AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'dan AB üyeliği açıklaması
Abone olAK Parti Sözcüsü Mahir Ünal Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Ünal, AB konusunda Türkiye'nin geri adım atmasının söz konusu olmadığını söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal,
canlı yayında gündeme ilişkin merak edilenleri yanıtladı.
Ünal'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bizim AB ile ilgili herhangi bir şekilde geri adımımızın söz konusu olmadığını defalarca ifade ettik. Karşılıklı olarak verilen sözlerin yerine getirilmesi, süreç takibi ve bizim dile getirdiğimiz bazı husular var.
Verilen sözlerin yerine getirilmesine kadar bugün birçok konu yerine getirilecek.
AB’nin şunu görmesi gerekiyor, Türkiye bölgede 4 terör örgütü
ile mücadele ediyor. Suriye’den kaynaklanan mülteci sorununa
ilişkin oluşturulan geri kabul anlaşmasına Türkiye riayet
ediyor.
Vize muafiyetine yönelik görüşmeler yapılmış, talep listesi iletilmişti. Biz bunu yerine getirdik. Bu talepleri yerine getirmemize rağmen AB sürekli olarak, vize muafiyeti ve geri kabul ile ilgili sanki 3 milyon avro Türkiye’ye veriliyormuş gibi hava oluşturuluyor. Türkiye kendisi almıyor. Mültecilere dönük, planlı, bütçelendirilmiş bir süreç dahilinde bu para harcamalarda kullanılıyor.
Bir ülkenin terörle mücadelesine dönük siz bir takım yaptırımlardan bahsediyorsunuz. İnsanların iradesinin korunması için yapılır terörle mücadele. Bir özgürlük mücadelesidir. Terörle mücadelenin bir sonucu olarak bölgede yaşayan insanlar günlük hayatlarını sürdürebiliyorlar.
"BİZ YEREL YÖNETİME ASLA MÜDAHALE
ETMİYORUZ"
Suriye'de şu anda Tel Rıfat'ta gösteri yapıldı. Türkiye'nin
müdahalesi konusunda... Neden?
Fırat Kalkanı bölgesinde, Afrin'de biz oraya gittiğimizde insanları özgürleştiriyoruz. Biz onların yerel yönetimine asla müdahale etmiyoruz.
Orada bulunan bütün kesimler kendi nüfusları oranında 30 kişilik yerel mecliste temsil edilecekler. Biz sivil duyarlılık konusunda en hassas ülkeyiz. Terör örgütünden Afrin'i temizlerken bugün haline bir bakın bir de Rakka'ya bir bakın.
Türkiye'nin terörle mücadeledeki haklı pozisyonunu anlatacak argümanlarla Türkiye gidiyor (Varna zirvesi) .
"TÜRKİYE'NİN İŞGALCİ OLMADIĞINI ANLATMAYA DEVAM
EDECEĞİZ"
Sivillere dönük nasıl hassasiyet gösterildiği, biz tüm bunları
anlatacağız. Türkiye'nin bir işgalci olmadığını, hem kendi
sınırları içinde hem de dışında tehdit oluşturan terör kaynaklarına
müdahale etmek gibi haklarını kullandığını anlattık, bundan sonra
da anlatmaya devam edeceğiz.
Türkiye, köşeye sıkıştırılarak, bir takım bitmez tükenmez ödevler verilerek kapıda bekletilecek bir ülke değil.
PKK terör örgütünün finans kaynaklarından tutun da izinsiz gösterilere kadar, sergiler yapılıyor, gösteriler yapılıyor. Dünyanın her yerinde teröre karşı ortak tavır almadığı sürece dünya bir başarı elde edemez. Terör ister Kamışlı'da, ister Hakurk, ister Sincar'da olsun, kaynağında kurutulmalıdır.
