AK Parti ombudsmanı devre dışı
Abone olAK Parti yönetimi 'parti ombudsmanı' olarak tanınan Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu'nu, enerji yolsuzluğuyla ilgili gelişmeden sonra devre dışı bıraktı.
AKP yönetimi, siyasi partiler içinde yalnızca kendi tüzüğünde
bulunan ve "Parti Ombudsmanı" olarak tanınan Parti İçi Demokrasi
Hakem Kurulu'nu, enerji yolsuzluğuyla ilgili hakkında fezleke
hazırlanan Ağrı Milletvekili Cemal Kaya olayında devre dışı
bıraktı. AKP'nin kuruluşu aşamasında gündeme gelen Parti İçi
Demokrasi Hakem Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarlı
isteğiyle parti tüzüğüne konuldu. AKP, Parti İçi Demokrasi Hakem
Kurulu'na tüzüğünde yer vererek, siyasi partiler içinde "parti
ombudsmanına" görev veren ilk parti konumunu da elde etti. Siyasi
partilere örnek olması ve AB süreciyle birlikte Türkiye genelinde
de uygulamaya konulacak ombudsmanlık kurumuna örnek olması
açısından da tüzüğe alınan Kurul'un, "Parti üyeleriyle ilgili
yapılacak bir işlemde, yaşanacak görüş ayrılıklarına disiplin
işlemlerinden önce çözüm bulmasının" amaçlandığı belirtildi. Enerji
yolsuzluğu davasında hakkında fezleke hazırlanan Ağrı Milletvekili
Cemal Kaya ile parti yöneticileri Dengir Mir Mehmet Fırat ve İdris
Naim Şahin için izlenecek tavrı belirlemek üzere konunun çözümü
için Kurul'a gönderilmesi istendi. Parti yönetiminin Fırat ve Şahin
için bir işleme kesinlikle gerek olmadığı görüşünde ısrarı üzerine
parti içinde, "Cemal Kaya hakkında izlenecek prosedür parti
ombudsmanı tarafından belirlensin" görüşü ifade edildi. Ancak parti
yönetimi, konuyu doğrudan değerlendirip, Kaya ile birlikte
milletvekilliğinden istifa kararını alarak, parti ombudsmanını
devre dışı bıraktı. AKP içinde bu durum, "Parti ombudsmanı tüzükte
yazıldığıyla kaldı" eleştirilerine neden oldu. AKP'de "Siyasi
partilere ve Türkiye çapındaki ombudsmanlığın oluşturulmasına örnek
olması" amacıyla tüzüğe konulan Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu,
bugüne kadar sadece İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in parti
yönetimini eleştirisi sırasında çalıştırıldı. Kurul, Şirin'in parti
yönetimine yönelik eleştirileri üzerine önüne gelen anlaşmazlık
hakkında bir çözüm bulmak yerine topu yeniden parti yönetimine
atarak Şirin'in AKP'den istifasının yolunu açmıştı.