AK Parti neden yüzde 55 yapamadı?
Abone olZaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce bugünkü köşesinden AK Parti'nin seçimlerde neden yüzde 55 oy alamadığının nedenleri yazdı.
Cemaate en yakın isimlerin başında
gelen Zaman si yazarı , bugünkü köşesinde 'AK Parti neden yüzde 55
yapamadı?' sorusuna yanıt verdi.
Başbakan Erdoğan'ın seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında da aynı soruyu sorduğunu hatırlatan Gülerce, AK Parti'nin hedefinden sapmaya neden olan 4 madde saydı.
İşte Gülerce'ye göre AK Parti'nin yüzde 55'i tutturamama nedenleri ve hükümete uyarıları...
GALİP AK PARTİ'DİR AMA...
30 Mart seçimlerinin galibi evet, AK Parti’dir. Ama Sayın
Erdoğan’ın işaret ettiği yüzde 55 oy alma ihtimali söz konusu iken
bu neden gerçekleşmemiştir?
Bu sorunun cevabı aranırken parti kurmayları ile yapılacak analizler elbette önemlidir. Ancak, halkın nabzının tutulması, millet vicdanına kulak verilmesi de önemlidir.
Bir dostum söylemişti, Azerbaycan’da güzel bir söz varmış: “Halkın gözü terazidir…”
...Kanaatimce, AK Parti’nin daha yüksek oranda oy ile başarılı olmasını engelleyen, dört önemli problem var.
TABANIN RAHATSIZLIĞINDAN KURTULMASI LAZIM
BİR: Sayın Başbakan’ı sevenler, onu çok seviyor. Ancak sevenlerinin söyledikleri de kulak ardı edilemez: Yakın çevrede öyle insanlar var ki, onların her şeye rağmen korunması, yüreğimizi burkuyor. Savunulamayacak yanlışlar yapan, hatta bazıları inanç noktasında ciddi rahatsızlık veren bu insanlara tavır konulmaması, ağır bir yük olarak taşınması bizi rahatsız ediyor.” Evet, muhalefet tarafından bunlar, AK Parti’nin yumuşak karnı görülüp siyasi bir yıpratma kampanyası yürütülüyor. Surda gedik açılmaması adına, birlik ve bütünlük adına, eleştirilere muhatap olan o insanlara yönetim sahip çıkıyor. Ancak bir denge bulunması, tabanın rahatsızlıktan kurtulması sağlanabilir.
YÜZDE 4-5 KAYBETTİRDİ
İKİ: Ağır rüşvet ve yolsuzluk iddialarının, seçim sonuçlarına yüzde 4-5 de olsa etkisi olduğunu düşünüyorum. Sandıktaki başarının, bu iddiaların üzerini örttüğünü de sanmıyorum. Tamam, muhalifler, bu iddiaları sanki yargı kararıymış gibi seçim meydanlarında ve medyada, AK Parti’yi suçlama kampanyasına malzeme yaptılar. Fakat halk arasında, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” lafı dolaşımdan kalkmadı. Bu konudaki iddiaların üzerine ciddiyetle gidildiğinin gösterilmesi şart… Şeffaflık adına, yolsuzlukları önleme adına yeni kanunlar, yeni tedbirler alınması geciktirildiği sürece, AK Parti zarar görecektir. “Kimsenin gözünün yaşına bakmayız” noktasında, halk ikna edilmediği takdirde, iktidarla ilgili güven problemi artacaktır.
ERDOĞAN GİTSİN AK PARTİ KALSIN!
ÜÇ: Kutuplaşma ve gerilimi önleme adına, iktidarın mutlaka tansiyonu düşürücü, sulh ve sükûn telkin edici üslubu benimsemesi gerekiyor. Çatışmacı değil barış dilinin hâkim olması, bütün toplumun beklentisidir. Maalesef balkon konuşması, bu yöndeki beklentilere cevap vermemiştir. Bizim kuşağın Türkiye’si yok artık. Gezi olaylarında, hükümete ve Sayın Başbakan’a yönelik plana ben de karşı çıktım. Hatta fırsattan istifade sahnelenen terör olaylarının, kanunsuz eylemlerin “Erdoğan gitsin, AK Parti kalsın planı” olduğunu köşemde yazdım. (Zaman, 19 Temmuz 2013) Ama bütün Gezi gençliğini “çapulcu” gibi görmek, bu gençleri anlamaya çalışmamak, AK Parti’nin büyük yanlışı olur. Bu gençliği, potansiyel bir muhalefete dönüştürmenin izahı olamaz.
DÖRT: Demokratikleşme, hoşgörü, diyalog ve toplumsal bir mutabakat arayışından vazgeçmeden sivil, demokrat anayasada ısrar etmek tek çıkar yoldur. “Cadı avı” endişelerine karşı, hukukun üstünlüğüne ve AB standartlarına sahip çıkmak bir zarurettir...