AK PARTİ PKK İŞBİRLİĞİ VAR
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bilinen bir gerçek var, AK Parti PKK işbirliği var, bunu herkes biliyor. Şimdi anayasa da yapacaklarm...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bilinen bir gerçek var,
AK Parti PKK işbirliği var, bunu herkes biliyor. Şimdi anayasa da
yapacaklarmış, değişiklikler getireceklermiş. Eğer bir Başbakan
silahların gölgesinde söylenene teslim olmuşsa, bağımsız iradesini
kullanamaz artık. Erdoğan PKK’nın tutsağıdır” dedi.
TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısını izlemeye gelen partililerin
“Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratlarına karşılık olarak,
“Türkiye bütün duyarlı yurttaşlarımızla gurur duyuyor, biz de gurur
duyuyoruz” ifadelerini kulandı.
Başbakan Erdoğan’ın İnönü, Ecevit ve Demirel’in arkasından hakaret
ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Recep Tayyip Erdoğan; milleti
kandırıyorsun, sen çıkıp millete ‘ben kul hakkı yemedim’
diyemezsin. Derse alnını karışlarım. CHP olarak bizim bir
anlayışımız var, geçmişte bu ülkeye hizmet eden herkesi minnetle
anarız. CHP olarak insani görevimiz. Kimsenin arkasından kötü söz
söylememeye özen gösteririz. Bu ne yapıyor, Müslüman ya, ölen
kişilerin arkasından hakaret ediyor. İnönü’ye, Ecevit’e hakaret
ediyor. Şimdi Süleyman Demirel’e de hakaret ediyor. İnsanda biraz
aile terbiyesi olur, ağzından çıkanı kulağı duyar insanın. Bu kadar
ahlaksız bir söylemi Başbakan’ın ağzından dinlemek beni rencide
ediyor. İnsanda biraz terbiye olur. Terbiye sınırlarını zorlamaz.
Hesaplaşacaksan, adam gibi gel karşıma hesaplaşalım. Ne yaptı
İnönü, ne yaptı Ecevit. Bülent Ecevit ‘milliyetçiliği biz Beşparmak
dağlarına yazdık, Afyon tarlalarına yazdık, Ege’nin derin sularına
yazdık’ diyor. Sen ne yaptın, ‘her türlü milliyetçiliği ayaklarımın
altına aldım’ diyorsun. Sen kim, yurtseverlik kim. Senin görevin
ülkeyi pazarlamak. Başbakan için ne diyorlardı, ‘aman ha bunu
kullanın dereye süpürmeyin.’ Kullanılan bir adamdan Başbakan olmaz.
Hem yalan söyleyip hem de kullanılan adamdan Başbakan olmaz” diye
konuştu.
“SEN ‘PAZARLIK YAPMADIM’ DİYORSUN, BAKANIN ‘YAPTIK’ DİYOR”
Başbakan Erdoğan’ı yalancılıkla suçlayan Kılıçdaroğlu, “CHP barıya
karşı’ diyorlar, yahu niye barıya karşı olalım. 12 Eylül
zindanlarında hesap veren, mağdur olan, işkence gören, çocuklarının
adını Barış, Özgür koyan bir insan nasıl barışa karşı olur. Koca
koca köşe yazarları da neymiş, CHP’nin tabanının yüzde 63’ü barışa
destek veriyormuş. Elbette yalan, Bu ülkede CHP’nin tabanının yüzde
100 barış istiyor. Kim demiş barışa karşıyız diye. Önce barış nasıl
olur ülkede onu düşünmemiz lazım. Özgürlük, demokrasi var mı bu
ülkede? Barış olamaz. Halka harcadığı verginin hesabının vermeyen
bir siyasal iktidarın olduğu bir rejimde barış olmaz. Yüzde 10
seçim barajının olduğu bir ülkede barış olur mu? Ülkeyi
yönetenlerin yalan söylediği bir ülkede barış olur mu? ‘Hiç yalan
söylemiyorum’ diyor ya, il başkanları ile yaptığı toplantının
metnini arkadaşlar getirdiler, Aziz Nesin’in bir öyküsünü okur gibi
gülümseyerek okudum. Baştan aşağı yalan. ‘Biz terör örgütü ile
hiçbir zaman pazarlık yapmadık’ diyor. Öbür taraftan dünkü bir
gazetenin manşeti şöyle, ‘4 T Pazarlığı.’ Söyleyen kim? kendi
bakanı. Buradan bütün yurttaşlarıma sesleniyorum, bir ülkenin
vatanı, milleti, bayrağı pazarlık masasında olmaz. Recep Tayyip
Erdoğan, sen mi doğruyu söylüyorsun, senin bakanın mı doğru
söylüyor? Sen pazarlık yapmadım diyorsun, bakanın ‘4 konuda
pazarlık yaptık’ diyor” şeklinde konuştu.
