AK Parti'de FETÖ tasfiyesi olacak mı Canikli açıkladı
Abone olBAŞBAKAN Yardımcısı Nurettin Canikli, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Canikli, süren operasyonlara ilişkin "Kusuru olmayan mağdur edilmeyecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Canikli, Fethullahçı Terör Örgütü'nün darbe
girişimi ve sonrasında başlatılan soruşturmalar hakkında
Habertürk'e konuştu.
"Darbe teşebbüsüne kimler destek verdi? Soru işaretleri var mı?" sorusunu cevaplayan Canikli, "İlk günlerde öncelikle yangını söndürmeye çalışıyorduk, kimin işin içinde olduğunu tespit edebilmek imkânsızdı. Soruşturmalar ilerledikçe tablo netleşmeye başladı. Başbakan’ımızın dediği gibi, şakır şakır ötüyorlar! Şimdi sırada sorumluların tespit edilmesi, iç ve dış boyutlarıyla anlaşılması var. Bu olayın sadece TSK içinde başlayıp biten bir hadise olmadığı kesin" dedi.
"SEÇİLMİŞ HÜKÜMET VAR ONU DEVİRİYORSUNUZ"
Canikli açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Bir kısmı tespit edildi, şu aşamada isim verme
imkânımız yok ama sivil ve siyasi ayağı olduğu kesin. Ve bu sivil
ayak, TSK içindeki en yüksek bağlantıdan daha güçlü bir ayak, bu da
kesin. Çünkü darbe kalkışmalarında darbe sonrası legalleşme adına
meşruiyet zemini oluşturmak için birileri üzerinden yürütülür
planlar. Siyasi uzantısı ve desteği olmayan çok nadirdir. 12
Eylül’den önce Türkiye’de çatışma ortamı vardı. Darbeden sonra
sükûnet başlayınca bir meşruiyet problemi yaşamadılar. Oysa bugün
zaten seçilmiş bir hükümet var, onu deviriyorsunuz. Taban desteği
söz konusu değil. Darbecilerin devam edebilmesi için taban desteği
şart. Dolayısıyla bu darbenin belli oranlarda siyasi yapı, kişi,
kurum tarafından bağlantılı olması lazım."
"AK PARTİ CAMİASINDA BUNA PRİM
VERECEK..."
Darbe başarılı olsaydı nasıl bir Türkiye dizayn edilecekti
şeklindeki soruya karşılık Canikli, "Şu anda biz
Türkiye’deki tabanın yüzde 50’sine hitap eden bir siyasi
organizasyonuz. Kalanlarla bu meşruiyet desteğini bulmaları mümkün
olur muydu, bilemiyorum. HDP tabanını işin içine katamazlardı
muhtemelen. Geriye CHP ve MHP kalıyor. MHP’nin tavrı zaten çok
netti, CHP de öyle. Bu zemini daha kuvvetli bir ortamda sağlamaları
gerekiyordu. Dolayısıyla iktidar tabanı üzerinden meşruiyet
arayışına girmek gibi bir planları olabilir. Ama AK Parti
camiasında buna prim verecek birini bulmaları mümkün
olmazdı." ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Canikli'nin röportajından öne çıkan bazı
bölümler:
BAZI İSİMLER ELE GEÇİRİLDİ
Darbenin Türkiye’deki 1 numarasının kim olduğunu çözebildiniz
mi?
Bazı isimler ele geçirildi tabii ki. Darbe başarılı olursa kimin
hangi göreve geleceğine dair birçok atama listesi var. Fakat
kurulacak hükümetin Cumhurbaşkanı’nın ya da Başbakan’ının kim
olacağına dair elimizdeki belgelerde net bir bilgi yok. Onların
peşindeyiz. Yakında hepsini öğreneceğiz.
‘HİÇ UMMADIĞIMIZ İNSANLAR CANINI ORTAYA
KOYDU’
“Tasfiye edilenlerin yerine başka cemaatlere yol açılır
mı?” endişesi var...
