AK Parti'den dikkat çeken Abdullah Gül ve Meral Akşener açıklaması
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, partisinin 16. kuruluş yıldönümünde hem Abdullah Gül'ün 2019'da aday olup olmayacağı yönündeki tartışmalara hem de Meral Akşener'in yeni parti hazırlıklarına ilikşin dikkat çeken açıklamalarda bulundu
AK Parti'nin 16'ncı kuruluş yıldönümü bugün. Peki yola
çıktıklarındaki hedeflerini ne ölçüde gerçekleştirdiler? Ne kadar
değiştiler? Hayal ettikleri ile şimdiki durum benziyor mu? Gelecek
için planları ne? 2019 seçimlerinden ne bekliyorlar? Merak edilen
soruları partinin güçlü ismi Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı
yanıtladı.
Yazıcı'nın açıklamalarında en dikkat çeken bölüm ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2019 adaylığı ve Meral Akşener'in yeni parti hazırlıkları oldu. Yazıcı, Gül'ün adaylığına ilişkn "Aday olacağını zannetmiyorum" derken, Akşener için de "Alan boşluğu bırakmadık ki, Meral Akşener nereye sığacak, nereye konuşlanacak bilmiyorum!" diye konuştu.
HİÇ HATAMIZ YOK DİYEMEYİZ!
Habertürk gazetesine konuşan Hayati Yazıcı, 16 yılın ardından
özeleştiri yaptı.
"Bu kadar icraat yapıp bu kadar değişim ve dönüşüm gerçekleştirip de “Hiç hatamız yok” diyemeyiz" diyen Yazıcı şöyle konuştu:
AK PARTİ'NİN EKSİK OLDUĞU ALANLAR
Hayati Yazıcı: Eğitimde Cumhuriyet tarihinin en büyük altyapı yatırımını yaparak okullar, sınıf mevcudu, okulda kullanılacak malzemeler konusunda muazzam bir icraat gerçekleştirdik. 81 ilde üniversite kurduk. Vakıf üniversitelerinin önünü açtık. Altyapıyı oluşturduk ama eğitimin içeriği konusunda beklediğimiz yerde olduğumuzu söyleyemeyiz. Hem program itibarıyla hem de gençlerimizin daha sorgulayıcı, daha donanımlı olmalarını sağlayacak mekanizmaları devreye sokmak konusunda beklediğimizi tam anlamıyla yapabilmiş değiliz. Kültür-sanat alanında da yine yeterli olduğumuzu söylemeyiz. İlerleme var ama yeterli düzeyde değil.
"Hatalarımız var ama icraat o kadar yoğun ki bu yoğun kazanımlar yanında hatalar devede kıl olarak bile gözükmüyor. Ama biz megaloman değiliz, bir yerde yanlış yapmışsak, hesabımız tutmamışsa, “Bunu yaptık, dönmeyelim” demedik. Özeleştiri yaptık. Dönüp düzelttik."
Yazıcı, "Peki FETÖ’cülerden sonra ortaya çıkan boşluğu doldururken ne kadar hakkaniyetli davrandınız? AK Parti boşalan kadroları kendi düşüncesindekilerle doldurup yargıyı siyasallaştırıyor” diye eleştiri var..." sorusuna şu yanıtı verdi.
"Bunlar efsane söylemler. Nihayetinde bu göreve getirilenler, belli koşulları karşılamaları sonucunda seçiliyor. Haklarında güvenlik soruşturmaları da yapılıyor. Sonuçlara herkesin itimat etmesi gerekir.
Hayati Yazıcı yaklaşan yerel seçimler ve 2019'daki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'ne ilişkin de yorumlarda bulundu:
"Referandumu yerel seçimle kıyaslamak doğru değil. 16 Nisan’da gerek İstanbul, gerekse Ankara’da çıkan “Evet” oyları ile 1 Kasım’da AK Parti’ye verilen oylar arasında çok cüzi bir fark var. Elbette bu seçimde MHP de olduğu için daha yüksek olması bekleniyordu ama halk böyle takdir etti.
ABDULLAH GÜL ADAY OLUR MU?
"Ara sıra görüşürüz, bayramlarda bayramlaşırız. Abdullah Bey’in bu partinin kuruluşunda çok büyük emeği var. Dışişleri Bakanlığı yapmış, Başbakanlık yapmış, bu partinin gösterdiği aday olarak Cumhurbaşkanlığı yapmış. Partiye rağmen öyle bir işe gireceği kanısında değilim.
MERAL AKŞENER'İN PARTİSİ AK PARTİ'DEN OY ÇALAR MI?
Türkiye’de 50-60 dolayında irili-ufaklı siyasi parti var ama biz herkesi kuşatıyoruz. Alan boşluğu bırakmadık ki, Meral Akşener nereye sığacak, nereye konuşlanacak bilmiyorum! (Gülüyor)
SAADET PARTİ GENEL BAŞKANININ ADAY OLMASI...
Sayın Karamollaoğlu’na kişi olarak saygı duyarım ama onun bu kadar gündeme taşınmasının AK Parti’nin gücüyle bağlantılı olduğunu görüyorum. AK Parti’ye zarar verecek her unsur gündeme taşınıyor, bu da onlardan biridir. Gerçekçi davranırlarsa böyle bir şey söz konusu olmaz. “Çomak sokalım” yoluna girerlerse de kendilerinin takdir edeceği bir şey olur. Ama kimin saçı ak kimin kara, bunu tarih yazar. Gelecek nesiller de bunu takdir eder."
Kuruluş evresinde Türkiye’nin siyasi hayatını irdeleyen bir partiyiz. Çok partili demokratik hayatımızda farklı ideolojik yapıda pek çok parti vardır. Biz o süreçleri de irdelemişiz, o süreçlerden ders almışız. Birey-devlet-siyaset ilişkilerinde düşünce ve inanç alanı ile ilgili devletin müdahale edebileceği alanlar var mı yok mu; bunlar tüzüğümüzün 4. maddesinde 15 madde halinde sıralanmıştır. Bunları tartışmışız...
Bu kavramlardan, ‘-cılık’ ekinden sanki onun ticaretini, satışını yapar gibi bir şey anlıyorum. Biz böyle değiliz. İslam dinine inanan insanlar olarak bireysel anlamda yükümlülüklerimizi yerine getirmeye çalışan, bu konuda hassasiyet gösteren insanlarız. Bu yaklaşımımızın, bu toplumda yaşayan insanların aynı hayat standardı içerisinde olmasını isteyen ve bekleyen bir tutumda olma hakkını bize vermediğini de bilen insanlarız. Siyasetimizin, icraatımızın merkezinde insan var. “Müslüman, ateist, gayrimüslim insan” demiyoruz. Yalın halde insan; mezhebine etnik kökenine de vurgu yapmıyoruz. İnsanı göreceksin, olduğu gibi gözeteceksin.
AK PARTİ'NİN DİNDAR TOPLUM YARATMA HEDEFİ VAR MI?
Parti olarak böyle bir hedefimiz ya da planımız yok. Bu da tüzüğümüzün 4. maddesinin 8. fıkrasında çok net bir şekilde yazar. Birey-din-devlet, din-siyasi parti ilişkilerinde ne partinin ne de devletin müdahalesi söz konusudur.
Bunlar yakıştırma. Ne yaptığımız ne de kafamızın arkasında olan planlar. Biz ne isek oyuz, doğal insanlarız. (Gülüyor)"