“PAZARLIK YAPANLAR ALÇAK VE ŞEREFSİZDİR”
Başbakan ile aynı fikirde olduklarını, terör örgütü ile pazarlık
yapanların alçak ve şerefsiz olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu,
“Süreç konusunda kandildeki Karayılan’ın mı bilgisi çok fazla, AK
Parti hükümetinin sözcüsü Bülent Arınç’ın mı bilgisi fazla? Bu güne
kadar bekledik, şu pazarlığı bir görelim bakalım nedir. Başbakan
‘bizde pazarlık yok, biz bildiğimizi okuruz, pazarlık ta asla
yapmayız, pazarlık yapan da alçaktır’ diyor. Bu konuda Başbakan ile
görüş birliği içindeyiz, pazarlık yapanlar alçaktır ve şerefsizdir.
Ne diyordu, ‘elde silahla gidemezler’ diyordu. ‘Çıkarsa ordu
müdahale edecek’, kahraman ya beyefendi ve hayatında hiç yalan
söylemiyor. AK Parti’nin Kandil’deki sözcüsü Karayılan açıklama
yaptı, ‘biz elimizde silahlarla çekileceğiz, ordu da müdahale
etmeyecek, ederse misilleme yaparız.’ Kim doğruyu söylüyor?
Karayılan ‘elimde silahla gideceğim’ diyor, Recep Tayyip Erdoğan da
milyonlarca insanın önünde rezil oluyor, hala ‘ben yalan
söylemiyorum’ diyor. Bu ülkede yalancıdan Başbakan olmaz.
Söyleyeceksen adam gibi çık doğruları sözle. Sustuk, Recep Tayip
Erdoğan konuşsun diye. Ben konuşmayacağım, kimsede konuşmasın
dedim. Sonunda konuşan çıktı, Kandil’den çıktılar Karayılan bütün
medyanın önünde süreci anlattı. ‘3 aşamalı bir süreci yaşıyoruz,
pazarlıklar sonunda vardığımız olay bir, silahlarımızla
çekileceğiz, şimdi top Erdoğan’da. Erdoğan bize verdiği sözleri
yerine getirecek. Üçüncü aşama, Abdullah Öcalan dahil herkes
özgürleşecek.’ Şimdi Erdoğan’a soruyorum, sen konuşmadın, senin
adına konuştular, bu söylenen doğru mu değil mi? Silahların
gölgesinde parlamentoya yasa teklifi getiriyorsanız siz o silahlara
teslim olan bir Başbakansınız, bunu unutmayın Erdoğan. Bilinen bir
gerçek var, AK Parti PKK işbirliği var, bunu herkes biliyor. Şimdi
anayasa da yapacaklarmış, değişiklikler getireceklermiş. Eğer bir
Başbakan silahların gölgesinde söylenene teslim olmuşsa bağımsız
iradesini kullanamaz artık. Erdoğan PKK’nın tutsağıdır” ifadelerini
kullandı.
KILIÇDAROĞLU, ANAYASA KONUSUNDA KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ AÇIKLADI
Anayasa konusunda düşüncelerini açıklayan Kılıçdaroğlu, şu
ifadeleri kullandı:
“Anayasa değişiklikleri getirecekler, buradan bütün yurttaşlarıma
sesleniyorum, anayasa konusunda bizim düşüncelerimiz çok açık ve
net. Mademki olay meydana çıktı, pazarlıklar meydana çıktı, anayasa
konusundaki düşüncelerimizi sizlere açıklıyorum. Anayasanın birinci
maddesi; Türkiye Devleti bir cumhuriyettir, bizim kırmızı çizgimiz.