Artık kamuda “Buraya ben hâkim olayım” tarzı bir yaklaşım
olmayacak. Bir insanın kendini bu topluma ait hissedebilmesi için
her yerde kendisi gibi düşünen insanları görebilmesi lazım. Bu son
olayda bunun ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Hiç ummadığınız bir
insan, yaşantısıyla, söylemleriyle “Vatanla alakası yoktur” diye
düşündüğünüz bir insan, bir bakıyorsunuz sizden çok daha gayretli
bir şekilde bu ülke için canını ortaya koyuyor. HSYK yeniden
düzenlenirken inanılmaz bir ittifak kuruldu. Şimdi AK Parti, CHP ve
MHP’den oluşan bir yapı var. Çok başarılı yürütülüyor. Kamuda da
bunu yapma amacındayız. Toplumun bütün kesimleri her yerde temsil
edilebilmeli.
‘KAMUDA AÇIĞA ALINANLARI ÖZEL BİR KADROYLA
PASİFİZE EDEBİLİRİZ'
Yeni kanun hükmünde kararnameler çıkacak mı?
Evet, bol miktarda gelecek. Özellikle önemli görevlerde
bulunanların tasfiyesine yönelik bir liste olacak. İsim isim
açıklamayı sadece TSK için kullanmıştık, şimdi diğer kurumlar için
de bunu yapmayı düşünüyoruz.
Kamuda açığa alınanların tümü tasfiye mi edilecek?
Emekliliğe sevk edilenler olacak mı?
Yaşı gelenler emekliliğe sevk edilecek, kalanları memurluktan
atacağız.
Ama on binlerce ailenin mağdur olması söz
konusu...
Evet, bizim de öncelikle üzerinde durduğumuz konu mağduriyetler. Bu
insanların önemli bir bölümü geçimlerini kamudan sağlıyor.
Aileleri, masum çocukları var. Örgütün yönetici kademesinde ya da
üyesi olduğu tespit edilenleri tasfiye edeceğiz. Yönetici kademede
olmayıp sadece sempatizan olanlar da önemli görevlerde kalmayacak
ama hayatlarını idame ettirebilmeleri için bir mekanizma kurmayı
düşünüyoruz.
Nasıl bir mekanizma?
Henüz net değil. Kamuda düz memur gibi alt görevde oluşturulacak
özel bir kadroyla pasifize edebiliriz. Zarar veremeyecekleri başka
bir kadroya yönlendirebiliriz ya da bulundukları görev çok tehlike
arz etmiyorsa bir kısmı kalabilir. Düşünün 5 yaşında masum bir
çocuk var... Babasının ihanetini ona ödetmememiz gerekiyor.
AK PARTİ İÇİNDE
TASFİYE
AK Parti içinde bir tasfiye ihtimali var mı?
Hayır. Öyle bir şüphemiz yok. Cumhurbaşkanı’mızın o çağrısından
sonra teşkilatların ortaya koyduğu tavır ortada... Sadece Ankara’da
19 şehit verdik. Böyle bir yapıdan kuşku duymak, çok büyük
haksızlık ve hakaret olur.
ASKERİ YÜKSEK YARGIYI KALDIRMAK
İSTİYORUZ
Cumhurbaşkanı’nın parti liderleriyle görüşmesinin ardından
Başbakan Binali Yıldırım, bazı Anayasa maddeleri üzerinde
muhalefetle uzlaşıya varılabileceğini söyledi. Hangi maddeler
bunlar?
Birçok konuyu görüşeceğiz ama şu anda ilk gündem askeri yüksek
yargı. Askeri yüksek yargıyı kaldırmak istiyoruz. Yargıtay var,
Danıştay var, Anayasa Mahkemesi var ama bir de askeri yargı var.
Bu, hukukun tekliği ve evrenselliğine aykırıdır. Bu konuyu
muhalefetle konuşuyoruz, onlar da sıcak bakıyorlar.
"MEYDANLARDA SOSYAL DEMOKRAT DOSTLARIMIZIN
ŞARKILARI DA ÇALINSIN"
Kılıçdaroğlu, “CHP’liler darbe girişimi gecesi sokaktaydı;
sonra çalınan şarkılarla hava değişti” demiş. Meydanlarda AK Parti
teşkilatlarının düzenlediği kimi platformlarda ayrıştırıcı
konuşmalar yapanlar olduğuna dair eleştirilere ne
dersiniz?
