AK Parti'de Selahattin Demirtaş rahatsızılığı
Abone olCumhuriyet gazetesi yazarı Utku Çakırözer, çözüm sürecinin yeni patronu Yalçın Akdoğan'ın Selahattin Demirtaş'ı tasfiye etmeye çalıştığını yazdı.
İNTERNETHABER.COM
Ahmet Davutoğlu liderliğindeki AK Parti'nin yeni bakanları dün
belli oldu. Çözüm sürecinin mimarlarından olan Beşir Atalay kabine
dışı kaldı, yerine ise, Yalçın Akdoğan geldi.
Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, Yalçın
Akdoğan'ın bundan sonra Çankaya Köşkü'yle birlite çözüm
yürüteceğini yazdı. Çakırözer. Akdoğan'ın HDP lideri Selahattin
Demirtaş'ı hiç istemediğini de vurguladı.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN PATRONU DEĞİŞTİ
Utku Çakırözer'in 'Çözüm, Köşk’e
Bağlandı' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan-Başbakan Ahmet Davutoğlu ortak yapımı
yeni AKP kabinesinde öne çıkan değişimlerden biri, İmralı ile
yürütülen çözüm sürecinin patronunun değişmesi oldu. Başbakan
Yardımcısı, hükümetin çözüm sürecinin yürütülmesinden sorumlu ismi
Beşir Atalay yerini, Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı ve Ankara
milletvekili Yalçın Akdoğan’a bıraktı.
Danışman sıfatıyla çözüm sürecini yürüten ekip içinde de bulunan
Akdoğan, öncelikle “sol, marjinal; halkın değerlerine uzak” diye
suçladığı HDP’nin yönetici düzeyindeki kadrolarının değiştirilerek
dizayn edilmesine yönelik görüşleriyle dikkat çekiyor. Akdoğan,
özellikle AKP’lilere yönelik yolsuzluk iddialarını gündeme
getirmesi ve bazı sol değerleri savunması nedeniyle hiç
hazzetmediğini açıkça ifade ettiği Selahattin Demirtaş’ın İmralı’yı
ziyaretine ambargo koyan isim olarak da dikkat çekiyor. Ülkenin tüm
konularında en temel yaklaşımı, “Erdoğan ne derse o olacak” olan
Akdoğan’ın çözüm sürecini doğrudan Köşk’e bağlı yürütmesi
bekleniyor.
Erdoğan’ın partide tek adamlığını iyice pekiştirdiği 2011 sonrası
iktidar sahnesindeki görünürlüğünü ve etkisini genişletmeye
başlayan ve 2012 sonunda İmralı ile kurulan bağlantıyla başlayan
çözüm sürecini yürüten Başbakan Erdoğan’ın ekibi içinde aktif
olarak yer alan Akdoğan’ın kabineye girmesinin çözüm sürecine
etkilerinin Ankara kulislerinde altı çizilen başlıkları şöyle:
ANKARA KULİSLERİ BUNLARI
KONUŞUYOR
HDP’yi CHP’ye yakın görüyor: Akdoğan, görüşlerini
hükümete yakın Star gazetesinde kendi adını taşıyan köşesinde, Yeni
Şafak gazetesinde ise “Yasin Doğan” takma adıyla köşesinde ifade
ediyor. Akdoğan bu köşelerdeki yazılarıyla medyaya yaptığı
çoğunluğu çözüm süreci konulu açıklamalarında, başından bu yana
HDP’yi hedef alıcı bir tutum sergiledi. Akdoğan, HDP’nin çözüm
sürecinin ruhuna uygun hareket etmediğini belirterek bu partinin
“halkın değerlerine yabancı, sol, laik, Marksist, Stalinist
görüşlerden etkilenen marjinal bir yönetimin” elinde olduğu
görüşünü savundu. Erdoğan’ın “HDP Güneydoğu’nun CHP’sidir”
sözlerinin de Akdoğan’a ait olduğu belirtiliyor.
