AK Parti'den CHP'ye Uludere cevabı!
Abone olAK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, gündemdeki Uludere'de ki istihabarat iddialarını yanıtladı
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Uludere'de
istihbaratın kimden alındığı konusuyla ilgili Genelkurmay'dan
yapılan açıklamayı, "TSK'nın açıklaması bizim için
önemli ve inandırıcı bir açıklamadır" sözleriyle
değerlendirdi.
Elitaş, Meclis'te gazetecilerin Uludere olayı ile ilgili istihbaratın kimden alındığına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı ve Pentagon'dan yapılan açıklamalarla ilgili sorularını cevaplandırdı. Elitaş, "O konuda TSK gerekli açıklamayı yaptı. O bölgede bildiğiniz gibi hem Prodetörler hem de Heronlar havadan resim taraması yapıyorlar. TSK'nın yaptığı açıklama bizim için önemli bir açıklamadır, inandırıcı bir açıklamadır. Ondan ötesi zaten ABD ile istihbarat paylaşımı anlaşmamız vardır, bu mealde belki vermiş olabilir. Ama Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması bizim için şu anda muteber bir açıklamadır" dedi.
AK Parti'nin hazırladığı ve avukatlar olmadan da mahkemelerin karar vermelerine imkan sağlayan yasa teklifi ile ilgili bir soru üzerine Elitaş, "Bildiğim kadarıyla şu andaki yasal çerçevede avukatlar savunmaya girmedikleri takdirde mahkemenin yürümesinde sıkıntı ortaya çıkıyor. Enteresandır, bugüne kadar hep 'yargı çok yavaş işliyor' diyenler, şu anda yargının hızlanmasından rahatsız olup, yavaşlatma gayreti içinde olanlar" diye konuştu.
Yargının devamı açısından bunun bu şekilde uygun olduğunu gören milletvekili arkadaşlarının bu kanun teklifini hazırladıklarını ifade eden Elitaş, "Komisyonlarda tartışıldıktan sonra karar verilecektir" dedi.
Bir gazetecinin 'Bu, savunma hakkı kutsaldır prensibini yok
etmiyor mu?' şeklindeki sorusu üzerine Elitaş, şunları
kaydetti:
"Kutsal savunma hakkını kutsal bir görev yapan baro mensuplarına mahkemeye girmemekle, bu kutsaliyeti niye kaldırıyorlar diye düşünmek lazım. Kutsal savunma hakkını, kutsal bir görevi ifa ederken, mahkemelere girmeyerek duruşmayı engellemek ne derece kutsal bir faaliyettir onu iyi değerlendirmek gerekir. Teklifi tam incelemedim ama bu anlamda yargının hızlanması adına herhalde kendileri savunma hakkı ya da başka bir avukatın görevlendirilmesiyle ilgili bir düzenleme vardır diye tahmin ediyorum."
TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİNİN DURUMU
Muhalefetin 'yargı siyasallaşıyor, hani yargıya müdahale olmayacaktı' savıyla tutuklu milletvekillerinin durumunu hatırlattıklarının belirtilmesi üzerine ise Elitaş, "Tutuklu iken milletvekili seçilenlerle ilgili muhalefet partileri bu konunun bu şekilde olacağını duayen hukukçularının verdikleri bilgi çerçevesinde çok açık ve net biliyorlardı. Ama bilmelerine rağmen maalesef bu konunun üzerinde ısrarlı biçimde durup, yargının siyasi bir kararı kendi lehlerine vermesini istiyorlar. Demek ki yargı daha önceki YARSAV'ın başında olan birisi şu anda milletvekili ve grup başkanvekilliği yapıyor. Herhalde kendi zamanlarındaki durumla şimdiki durum arasında bir rahatsızlığı var. O durum da çok siyasal olan yargının bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini en iyi şekilde uygulamaları biraz rahatsız edebilir onları" dedi.
Muhalefetin 'hükümet işine gelince yargıya müdahale ediyor, ama işine gelmeyince yargıya müdahale edemeyiz diyor' eleştirisinin hatırlatılması üzerine de Elitaş, TBMM'nin yetkisinin kanun yapmak olduğunu söyledi. Eğer ortada bir sorun varsa bu sorunları kanunlarla düzeltmenin TBMM'nin görevi olduğunu belirten Elitaş, şöyle devam etti:
"Aman siz CMK'nın 100'üncü maddesinin 4. fıkrasında bir değişiklik yaparak, tutuklu iken milletvekili seçilip darbe iddiasıyla yargılanan, terör örgütü olduğu iddia edilen kişilerin yargılanması konusunda eğer buna imkan verir, yan etkilerini düşünmediğiniz takdirde sonuçlarına bu milleti katlanmaya maruz bırakmak kimsenin vicdanını rahatlatmaz. Biz burada hassas bir şekilde inceleme yaptık, sonuçları terör örgütü üyelerinin Kandil'den TBMM'ye gelme imkanı ve verilen iddianamede terör örgütü üyeleriyle darbe yapmak iddiasıyla yargılanan kişilerin hapishaneden adam kaçırmak gibi bir usul, esas çerçevesinde olduğuna itiraz ettik. Bunun böyle olmayacağını, kamu vicdanını rahatsız edeceğini söyledik ama onlar kendi vicdanları rahatlaması adına toplum vicdanını göz ardı ediyorlar."
Elitaş, bir soru üzerine de Ombudsmanlık Kanun Tasarısı'nın gelecek hafta Anayasa Komisyonu tarafından gündeme alınacağını belirtti. Elitaş, tasarıda TSK'nın ombudsmanlık kapsamı dışında tutulması ile ilgili itirazların da komisyonda değerlendirileceğini söyledi. Komisyon çalışmalarının ardından söz konusu tasarıyı öne almayı istediklerini belirten Elitaş, bu yasama döneminde haziran ayı içinde tasarının yasalaşmasını hedeflediklerini söyledi.