Teşkilatlarımıza başından beri söyledik. Evvela, taşınacak
bayrakların asla parti bayrağı olmamasını, parti sloganı ve amblemi
taşınmamasını tembih ettik. Sosyal demokrat dostlarımızın hoşuna
giden şarkılar da çalınsın istedik. Ülkücü kardeşlerimizin marş
niteliğinde ya da sembol olmuş şarkıları da bütün meydanlarda
çalındı, hâlâ çalınıyor. Bu konuda bir sıkıntı olmadı. Hemen
kaynaştık birbirimize.
HAKAN FİDAN TELEFONA NEDEN
ÇIKMADI?
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, o akşam telefonlara neden
çıkmadığına dair bir açıklama yaptı mı?
Onunla ilgili Sayın Cumhurbaşkanı’mızın açıklaması ortada.
Cumhurbaşkanı’mız ‘‘Aradım ama ulaşamadım’’ dedi. Başbakan’ımız
‘‘Aradım, ulaşamadım’’ dedi. Başka arayıp ulaşamayan bakanlarımız
da var. Burası sözün bittiği yerdir.
MİT içinde tasfiyelerin olması söz konusu mu?
Bu yapı her yere girmiş. MİT için de geçerli aynı durum. Bu
mücadele için bazı şeyler elbette yapılacak. İstihbaratın çok ciddi
bir zafiyet içinde olduğu kesin. Bunu saklamanın bir anlamı yok,
herkes görüyor zaten. Belli ki darbe girişimiyle ilgili aylar
öncesinden yapılan çalışmalar var ve bu maalesef tespit edilemiyor.
İstihbarat örgütleri böyle şeyleri tespit edemezlerse, ne yapar?
Burada ciddi bir reform ihtiyacı var...
MİT’te nasıl bir reform olacak?
Sayın Cumhurbaşkanı’mız, MİT’in doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na
bağlanmasına yönelik görüşünü ifade etti. Doğrusu da budur.
Anayasa’da yapılması gereken değişiklikler var, bunlara
çalışıyoruz. Yeni eğitim biçimi, personel alımı ve çalışma
yöntemine kadar her şeyi gözden geçiriyoruz. İçeriden başka tür
akımlara kapılmaması için otokontrol mekanizmaları da
kuracağız.
"İŞKENCE YOK ÇATIŞMALARDA İTİŞ KAKIŞ
OLMUŞTUR"
Gözaltında işkence iddiaları ve 15 Temmuz gecesi bazı
erlerin linç edildiği iddiasına dair görüntülerle ilgili adım
atılacak mı?
“Başı kesildi” denilen er çıktı, “Ben yaşıyorum” dedi. Kesinlikle
işkence yok, sıfır. Çatışmalar sırasında itiş kakış olmuştur ama
kontrol altına alındıktan sonra en ufak bir işkence söz konusu
değildir.
Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Bülent Mumay gibi kamuoyunun
yakından tanıdığı isimlerin gözaltına alınması yerine ifadeye
çağrılması daha doğru olmaz mıydı?
Bu yargının kararıdır, biz müdahale edemeyiz. Bir başka kişi aynı
yargı sürecinden geçerken nasıl bir muameleye tabi tutuluyorsa,
herkes için aynısı uygulanmalı. Birini eski bakan, ünlü ya da
zengin diye farklı muameleye tabi tutarsanız esas zulüm budur. Ama
normalin dışında bir muamele varsa o da kabul edilemez. Normal
süreçte bu gibi soruşturmalarda gözaltı muamelesi nasıl yapılıyorsa
öyle yapılmalıdır.
"EKONOMİ NORMALE
DÖNÜYOR"
Ya 15 Temmuz’un ekonomiye etkileri?
17-25 Aralık kalkışmasından sonra makroekonomik göstergelerimizdeki
bozulma, 15 Temmuz sonu ortaya çıkan gelişmelerden daha fazlaydı.
Şu anda her şey normale dönüyor. Faizler düşüyor, borsa yükseliyor,
TL değer kazanıyor. Risk primleri de düşecektir. Muhalefet ve
iktidar arasındaki iyi ilişki de ekonomik göstergelere olumlu
yansıyacaktır.