AK Parti'den 10 yılda 87 adım
Abone olAK Parti'nin hazırladığı ''İleri Demokrasi Yolculuğu'' isimli kitapta, iktidarları boyunca yapılanlar anlatılıyor.
AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı'nca hazırlanan
''İleri Demokrasi Yolculuğu'' isimli kitapta, 10 yıllık AK Parti
iktidarında, 87 değişik alanda atılan demokratikleşme adımları
sıralanıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önsözünü yazdığı
kitapta, atılan ilk demokratikleşme adımının OHAL'in kaldırılması
olduğu vurgulanıyor.
Kitapta, 14 Ağustos 2001'de kurulan AK Parti'nin önceliğinin,
''insan hakları, demokratikleşme ve sivilleşme'' alanları olduğu
ifade edilirken, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, hukukun
üstünlüğünün sağlanması, demokratikleşme adımlarının atılması
yönünde parti programında önemli adımların atılacağına yer
verildiği hatırlatılıyor.
AK Parti iktidarı öncesinde ''otoriter devlet'' anlayışının hukuki
metinlerden bürokratik uygulamalara kadar birçok alanda etkisini
gösterdiğine yer verilen ''İleri Demokrasi Yolculuğu'' kitabında, 3
Kasım 2002'de AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesinin ardından
atılan ilk demokratikleşme adımının Olağanüstü Hal (OHAL)
uygulamasının kaldırılması olduğu vurgulandı. Terör sorunu ile
vatandaşların demokratik hak ve taleplerinin birbirinden ayrı
değerlendirerek, 46 kez uzatılan OHAL'in 30 Kasım 2002'de
kaldırıldığının altı çiziliyor.
''AK Parti iktidarında Türkiye'nin Demokratik Değişimi ve
Gelişimi'' başlığı altında 87 ayrı demokratikleşme adımının
sıralandığı kitapta, AK Parti iktidarıyla birlikte ''faili meçhul
cinayet'' döneminin de sona erdiği kaydediliyor. ''Bürokratik
vesayete son'' başlığı altında ise Milli Güvenlik Kurulu'nun
yapısının değiştirildiği, Milli Güvenlik Kurulu Genel
Sekreterliği'nin sivilleştirildiği, askeri mahkemelerin
yetkilerinin daraltıldığı, askeri harcamalara Sayıştay denetiminin
getirildiği, YÖK, RTÜK, Sinema Video ve Müzik Eserleri Denetleme
Kurulu gibi çeşitli kurullara MGK Genel Sekreterliği'nce veya
Genelkurmay Başkanlığı'nca üye seçilmesinin kaldırıldığı
belirtiliyor. Ayrıca EMASYA Protokolü'nün de kaldırıldığına da
vurgu yapılıyor.
En ağır insan hakkı ihlalleri arasında yer alan işkenceye karşı,
''sıfır tolerans'' parolasıyla ağır yaptırım ve denetimler
getirildiğinin hatırlatıldığı, ''İleri Demokrasi Yolculuğu''
kitabında, örgütlenme özgürlüğünün Avrupa standartlarına uygun hale
getirildiği, vakıf, dernek kurmanın kolaylaştırıldığı, siyasi
partilerin kapatılmasının zorlaştırıldığı, gazetecilere, ''haber
kaynaklarını koruma hakkı'' getirildiği kaydediliyor.
"BİLİNMEYEN DİL" AYIBINI ORTADAN KALDIRDIK
Türkçe ve İngilizce olarak basılan kitabın, ''farklılıkları
zenginlik olarak gören kültürel haklar'' başlığı altında ise özel
kurslarda farklı dil ve lehçelerin öğretilmesine imkan sağlandığı,
farklı dil ve lehçelerde radyo ve televizyon yayınına imkan
tanındığı, TRT'nin de bu alanda yayın yapmasının önündeki yasal
engellerin kaldırıldığı hatırlatılıyor. ''Bilinmeyen dil ayıbını
ortadan kaldırdık'' başlığı altında da Nüfus Kanunu'nda yapılan
değişiklikle herkesin çocuğuna istediği ismi verebilmesinin yasal
güvence altına alındığı, ''sinema, video ve müzik eserleri
üzerindeki yasakçı anlayış değiştirilerek, keyfi yasaklamaların
önüne geçildiği'' belirtiliyor.
28 Şubat sürecinde sık sık gündeme gelen Başbakanlık Takip
Kurulu'nun faaliyetlerine son verildiği ve askeri mahkemelerin
yetkilerine sınırlama getirildiği kaydedilen kitapta, ''Halkı
askerlikten soğutma suçlamasıyla çok sayıda gazeteci, askeri
mahkemelerde soruşturma ve kovuşturmalara maruz kalıyordu. Yapılan
yasal değişiklikle Askeri Ceza Kanunu'nun sivil şahıslara uygulama
alanı daraltıldı'' ifadelerine yer veriliyor.
