AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten CHP'ye Berat Albayrak tepkisi
Abone olCHP'nin Hazine ve Maliye Eski Bakanı Berat Albayrak'ı hedef alan açıklamalarına tepki gösteren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Berat Albayrak'ı siyasi açıdan tabi ki de eleştirebilirsiniz. Ancak aile ilişkileri üzerinden yaparsanız bu durum gayriahlaki bir tutumdur" ifadelerini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, Merkez Bankası rezervleriyle ilgili,
"Şimdiye kadar yapılmış gizli saklı bir işlem yok. Her şey
kanunlara ve piyasa kurallarına uygun bir şekilde yapılmış."
dedi. Öte yandan Çelik, Ege'de Türk araştırma gemisini taciz
eden Yunan F-16'larının yaptıklarını provakasyon olduğunu
belirterek, "Hak ve menfaatlerimizi koruyacak güce sahibiz, her
şeyi göze alabilecek kararlılığa da sahibiz" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
İşte Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları:
Türkiye'nin demokrasi mücadelesi esnafın yakasına yapışanların, esnafından yakasından düşürülme hikayesidir bir bakıma. Öğretmenleri, esnafı hedef gösteren 'İki elim yakanızda' gibi ifadelerin bu kadar kolaylıkla kullanılabilmesi şaşırtıcı. Esnafımız Türkiye'deki demokrasinin, orta sınıfın bel kemiğidir. Demokrasinin ana taşıyıcılarından bir tanesidir esnafımız. Kuşkusuz her meselesiyle yakından ilgileniyoruz. Pandemi döneminde de bütün şikayetleri ciddi bir şekilde değerlendiriyoruz. AK Parti'yle esnafımız arasında kuşkusuz yakın bir bağ vardır.
'Mazlumların sığınağı olduk'
Biz dünyaya
karşı hep şununla övündük: Ölümden kaçanları ülkemizde misafir
ettik. Geçmişte, ölümden kaçan insanları ülkemize misafir ettiğimiz
gibi, burasının tüm mazlumların sığınağı olarak adlandırılmasını
gururla söylüyoruz. Tarihten devraldığımız en büyük gurur
abidelerinden bir tanesidir. Suriye'den, Irak'tan ölümden
kaçan insanlar ülkemize sığındı ve bu büyük millet bir kez daha
mazlumların sığınağı olduğunu göstererek ölümden kaçanlara sahip
çıktı. Biz Avrupa'da bu politikamızı anlatırken şunu açık
olarak söylerdik: Türkiye'de ırkçılık yapan, bu durumu istismar
eden bir muhalefet partisi yoktur. Zaman zaman bazı isimler
çıkıp 'Suriyelileri niye alıyorsunuz?' dedi. Halbuki yaptığımız
ölümden kaçan insanlara sığınak olduğumuzu
göstermekti. Sonuçta bu insanları ölümden
kurtardık. Gelecek nesillere de bu geleneği devam
ettirdiğimizi gösteriyoruz. Bazı kişiler hariç, ırkçı bir
şekilde bu politika hiçbir zaman hedef alınmadı.
'Bütün dünyanın vicdanını Türkiye
yüklenmiştir'
Maalesef sayın Kılıçdaroğlu, bugün bu
insanları hedef gösteren bir yaklaşım içerisine giriyor. Bu
sözleri biz genelde Avrupa'nın sağından
duyuyoruz. Katılmadığımız yönleri olsa da CHP'nin sosyal
demokrat olma arayışlarını iyi arayışlar olarak
düşünüyorduk. Bu insanlara harcananlar, bu insanları ölümden
kurtarmak ve geçmişte olduğu gibi insan haysiyetine uygun olmayan
yaşam koşullarından kurtarmak için yapılmıştır. Ne
yapılsaydı? Yunan adalarında göçmenler nasıl gayrinizami
koşullara terk ediliyorlar. Bizim tarihimizde, bugünkü
politikamızda böyle bir utanç yok. Milletimizin tarihine,
değerlerimize, siyasi tutumuza yakışır şekilde ölümden kaçan bu
insanlar burada muhafaza edilmişlerdir. Bütün dünyanın
vicdanını tek başına Türkiye yüklenmiştir. Türkiye'nin
büyüklüğü zaten çeşitli toplum kesimlerinin gelişmesine katkı
sağlayacak politikalarla ilerliyor. Bir genel başkan
tarafından bu ölümden kaçan insanların, Türkiye'nin sahip
çıkmasının eleştirilmesi ilk defa oluyor. Bu sağlıklı bir yaklaşım
değil, sonu ırkçılığa varır. Dilin zehirleyici, hedef
gösterici etkisini Avrupa demokrasilerini nasıl
istikrarsızlaştırdığını görüyoruz. Halbuki herkes, bütün siyasi
partiler, mazlumlara sahip çıkılması konusunda hassasiyeti
paylaştı.
Kılıçdaroğlu'na Berat Albayrak
tepkisi
Maalesef aile değerleri üzerinden siyaset
yapmaya devam ediyorlar. Sayın Albayrak'tan bahsederken
sürekli aile ilişkilerini hedef alan bir yaklaşım içerisine
girmeniz ahlaki değil. Siyasi pozisyonları gereği muhalefet
tabii ki eleştirecek. Ama siz bunu aile ilişkileri üzerinden
sürdürmeye devam ettiğiniz zaman gayriahlaki bir iş
yapıyorsunuz. 'CHP'deki taciz iddialarını ne yaptınız' diye
sorsak hemen çıkıyorlar aile değerlerine saldıran bir tutum
takınıyorlar. Bu hiç sağlıklı bir şey değil. Allahtan, bir tek
bunlar yapıyor. Herkesin birbirinin aile değerleriyle
uğraştığı bir siyasi ortamın ne kadar ahlak dışı olacağını herkes
görsün. Biz diyorduk ki 'aile değerlerini hedef almayın'. Ama
gördüğüm kadarıyla bunda ısrar edecekler. O zaman aile
değerlerine karşı saldırgan tutum, iftira siyaseti kendileriyle
anılan bir mesele haline gelir. Şimdiye kadar yapılmış gizli
saklı bir işlem yok. Her şey kanunlara uygun şekilde yapılmış.