2019 SEÇİMLERİ
Biz AK Parti olarak 16 yıldan beri her zaman sayısal
olanla değil, siyasal olanla ilgilendik. Sayısal olan siyasal
olanın bir sonucudur. Bugün, öncelikli olarak 15 Temmuz'dan sonra
biz bu ülkenin bulunduğu coğrafyada birliğinin beraberliğinin
korunması, huzurunun devam etmesi için bir birlik ve beraberlik,
bunun yanında da yerlilik ve millilik vurgusunu sıkça yapıyoruz.
Biz; milllet, bayrak, vatan ve devlet... Bu dört esasla, herkesle
kardeşiz. Kucaklayıcılık bu.
"HERKESE KAPIMIZIN AÇIK OLDUĞUNU
SÖYLÜYORUZ"
Türkiye'yi işgalci olmakla suçlayan bir dille nasıl beraber
olacağım. Tabii ki onlarla bir ve beraber olmayacağım. Kendi
vatanına, devletine önem gösteren herkesle bir ve beraber
olduğumuzu biz söylüyoruz. (Fatih Erbakan ismininin
konuşulması) İsimler üzerinden gitmeyelim, bu ülkeler etrafında
herkese kapımızın açık olduğunu söylüyoruz.
Yerelde bu tür ittifaklar hep oluşturdular bu yeni bir şey değil. Yerel siyasetle genel siyaset çok farklıdır. Milletvekilliği, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili merkezden siyaset yapabilirsiniz ama yerel seçimle ilgili yapamazsınız. Yerel dinamikler karşılıklı hassasiyet esasında görüşür. Yerel seçimler geldiğinde muhtemelen aynı hassasiyette olan, aynı kaygıları taşıyanlar yerel dinamikler etrafında oturup konuşacaklardır ve bu konuda bir görüş birliğine varacaklardır. Biz buna ister gönül ittifakı ister birlik beraberlik diyelim, sonuçta bu olacaktır.
"AFRİN'LE BİRLİKTE YENİ BİR DİRİLİŞ HEYECANI
BAŞLADI"
Biz şu ana kadar büyük oranda kongrelerimizi tamamladık. 972
ilçenin 900'ünü bitirdik. Kongreler siyasi partilerin değişim ve
yenilenme süreçleridir. Cumhurbaşkanımızın genel başkan olduğunda
ifade ettiği metal yorgunluğu da kongre ve değişim ile birlikte
metal yorgunluğu kalmadı. Afrin'le birlikte yeni bir diriliş
heyecanı başladı. Kongrelerde inanılmaz bir heyecan var.
Diyarbakır'da 80 bin kişi vardı, kongre salonu dışında.
"YÜZDE 60'IN ÜZERİNDE OYA ULAŞACAĞIMIZI
ÖNGÖRÜYORUZ"
1919'dan 2019'a yüz yıl. Biz çok kritik bir tarih olarak görüyoruz.
Cumhur İttifakı ile birlikte yüksek oy oranları göreceğiz demesi,
toplumda bunun karşılığını Cumhurbaşkanımız görüyor. Biz 2019'da
yüzde 60'ın üzerinde bir oy oranına
ulaşacağımızı öngörüyoruz.
8 seçim kaybetmiş, elinde bugüne kadar kamuoyu araştırmaları ve veriler, genel siyaset, bütün bunlara baktığımızda ana muhalefet partisi ciddi anlamda kan kaybediyor. Ana muhalefetin ciddi kan kaybetmesinin yanı sıra söylemsizliği de hayalden ibaret kalıyor.
"CHP'NİN BİR MOTİVASYONU YOK"
Bunu sadece AK Parti için söylemiyorum, MHP de kongrelerini
tamamladı. BBP'de ciddi bir heyecan görüyoruz. Tarih boyunca her
zaman yüksek hedeflere dair büyük inancı olanlar kazanmıştır.
CHP'ye baktığım zaman bırakın inancı, CHP'nin bir hedefi yok. Bir
motivasyonu yok. Harekete geçecek enerjisi yok. CHP'nin bir siyaset
ürettiğini söyleyebilir miyiz?"