AK Parti’de erken seçimin 4 nedeni!
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçim tarihini 24 Haziran olarak açıklamasının ardından kulislerde AK Parti’nin bugüne kadar kesin dille yalanladığı erken seçime neden “evet” dediği konuşuldu. İşte AK Parti kulislerinde konuyla ilgili öne çıkan bazı görüşler şöyle...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken seçim çağrısı yapan
MHP Lideri Bahçeli'yi Beştepe'de kabul etti. 30 dakika süren
görüşme sonrası açıklama yapan Erdoğan, "Ülkemizin karşı karşıya
olduğu fotoğraftan hareketle bu teklife olumlu yaklaşma konusunda
görüş birliğine vardık. Bahçeli ile istişareler neticesinde
seçimlerin 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılmasına karar verdik"
dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçim tarihini 24 Haziran olarak açıklamasının ardından kulislerde AK Parti’nin bugüne kadar kesin dille yalanladığı erken seçime neden “evet” dediği konuşuldu.
AK Parti kulislerinde konuyla ilgili öne çıkan bazı görüşler şöyle:
SAHADA REKABET KAÇINILMAZ
- AK Parti içerisindeki birçok isme göre MHP ile
yapılacak ittifak Cumhurbaşkanlığı seçiminde
AK Parti’ye, barajı aşma ve çıkarılacak milletvekili sayısı
açısından MHP’ye fayda sağlıyor. Ancak yerel seçimlerde iki parti
arasında yaşanacak olası rekabet risk yaratıyor. Her iki parti
açısından da yerel seçimlerde sahada rekabet kaçınılmaz görülüyor.
Yerel seçimde iki parti arasında, “gönüllü bir ittifak” olacağına
vurgu yapılsa da sahaya yansımanın beklendiği gibi olmayabileceği
endişesi var. Yaşanabilecek olası tatsızlıkların genel seçimlere ve
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yansımaması için seçimin öne alınması
gerektiği düşünülüyor.
BİRÇOK İSİM LİSTE DIŞI KALABİLİR
- Bazı isimlere göre seçimin öne alınması, yerel seçimde partiye
isim belirleme açısından esneklik sağlayacak. Genel seçimlerde
listeye alınmayan ya da seçilemeyen bazı isimlerin
değerlendirilmesi için bir fırsat yaratacak. Cumhurbaşkanlığı
hükümet sisteminde bakanlar Meclis dışından belirleneceği için Ak
Partili isimler açısından “listeye girmemek”, bakanlık şansı için
bir gösterge olacak. Bu şekilde özellikle büyükşehirlerden birçok
ismin listede yer almama olasılığı bulunuyor. İsmini listede
görmeyen her isimde bakanlık için oluşan beklenti aynı zamanda
parti içinde üstü örtülü rekabet riski olarak değerlendiriyor.
Rekabetin genel ve Cumhurbaşkanı seçimlerine, “sahada ter dökme
yarışına dönmesi” Ak Parti açısından bir avantaj.
KAYYUM RİSKİ
- Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere
çeşitli nedenlerde görevden alınan ve yerlerine kayyum atanan
seçimde HDP’nin aldığı 94 belediye de (10 il, 72 ilçe, 12 belde) Ak
Parti açısından yerel seçimde bir risk faktörü olarak
değerlendiriliyor. Kayyumların yaptıkları imar, temizlik ve
hizmetlerle başarılı olarak ölçülmesine karşın bunun
AK Parti’ye oy kazandırma garantisi sağlamadığı düşünülüyor.
Kayyum atanan belediyelerin tekrar HDP tarafından kazanılması,
bunun da genel ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce olması, “moral
risk” olarak görülüyor. Kayyumlarla ilgili bir başka sorun da bazı
yerlerden şikayetler gelmesi. Bazı kayyumların milletvekillerinin
de önüne geçerek siyaset yapmaya çalıştığı ve halktan
şikayet gelen yerler olduğu belirtiliyor.
EKONOMİ VE TERÖR
- Erken seçimin öne alınması için ekonomiyi gerekçe gösteren birçok
isim de var. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın da zaman zaman ekonomik
tabloyu tersine çevirmek isteyen saldırılara atıf yaptığını
belirten kaynaklar, büyüme rakamları gibi olumlu göstergelerin
olduğu bir tabloda seçime gitmenin iktidar partileri açısından her
zaman avantaj sağladığı görüşünde. Ak Parti’nin seçim atmosferine
girdiği her ortamda ekonomi ve terör saldırıları ya da siyasi
krizlere maruz bırakıldığına dikkati çeken kaynaklar, “Erken seçim
bir ihtimal olarak ortaya çıktığı andan itibaren süreci uzatmak
birçok açıdan risk yaratır. Risk bir an önce bertaraf edilmeli”
kanaatini dile getiriyor.