Yunanistan'a: Mavi Vatan konusunda taviz
vermeyeceğiz
İstikşafi görüşmelerin sağlıklı şekilde
ilerlemesine güçlü destek veriyoruz. Sonrasında Avrupa'daki
dostlarımız Türkiye'ye şunu söylüyorlar: Sağlıklı zemini
koruyun. Fakat bunu sadece tek taraflı olarak bize
söylüyorsunuz. Yunanistan'daki kışkırtıcılık, saldırganlık
devam ediyor. Bunu Yunanistan'a da söyleyin. Yunanistan'a da
diyoruz ki, TC'ye karşı, TC'yi köşeye sıkıştırmak için başkalarıyla
kurduğunuz ittifakların bir işe yaramayacağını biz de biliyoruz siz
de biliyorsunuz. Kışkırtıcı beyanlara devam ederseniz,
KKTC'nin hak ve menfaatlerini zedeleyen birtakım açıklamalar
yapmaya devam ederseniz, sağlıklı yürümesini istediğimiz diplomatik
zeminlerin istikrarsızlaşmasından biz sorumlu olmayız. Daha
sağlıklı ve temiz bir dil kullanmaya davet ediyoruz. Bir
tatbikat gerçekleştirecekler, sınırımızın neredeyse 20 km uzağına
kadar uzanıyor. Türkiye ne kara vatanı, ne de Mavi Vatan'ı
konusunda herhangi bir taviz vermeyecek. Yunanistan'ın bu
açıklamalarını, bu adımlarının görmezden gelinmemesi
gerekiyor. Diplomasi diye masaya davet ettiğinizde bu
Türkiye'nin adımlarını tek taraflı olarak durdurması, sizinse daha
maksimalist şekilde atmanız anlamına gelmiyor. Bir kere daha
sağduyu olsunlar diyoruz.
Hayvanları koruma yasası
Canlıların eşya
olarak nitelendirilmesinin ortadan kaldırılmasından süs olarak
nitelendirilmesine kadar geniş bir yelpazede MYK'mız
değerlendirdi. İnsan dışındaki canlıların da korunması,
onların zalimane birtakım davranışlardan uzak tutulacak koşulların
oluşturulması, şehirde olanların da birtakım canice davranışlardan
korunması için geniş kapsamlı bir düzenleme. Taslak haliyle
bile AB standartlarının ötesinde ve üstünde, paydaşlarla ciddi bir
şekilde çalışılmış bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.
'Uygur Türklerine yönelik uygulamaları kaygıyla
izliyoruz'
Uygur Türkü kardeşlerimizin temel hak ve
hürriyetleri, insan haysiyetine uygun koşullarda yaşaması konusunda
yüksek hassasiyete sahibiz. Çin'in toprak bütünlüğünü savunuyoruz,
terörle mücadele hakkını da savunuyoruz. Fakat bütün bunlar Uygur
Türklerine yönelik olumsuz uygulamalar ve oradan gelen birtakım
görüntüleri kaygıyla izliyoruz. Bu şekilde bir sonuç asla
doğurmamalıdır. Bu olumsuz haberlerin ortadan kalkmasının tek yolu
var: Bazı uygulamalara son verilmesi ve Türkiye'den gidecek bir
heyet buraları ziyaret eder ve buralardaki politikaların gözden
geçirilmesi gerekiyor. Bazı ülkelerin Uygur Türkleri meselesini
kendi çıkarları için kullandığını görüyoruz.
Biz bu politikanın takipçisiyiz. İlgili birimlerimiz Çin
makamlarıyla sürekli olarak bu konuyu görüşüyor. 'Şunu dediniz,
bunu demediniz' diyenlerin somut girişimi yokken biz pek çok somut
girişim başlattık ve takip ediyoruz. Bunu 'Biz terörle mücadele
ediyoruz' diyerek birtakım politikalarla yan yana getirmek de doğru
değil.
'TSK unsurlarımız görevlerinin
başında'
Maalesef ne zaman AB Türkiye ilişkilerinde bir
pozitif gündem oluşsa böyle bir durum ortaya çıkıyor. Yunan
jetlerinin bu kadar yakın mesafeye gelmesi ve yaptıkları eylem
provakatif bir eylemdir. Biz bunlardan kaçınılması gerektiğini
söylüyoruz. Bu tablo Yunan jetlerinin sınırları aşarak,
kuralları ihlal ederek aşırı bir şekilde yaklaşması neticesinde
ortaya çıkmıştır. Gerginlikten yana olmadığımız söylüyoruz. Hak ve
menfaatlerimizi koruyacak güce sahibiz, her şeyi göze alabilecek
kararlılığa da sahibiz. Gereksiz birtakım sertleşmelere gerek
yok. TSK unsurlarımız görevinin başında. Diplomatik
yolları açık tutalım, müzakere yapalım, bu konuda TC yeterli
deneyim ve kapasiteye sahiptir.