7 Haziran'da AK Parti'ye yenilgiyi tattıran tek
neden kibirdi.
"Öze dönüş" yaptılar, kibirden
uzaklaştılar, çalıştılar ve 1 Kasım'da
kazandılar.
1 Kasım'ın özeti budur!
Kemal Kılıçdaroğlu'nun "olağanüstü
şartlar" dediği her şey, aslında AK
Parti'nin aleyhine işledi. Buna rağmen, AK Parti 7
Haziran'ı iyi okudu ve 1 Kasım'da bir kez daha yenilgiye
uğramamak için zamanında tedbir aldı.
Ne yaptılar?
CHP, 7 Haziran'da olduğu gibi, asgari ücreti
bin 500 lira yapacağını vaadetti.
MHP bu rakamı bin 400 liraya
çekti. AK Parti ise, muhalefetin çalışanların
kafasına nakşettiği asgari ücreti bin 300 lira ile
sınırlı tuttu.
Seçmen iktidara en yakın partiyi tespit etti
önce.
Seçmen akıllı davrandı, iktidara en yakın AK
Parti'yi gördü ve bin 300 liralık asgari ücreti cebine koymayı
garantiledi.
CHP'nin iktidar olamayacağını
gördü. MHP'nin ne olacağı, bugünkü hezimeti
yaşayacağı çok önceden belliydi. Seçmen akıllı davrandı,
iktidara en yakın AK Parti'yi gördü ve bin 300 liralık asgari
ücreti cebine koymayı garantiledi.
AK Parti'yi iktidara taşıyan en önemli
nedenlerden biri buydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere
Davutoğlu ve arkadaşlarının teröre karşı aldığı
önlemler, AK Parti'yi iktidara taşıyan bir başka neden
oldu.
Devlet, uzun aradan sonra Güneydoğu'ya hâkim oldu!
PKK can aldı evet ama karşılığını da
buldu.
Cizre'de günlerce sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve terörden,
teröristlerden temizlendi. Terörün kökünü kazımakla kararlı
olan AK Parti iktidarını gören seçmen, diğer partilerin bu
sorunu çözemeyeceğini gördü ve oyunu ona göre kullandı.
MHP seçmeni, tam da bu yüzden AK Parti'ye
kaydı!
AK Parti'nin aldığı tedbirler bununla sınırlı değil
elbette.
Teşkilatların hakkını teslim etmek gerek!
Süleyman Soylu'nun kurduğu bütün teşkilatlar, 7
Haziran hezimetiyle birlikte harekete geçti. Muhalefetteymiş gibi,
çalmadık kapı bırakmadılar.
Süleyman Soylu'nun kurduğu bütün
teşkilatlar, 7 Haziran hezimetiyle birlikte harekete geçti.
Muhalefetteymiş gibi, çalmadık kapı bırakmadılar.
"İlk günkü aşkla" sarıldılar seçmene.
Dinlediler, çare oldular, her yaraya merhem oldular. AK
Parti'yi iktidardan eden kibirden, şeytanı lanetleyerek
uzaklaştılar.
AK Parti'nin yeniden tek başına iktidar olmasında, muhalefetin
de katkısı az değil.
Bahçeli'yi bir kenara bırakalım!
Selahattin Demirtaş'ın yüzde 49'da çok büyük payı var
mesela!
Yüzde 13'le kibrin esiri oldu HDP lideri!
Ankara'daki katliamın faturasını devlete
çıkarması her şeyin tuzu biberi oldu.
O konuştukça, yumruğunu sıktı seçmen!
O meydan okudukça, 1 Kasım için sabırsızlandı seçmen!
PKK'nın aldığı canları yok saydı Demirtaş.
Özerklik ilanları, hendekler ve döktükleri kan...
tüm bunların sonlarını getireceğini hesaba katmadılar.
O terörü, teröristleri sahiplendikçe, seçmen 1
Kasım'a bilendi.
7 Haziran'ı "BİZ" diye kazandılar ama yüzde
13'un sarhoşluğu ile "BEN" demeye başladılar.
Özerklik ilanları, hendekler ve döktükleri
kan... tüm bunların sonlarını getireceğini hesaba
katmadılar.
7 Haziran'da AK Parti'yi sallamıştı Demirtaş. 1 Kasım'da
kendisi sallandı!
Ders aldı mı? Hayır! Bu demektir ki, daha da
sallanacak!
Neden?
Kürtler gerçeği gördü çünkü! Kürtler
gerçeği görünce,
AK Parti'nin yüzde 49'u bulması zor olmadı!