AK Parti'den 1 Kasım için 3 strateji Selvi yazdı
Abone ol1 Kasım erken seçimlerine sayılı günler kala Abdülkadir Selvi, AK Parti'nin seçim için kurduğu 3 kritik stratejiyi yazdı.
İNTERNETHABER.COM- İktidara
yakınlığıyla bilinen ve kritik Ankara kulisleriyle gündeme gelen
Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, AK
Parti'nin seçim stratejilerinde yer alan 3 can alıcı noktayı analiz
etti.
Selvi, AK Parti'nin, erken seçime doğru son virajın alındığı kritik
süreçte seçmen davranışlarını etkileyebilecek kampanya
yöntemlerinde çok stratejik değişiklikler yaptığına vurgu yaparak,
bu değişiklikleri kaleme aldı.
İşte Selvi'nin kaleme aldığı, 'AK Parti'nin 1 Kasım
seçimlerindeki üç ayaklı stratejisinin ipuçları' :
1-HDP hedef alınmayacak.
AK Parti vurdukça HDP büyüdü. AK Parti üzerine
çullandıkça HDP parladı. Muhalefetin odağı oldu. 7
Haziran seçimlerinde, AK Partililer, HDP'yi HDP'lilerden daha çok
gündeme taşıdılar. AK Parti teşkilatlarında, “HDP barajı aşacak mı
aşmayacak mı” sorusu soruluyordu. HDP'nin barajı aşmaması üzerine
kurulu olan seçim kampanyası HDP'nin barajı aşmasında bir
motivasyon unsuruna dönüşmüştü.
AK Parti bu kez hatasından ders almış
gözüküyor. Ama terörle mücadele ikliminin etkisiyle
yine HDP'yi hedef alırlarsa, Kürtlerin bu partinin etrafında
kenetlenmesine yol açar.
2-MHP hedef alınmayacak, Devlet Bahçeli
eleştirilecek.
7 Haziran seçimlerinde AK Parti'den MHP'ye yönelik bir oy kayması
yaşanmıştı. Özellikle de İç Anadolu'da.
7 Haziran'dan sonra hangi partiyle koalisyon hükümeti kuralım
sorusuna AK Partililerin birinci tercihi MHP olmuş, MHP'lilerin de
birinci tercihi ise AK Parti olmuştu. İki partinin tabanları
arasında bir geçişkenlik vardı. Ancak seçim gecesinden itibaren MHP
lideri Devlet Bahçeli'nin tüm kapıları kapatması, AK Parti'yi
CHP'yle koalisyona zorlaması, daha önce yeşil ışık yaktığı AK Parti
azınlık hükümetine destek vermekten kaçınması nedeniyle AK
Parti-MHP koalisyonu mümkün olmadı. MHP lideri uzlaşmaz tutumu
nedeniyle, “Mister No Bahçeli” olarak
anıldı. Bahçeli'nin uzlaşmaz tutumu, MHP tabanında olumlu
karşılanmadı. O nedenle ilk etapta MHP'nin oylarında 3 puanlık bir
gerileme yaşandı. Şehit cenazelerinin gelmesiyle birlikte MHP
toparlanma sürecine girdi ama Bahçeli'nin uzlaşmaz tutumu nedeniyle
AK Parti'den MHP'ye giden oyların bir kısmı geri döndü. AK Parti bu
nedenle, Bahçeli'nin uzlaşmaz tutumunu eleştirme ama
MHP tabanına karşı kucaklayıcı bir dil kullanma kararı
aldı.
3-CHP'nin seçim beyannamesi ve vaatleri
tartışılmayacak.
7 Haziran seçimlerinde en çok CHP'nin seçim beyannamesini ve
vaatlerini tartışmıştık. Bir CHP yöneticisi,
”Tarihimizde ilk kez bir seçim beyannamemiz bu kadar
tartışıldı. AK Parti'ye ne kadar teşekkür etsek
azdır” demişti. CHP seçim beyannamesini açıkladıktan
sonra AK Parti yöneticilerinin ciddiye alarak, tartışması, “Kaynak
nerede” diye sorması, CHP'nin değirmenine su taşıdı. CHP'nin seçim
beyannamesini parlatan AK Parti'nin tavrı oldu. Vaatlere ciddiyet
kazandırdılar.