Demirtaş gitsin: HDP öncesi BDP sürecinde Akdoğan,
partiye karşı bu görüşleri savunurken partinin Eş Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş’ı ise özel olarak suçlamayı tercih etti.
Demirtaş’ın özellikle AKP’ye yönelik yolsuzluk iddialarını gündeme
getirmesine karşı tam anlamıyla ateş püskürdü. Akdoğan’ın, BDP
sonrası HDP kurulurken Demirtaş’ın partinin başına getirilmemesi ve
birkaç isimle birlikte tasfiye edilmesi, böylece partinin “çözüm
sürecinin ruhuna uygun olarak yeniden dizayn edilmesi” için kulis
yürüttüğü de ifade edildi. Demirtaş’ın İmralı ziyaretine birkaç kez
izin verilmemesi ve geciktirilmesindeki sorumlunun da Akdoğan
olduğu biliniyor.
Kandil de dizayn edilsin: Akdoğan, HDP’nin yeniden
yapılandırılmasının ardından Kandil’in de aynı şekilde
dönüştürülmesini savunuyor. Akdoğan bu nedenle sık sık HDP ve
Kandil’in “Çözüm sürecini çok iyi kavrayan Öcalan’ı boşa düşürecek
ve gömecek” tavırlar izlemekle suçladı.
HDP'LİLER FİDAN VE ERGİN'İ ÇOK
SEVDİ
Kimyaları tutmadı: HDP’liler, 2 yıla yaklaşan
çözüm süreci boyunca hükümette görüşmeleri 5 isimle yürüttü. MİT
Müsteşarı Hakan Fidan’ın yanı sıra Beşir Atalay, bir önceki Adalet
Bakanı Sadullah Ergin, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Yalçın
Akdoğan. HDP’liler bu isimlerden en çok Fidan ve Ergin’le çok sıcak
ve olumlu bir diyalog yakaladılar. Atalay ve Bozdağ’la da ortanın
üzerinde olumlu bir iletişim kuran HDP’lilerin, sıcak diyalog
sıralamasında Akdoğan sonuncu oldu.
BEŞİR HOCA İLE BU İŞ
OLMAZ
Atalay’la olmaz: Akdoğan’la Atalay arasında
Başbakan’ın çözüm süreci ekibi içindeki gerilim de çözüm sürecine
hep yansıdı. Akdoğan’ın uzun bir süredir çözüm ekibinin patronu
olmak istediği ve iktidara yakın çevrelerde bununla bağlantılı,
“Beşir Hoca ile bu işin sonuca ulaşması zor” şeklinde alttan alta
görüşler seslendirildiği biliniyor.
ERDOĞAN NE DERSE O
Çözüm Köşk’e bağlandı: Akdoğan, yalnızca çözüm
süreci açısından değil başka konularda da Erdoğan’a en yakın isim
konumunda. Kabinede başbakan yardımcısı olarak çözüm sürecinin
başına resmen getirilmesi, “Çözüm süreci Akdoğan aracılığıyla
doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlandı” değerlendirmesine neden
oldu. Yazılarında da yansıttığı gibi yakın çevresi, Akdoğan’ın
çözüm sürecinde “Erdoğan ne derse o” tarzıyla hareket edeceğini
belirtiyor.
Öcalan ne diyecek: Atalay, son olarak Meclis’ten
çözüm süreci için çerçeve yasayı çıkarmış, önümüzdeki günlerde
İzleme ve Müzakere kurulları oluşturulup hızla süreci sona
erdirecek adımların atılacağını açıklamış, Öcalan da bu adımları
beklediğini belirtmişti. Ancak kabine değişimi nedeniyle Öcalan da
1 Eylül’de barış mesajı yayımlamaktan vazgeçmişti. Tüm bu
gelişmelerin üzerine sürecin başına Akdoğan’ın gelmesi, çözüm
sürecinde bugünden itibaren çok hızlı gelişmelerin olacağı
beklentisini artırdı.