Erdoğan sen hangi ülkenin Başbakanısın, niye çıkıp ‘ben Türkiye
Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım’ diyemiyorsun. Çünkü cumhuriyetle
sorunu var onun. Başkanlık hayalleri ile yatıp kalkıyor. Aç tavuk
kendisini buğday ambarında sanırmış. Bizde kendi ecdadımızla gurur
duyuyoruz, o ecdadı kendi başkanlık hayallerine alet etmesin. Bu
parlamentoda CHP olduğu sürece başkanlık sistemi geçemez.
Anayasanın ikinci maddesi; Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru,
milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Buda bizim kırmızı çizgimizdir. Madde 3; Türkiye Devleti, ülkesi ve
milleti ile bölünmez bir bütündür, dili Türkçedir, bayrağı şekli
kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı
İstiklal Marşı’dır, Başkenti Ankara’dır. Bu da bizim kırmızı
çizgimizdir. Ayrıca Anayasanın başlangıç bölümünde ‘Türk milleti’
lafı yer alacaktır, onu oradan çıkartmaya Recep Tayyip Erdoğan’ın
gücü yetmez. Türk sözcüğü de anayasada kalacaktır, o da bizim
kırmızı çizgimizdir. Atatürk’ün kurucu ve önder rolü anayasamızın
başlangıç bölümünde bütün görkemiyle yer alacaktır.”
“AK PARTİ VE BAŞBAKAN SİLAHLARA TESLİM OLDU”
AK Parti’ye oy verenlere seslenen Kılıçdaroğlu, “Gelinen süreç,
Erdoğan’ın uzun süre düşünmesi gereken bir süreçtir. Her şey
meydana çıktı. Geçmişte AK Parti’ye oy veren düzgün insanlar,
namuslu insanlar, ülkesini seven yurtseverler AK Parti’nin
maskesini gördünüz, maskeyi indiren Kandil oldu. Artık AK Partinin
ve onun başındaki kişinin birileri tarafından kullanıldığını,
silaha teslim olduğunu herkesin bilmesini isterim. Gücü silahsız
olanlara, üniversite öğrencilerine, ‘atın içeriye’, işçileri ‘copla
vurun, gazlayın, dağıtın’ diyor. Elinde silah olana esas duruşta
‘bir talimatınız var mı’ diyor. Sonra ‘biz hiç pazarlık yapmadık’
diyor. Nasıl bir adamsın, bir insan nasıl bu kadar kolay yalan
söyler, yalan söylerken yüzü kızarır. Bunda o da yok” dedi.
“BİR KİŞİNİN BURNU BİLE KANARSA SORUMLUSU BAŞBAKAN’DIR”
1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılmasının yasaklanmasına anlam
veremediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Tarihi yeniden yazacağız’
diyor. Çok basit, 2 tane köşe yazarı bulursun, cebini de
doldurursun, sana yeni bir tarih kitabı yazarlar. Yarın 1 Mayıs,
emeğin bayrağımı, alın teri dökenlerin bayramı. Bu bayramı kutlamak
için ağır bedeller ödediler. Pek çok insan yaşamını yetirdi. Bütün
işçilerimiz bu bayramı Taksim’de kutlamak istiyor. Başbakan ‘hayır’
diyor, Vali ‘hayır’, emniyet müdürü ‘hayır’ diyor. Eğer 1 kişinin
saçının teline zarar gelirse, 1 kişinin burnu kanarsa onun
sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bayram bu, bırakın herkes
istediği yerde kutlasın. Bayram kutlamasından bu ülkeye ne zarar
geldi? ‘Taksim’de kutlayacağız’ diyorlar, kendi güvenlik
önlemlerini kendilerini alırlar, Bayram havası içinde kutlarlar,
neden yasak getiriyorsun. Her işçinin, her köylünün 1 Mayıs
bayramını kutluyorum. Bu ülkeye özgürlük gelecekse hiç kimse
unutmasın getirecek olan parti CHP’dir” diye konuştu.
(İHA)