AK Parti, 7 Haziran seçimlerinde düştüğü tuzağa bu kez
düşmedi. AK Parti tartışmayınca CHP'nin seçim
beyannamesi tartışılmadı. Tam aksine bu kez CHP, AK Parti'nin 7
Haziran düştüğü tuzağa düştü. CHP'liler, AK Parti'nin seçim
beyannamesini AK Partililerden daha çok gündemde tutup,
tartışıyorlar. “Bizden kopya çektiler, bizim vaatlerimizi
açıklıyorlar” dediler. O zaman AK Parti'nin vaatlerinde bir sorun
yok. CHP'liler de gönül rahatlığı ile oy verebilir diye bilirler.
Geçen seçimde, ”Onlar konuşur AK Parti yapar” diye bir sloganları
yok muydu. İşte muhalefet vaat ediyor. AK Parti yapıyor durumu
yani.
AK PARTİ BU SEÇİMLERDE NE YAPACAK?
Muhalefete laf söyleme, HDP'yi muhatap alma, CHP'yi tartışma,
MHP'ye özen göster. Peki bu durumda AK Parti seçimlerde ne
yapacak?
AK Parti bu kez muhalefeti hedef alan negatif ve polemikçi bir
kampanya yürütmek yerine, vaatlerini, projelerini açıklayan pozitif
bir kampanya yürütecek.
Seçimlere gidilirken, AK Parti ile muhalefet arasında bir ayrışma
oluştu.
Muhalefet koalisyona, AK Parti tek başına iktidara talip.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Her
parti ile görüşebilen parti biziz” diyerek koalisyon sinyalini
verdi. Koalisyon görüşmeleri sırasındaki yapıcı tutumu ve AK Parti
ile koalisyon masasına oturması CHP'nin bu tezini
güçlendiriyor.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş
ise CHP ile koalisyona yeşil ışık yaktı. ”CHP, HDP ve parlamento
dışındaki barış ve özgürlükten ve demokrasiden yana güç ve
çevre alternatif bir demokratik iktidar sunabilmeliler” dedi.
Seçimlerden sonra ki koalisyon arayışlarında takındığı uzlaşmaz
tutumu nedeniyle kendi tabanından da tepki gören
MHP lideri Bahçeli, ”HDP dışındaki her
partiyle, seçim beyannamelerimizi hükümet programı haline getirmeye
hazırız” dedi.
"AK PARTİ'NİN TEK BAŞINA İKTİDAR MOTİVASYONU"
AK Parti ise 7 Haziran'dan sonraki 4 aylık süre zarfında eski
Türkiye'ye özgü koalisyon arayışlarına tanık olan ve “siyasi
istikrar”ın ne denli önemli olduğunu gören kavrayan seçmenlerin
karşısına “Tek başına iktidar” motivasyonu ile çıkıyor.
7 Haziran'dan sonra AK Parti'ye, MHP ve Saadet Partisi tabanından
bir yöneliş var. Hayatında AK Parti'ye hiç oy vermemiş ama ekonomik
istikrar nedeniyle AK Parti'nin tek başına iktidarını isteyen yüzde
1-1.5'luk bir kesim de var. Onlar, ”Ekonomik istikrar için tek
başına iktidar” diyenler.
"HDP VE MHP'DE ESKİ MOTİVASYON YOK"
Seçimler için son düzlüğe girilirken, 7 Haziran seçimlerine göre
tam tersi bir tablo yaşanıyor. 7 Haziran seçimlerine yüksek bir
moral ve motivasyonla giren HDP ve MHP'de bu kez eski motivasyon
yok.
HDP'ye giden 1 puanlık oyunu alan CHP'de moraller yerinde. AK Parti
ise geçen seçimde sahada şikayetle karşılaşıyordu, bu kez seçim
vaatlerinin de katkısıyla bir memnuniyet havası var.
7 Haziran'da kepçeyle dağıtan AK Parti bu kez kaşıkla toplamaya
çalışıyor. Uçağı burnu havaya kalktı, ama tek başına iktidara yeter
mi, ona bakmak lazım.