"12 EYLÜL'E MİLLET DARBESİ"
Kitapta, AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu dönemde, 2004, 2006
ve 2007 yıllarında anayasada yapılan değişikliklerle yetinmeyip 12
Eylül 2010 günü referanduma sunulan anayasa değişikliği ile
anayasada köklü değişikliklerin yapıldığı kaydediliyor. ''12
Eylül'e millet darbesi'' başlığı altında, kadın, çocuk ve şehit
yakınlarına pozitif ayrımcılık sağlandığı, 12 Eylül darbecilerini
yargılamanın önündeki engellerin kaldırıldığı, milletvekili seçilme
yaşının 25'e indirildiği, seyahat özgürlüklerinin genişletildiği,
sendikal hakların güçlendirildiği, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun
anayasada yerini aldığı, siyasi partinin kapatılması durumunda
milletvekilliğinin düşmesinin engellendiği, Yüksek Askeri Şura
kararlarına karşı yargı yolunun açıldığı, Hakim ve Savcılar Yüksek
Kurulu'nun (HSYK) yapısının demokratikleştirildiği, Anayasa
Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı getirildiği, kişisel verilerin
korunmasının anayasal güvence altına alındığı sıralanıyor.
FARKLI DİL VE LEHÇELER KATSAYI UYGULAMASI
Şeffaf bir yönetim için vatandaşlara bilgi edinme hakkı
getirildiği, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırıldığı bilgisine
yer verilen ''İleri Demokrasi Yolculuğu'' kitabında, yakalama,
gözaltına alma ve ifade alma işlemlerinin insan haklarına uygun
hale getirildiği, töre ve namus cinayetlerinde indirim öngören
düzenlemenin kaldırıldığı, çocuk haklarının güçlendirilmesine
ilişkin düzenlemeler yer alıyor.
18 yaş altındaki tüm çocukların çocuk mahkemelerinde
yargılanmasının sağlandığı, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin
yakınlarıyla anadilde görüşme imkanı getirildiği, farklı
dil-lehçelerde ve dini konularda seçmeli derslere imkan sağlandığı,
farklı dil ve lehçelerle ilgili olarak üniversitelerde enstitü ve
bölüm kurabilme imkanı getirildiği, üniversiteye girişte farklı
katsayı uygulamasına son verildiği, yerleşim yerlerine yerel
isimlerin verilebilmesi için adımlar atıldığı, yayla ve meraların
yeniden kullanıma açıldığı, yol kontrol ve arama noktalarının
azaltıldığı, Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun kurulduğu
kaydediliyor.
Yerel yönetim mevzuatının da özerkliği artıran şekilde
güçlendirildiğine yer verilen ''İleri Demokrasi Yolculuğu''
kitabında, yerel yönetimlerin ekonomik olarak güçlendirilmesine
yönelik atılan adımlar sıralanıyor. Bölgeler arasındaki gelişmişlik
farkını azaltmak için uygulamaya konulan düzenlemelerin de yer
aldığı kitapta, Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi'ne yer
veriliyor. KÖYDES, BELDES ve SODES projeleriyle kırsal kesimin
kalkınması için yapılan yatırımların sıralandığı ''İleri Demokrasi
Yolculuğu'' kitabında, bölge kalkınma ajanslarının üstlendiği
roller anlatılıyor.
SON 10 YILDA BÜYÜK MESAFELER ALINDI
Başbakan Erdoğan, ''İleri Demokrasi Yolculuğu'' kitabı için,
''Değişen Türkiye'' başlığıyla yazdığı önsözde, ''2000'li yıllar
dünyada özgürlük alanlarının daraldığı ve devletlerin içe kapandığı
yıllardı. Türkiye ise tam aksi bir istikamet izlemekteydi. Çünkü
milletimiz demokratikleşmeyi, sivilleşmeyi, normalleşmeyi parti
programının merkezine koyan AK Parti'yi iktidara getirmişti. AK
Parti'yle birlikte artık demokratikleşme sürecini hızlandıran,
insan hakları çıtasını yükselten ve geçmişin korkularıyla yüzleşen
bir Türkiye vardı'' ifadelerine yer verdi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, kitap için kaleme
aldığı önsözde, atılan demokratikleşme adımlarından en
önemlilerinden birinin ''Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi''
olduğunu belirterek, ''Bu sayede terör örgütünün istismar alanları
daraltıldı. Kuşkusuz bu süreçte adımlar atılırken risk de alındı.
Ancak uzun vadeli düşünülerek istikrar, huzur ve refah hedeflendi''
vurgusu yaptı. Demokratikleşme ve insan hakları çerçevesinde atılan
bu adımlara bakıldığında, son 10 yılda büyük mesafeler alındığının
ve aşılamaz görülen ve çözümü hayal bile edilemeyen sorunların
geride kaldığının görüleceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Bu, bir
başka açıdan da milletimizin AK Parti'yi neden umudun ve değişimin
partisi olarak da gördüğünü gösteriyor'' değerlendirmesine yer
verdi.
Erdoğan, AK Parti olarak önceliklerinin, ''toplumun her kesiminin
eşit, saygın, onurlu bireyler olarak demokratik haklarını en iyi
şekilde kullanabildikleri güçlü ve müreffeh bir ülkede yaşaması''
olduğunun altını çizerek, ''Bu öncelik doğrultusunda adımlar atmaya
ve güçlü ve lider ülke Türkiye hedefine emin adımlarla ilerlemeye
devam edeceğiz. Daha güçlü; daha kararlı...'' ifadelerine yer
verdi.