AK Parti nerede hata yaptı?
Abone olVatan Gazetesi yazarı Hüseyin Yayman, yaşanan süreçte AK Parti'nin yanlışlarını yazdı...
İNTERNETHABER- Cemaat-AK Parti
savaşının fitilini ateşleyen kritik olaylara karşı AK Parti
strateji hatası mı yaptı? Geldiğimiz noktada AK Parti'nin geçmişe
yönelik hataları neydi? Vatan Gazetesi'nden Hüseyin Yayman
hükümetin yanlışlarını madde madde yazdı.
Hüseyin Yayman'a göre hükümetin en büyük hatalarından biri devlet
kadrolarında "dindarlık zaafı" yaşaması oldu.
Kadrolarda "cemaatten olma kriteri" tercih edildi ama bu hata
sonradan anlaşıldı. Bülent Arınç'ın "biz çok
safmışız" sözleri de Yayman'ın iddiasına göre buna işaret
ediyor.
İşte Hüseyin Yayman'ın vurguladığı Hükümetin
hataları:
1. Yeni Türkiye krizi: 2010 referandumuyla vesayet tartışmalarını
sonlandıran hükümetin önünde yeni bir dönem açıldı. İlk iki dönem
bir anlamda restorasyon dönemiydi. Artık yeni bir dönemin başlaması
gerekiyordu. Hükümet, ‘yeni Türkiye’yi, eski alet
çantasıyla kurmaya çalışınca sorun çıktı.
2. Araçsal ittifak sorunu: Hükümet on bir yıl boyunca hemen
her alanda cemaatle koalisyon kurup rakiplerini geriletti.
Başta güvenlik bürokrasisi olmak üzere en kritik yerleri
cemaate teslim etti. Taraflar arasında ilkesel duruş yerine,
araçsal bir faydacılık hakim oldu.
3. Dindarlık zaafı: Hükümetin bürokratik tercihlerinde temel
referans ‘dindarlık/muhafazakarlık’tı. Bu noktada liyakat/kariyer
ilkesi yerine ‘cemaatten olma kriteri’ tercih nedeni oldu.
Bülent Arınç yaşananları ‘çok safmışız’ şeklinde en yalın
biçimiyle ifade etti.
4. Erdoğan gerçekle yüzleşmedi: Mavi Marmara olayı
bir yana, 7 Şubat krizi aslında çatışmanın derinliğini görmek
bakımından önemliydi. Ancak hükümette ‘dindarlardan zarar
gelmez’ psikolojisi hakimdi. Hükümette pekçok insan hala gerçekle
yüzleşmek istemiyor. Gelinen noktada ‘cemaatle hükümetin aynı dağın
yeli olmadığı’ anlaşıldı.
5. Devlet formu krizi: Yeni Türkiye
tarışmalarıyla bağlantılı olarak hükümet, sistemi değiştirmek
yerine, personeli değiştirmekle sorunu çözeceğini ve sistemi
değiştireceğini düşündü. YÖK, MGK, Anayasa Mahkemesi, HSYK’ya kendi
atama yaptığında ‘düzen sorununun’ çözüleceğini düşündü ve tabiki
yanıldı.
6. Erken iktidar sorunu: 2009 yerel
seçimleriyle ortaya çıkan ‘özgüven zehirlenmesi’ problemi zaman
içinde terapi edilmek yerine daha da derinleşti. Her krizde parti
biraz daha içe kapandı. Karar alma süreçlerinde kurmay kadronun
kolektif aklı ihmal edildi. Hükümet ‘ötekisini kaybetti’ ve
devletin diliyle konuşmaya başladı.