demokratik tahammül içerisinde konuşulsun, yeter ki terör olmasın."