AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Brexit sürecinin çıkmaza girmesi büyük problem
Abone olAK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İngiliz parlamentosunun Brexit anlaşmasını üçüncü kez reddetmesine ilişkin, "Brexit sürecinin bu şekilde çıkmaza girmiş olması AB açısından da İngiltere açısından da büyük problem" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana'da AA muhabirine,
İngiltere'nin Brexit sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Brexit sürecinin bu şekilde çıkmaza girmiş olması AB açısından da İngiltere açısından da büyük problem" diyen Çelik, şöyle devam etti:
"Bu ilk olduğu zaman biz, 'İngiliz halkının iradesine saygı duyuyoruz ama İngiliz halkının bu iradesine saygı duymamızla birlikte İngiltere'nin AB'den ayrılmasının iyi olmayacağını düşünüyoruz' demiştik. Zaten İngiltere, AB içerisinde dengeleyici, Türkiye'ye destek veren ve daha çok sağduyuyu temsil eden bir pozisyon alıyordu, Türkiye ile ilgili konularda, AB meselelerinde. AB de son zamanlarda gördüğünüz gibi giderek aşırı sağcılığa, ırkçılığa teslim oluyor. İslamofobiye, Türkiye ve İslam düşmanlığına teslim olan siyasiler daha da yükseliyor. Önümüzdeki dönemde parlamento seçimlerimde maalesef çeşitli AB ülkelerindeki aşırı sağın yükselmesinden dolayı Avrupa Parlamentosunun daha ırkçı ve aşırı sağcı bir kimliğe kavuşacağı değerlendiriliyor."
Çelik, son gelişmelerin Avrupa için tehlikesine değinerek, "Bunların hepsi Avrupa için, Avrupa'nın ve bölgenin geleceği için tehlikeli gelişmeler. Ama bir kere daha görüldü ki İngiltere'de bu mesele siyasiler tarafından iyi hesaplanmamış" diye konuştu.
"Sınır meseleleri ne olacak?"
Brexit yanlısı Eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Başbakan Theresa May arasındaki tartışmalara değinen Çelik, "Johnson ile Başbakan May arasındaki tartışmalar, biraz parti içi meselelerin bu Brexit meselesine yansıması gibi konular, konuyu farklı bir boyuta taşıdı. En son Başbakan, 'eğer parlamentoda onaylanırsa ben gerekirse istifa ederim, istifamı bu şekilde verebilirim' gibisinden bir şey yapmıştı" değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, siyasal açıdan meselenin yönetilmesinin iyi başarılamadığını aktararak şöyle konuştu:
"Bu konuda başarılı olunmadığını gösteriyor. Brexit'in gerçekleşmesi için AB'den ayrılma sürecinde sektörlerin durumu ne olacak, İngiltere'de yaşayan AB vatandaşlarının ya da AB'de yaşayan İngiliz vatandaşların durumu, iş adamlarının kazanımları nasıl korunacak, Kuzey İrlanda-Güney İrlanda arasındaki sınır meselesi nasıl düzenlenecek? Geçmişte İskoçya ayrılık referandumuna gittiğinde, İskoçya'nın ayrılık referandumuna 'hayır' vermesinin en önemli argümanı, 'İngiltere AB üyesidir, eğer siz İngiltere'den ayrılırsanız AB üyesi olamazsınız' gibisinden bir yaklaşımdı. Dolayısıyla belki de İskoçya'nın İngiltere'de kalmak için oy kullanmasının en büyük etkenlerinden bir tanesi AB içinde kalma amacı oldu. Şimdi İngiltere AB'den çıktığı zaman İskoçya'nın, İrlanda'nın, Kuzey İrlanda ile Güney İrlanda arasındaki sınır meseleleri ne olacak?"
"Türkiye'yi tam üyeliğe almış olsaydı problem yaşamayacaktı"
Çelik, Brexit sürecinin iyi bir perspektifle değerlendirilmediğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Muhtemelen bu konu, AB açısından anlaşmasız bir ayrılık meselesine gidecek. Tabii AB cephesinden baktığınızda da AB'nin geçmişte, birtakım krizleri fırsata çevirebilecek şekilde siyasi kapasite üretirken artık bunu beceremediğini görüyoruz. Netice itibarıyla AB ülkelerini bir arada tutma konusunda, Balkan ülkeleri, Doğu Avrupa ülkeleri, Güney Avrupa ülkeleri, İngiltere gibi ülkeler, bunları bir arada tutma konusunda yeni kapasite üretemiyor. Dolayısıyla AB'nin değerlerini ayakta tutma konusunda da bir sıkıntısı var. Bizim her zaman söylediğimiz şuydu, AB geçmiş yıllarda Türkiye'yi tam üyeliğe almış olsaydı bu problemlerin hiçbirini yaşamayacaktı. Ne göç meselesi ne bu siyasi krizler ama geç kalınması maalesef aşırı sağcıların elini güçlendirdi."
Avrupa'da başlayan yeni siyasi akımlara da dikkati çeken Çelik, "Brexit meselesinin ardından 'Frexit', Fransa'nın ayrılması, daha sonra Hollanda'nın ayrılması gibi, bunları savunan siyasi akımlar da yükseldi. Dolayısıyla iyi bir tablo yok. İstikrarlı bir AB, demokrasiye bağlı bir AB ve çifte standarttan uzak bir AB, her zaman Türkiye'nin çıkarları için iyidir ama son zamanlarda maalesef bu tablodan giderek uzaklaşıyorlar" ifadesini kullandı.