AK Parti listesindeki Hristiyan aday!
Abone olHıristiyan biri AK Parti'den neden milletvekili adayı olur? Süryani kökenli Markus Ürek'e göre bu sorunun yanıtı çok basit.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Türkiye haziran ayında yapılacak genel seçimlere kilitlendi. Muhalefet partilerinin "kader seçimi" olarak nitelendirdikleri bu seçim, adayları ile de renkli geçeceğe benziyor. Ünlü futbolcular, sanatçılar kadar toplumun kültürel zenginliğini temsil edecek isimler de Meclis'e girme yarışında. Ermeni adayımız da var, Roman adayımız da. İlk kez kendi toplumunu temsil etmek için siyasete soyunan isimlerden biri de Süryani kökenli Markus Ürek.
Kendini "muhafazakar inançlı bir Hristiyan" olarak tarif eden Ürek'in ismi ilk olarak CHP Parti Meclisi için geçti. Ancak Ürek'in siyaset yapmak için tercihi AK Parti oldu. İlk duyulduğunda insana şaşırtıcı gelen bu tercihle ilgili Ürek'in açıklaması çarpıcı. Ürek inancını en iyi bir inançlı parti anlayacağına inandığı için AK Parti'yi tercih etmiş.
Türkiye'de ilk kez siyasete girmek için adım atan Süryaniler için bu adaylık çok önemli. Bu topraklarda yaşayan 20 bin Süryani'nin değil 82 ülkede yaşayan 4 milyon Süryani'nin referansı ile aday olduğunu açıklayan Ürek iddialı. "Biz de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıyız. Sizin hakkınız neyse benim hakkım da o kadar. Ne fazla ne eksik" diyor.
İnternethaber'e konuşan Markus Ürek'in sorularımıza yanıtları
şöyle oldu:
DÖRT DİLLE DOĞULAN COĞRAFYA
- Kimdir Markus Ürek?
Daha once Mardin'e şimdi Şırnak'a bağlı olan bir Süryani köyünde
doğup büyüdüm. Yaşadığımız coğrafyada Kürtler, Türkler, Araplar,
Süryaniler var. Daha eskiden Ermeniler hatta Yahudiler yaşamış.
Doğunca dört dille birden doğuyorsunuz. Süryanice, Kürtçe, Türkçe,
Arapça. En geç Türkçe'yi, o da ilkokulda öğrendim. İlkokul bitince
eğitime devam etmek için Mardin'de Mor Gabriel Manastırı'na gittim.
3.5 yıl kaldım. Bu dönem PKK- Hizbullah'ın eylemlerinin yoğun
olduğu, her akşam silahların konuştuğu, sokağa çıkamadığımız
dönemler. 15 yaşına kadar oradaydım. Ama şiddetin tırmanınca
ailelerin büyük bölümü çocuklarını yurt dışına gönderdi. Ben de
böyle Almanya'ya gittim.
- Okumanın tek koşulu bu muydu?
Sadece okuma değil yaşamanın da tek koşulu oydu. Gençlerin hepsi
yurt dışına gitti. Sadece yaşlılar kaldı. Onlar da yanlarında bir
çocuk bıraktılar. Biz 9 kardeştik, Türkiye'de sadece ağabeyim
kaldı. Almanya'da okula devam ettim. Ama gönlüm hep Türkiye'den
yana oldu. Durum biraz düzelince geri döndüm, liseyi bitirip
İstanbul Marmara İletişimi kazandım. Üniversite bitince Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler'de master yaptım. Siyasal iletişim
üzerine çalışırken "lobicilik baskı grupları" ile ilgili tezim için
iki kez ABD'ye gittim. Harvard'da bulundum. Daha sonra Türkiye'ye
dönüp TEPAV'da çalışmaya başladım. Şimdi Çin Araştırmaları Merkezi
kurduk. Siyasi anlamda dünyayı domine edecek olan Çin üzerine
çalışıyorum.
BİZ DE BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞIYIZ
- Başarılı bir eğitim hayatı ve kariyerin ardından şimdi
siyaset diyorsunuz. Neden?
Çok farklı bir bilgi birikimim olduğunu düşünüyorum. ABD'deki
Temciler Meclisi üyelerine baktığınızda orada bilgi-birikim
yelpazesinin çok geniş olduğunu görürsünüz. Bunun Meclis'e
taşınması gerektiğini düşündüm. İkincisi Süryanilere hep "Bizim de
siyasete katkımız olmalı. Hep geri planda kalamayız. Hak aranmadan
da verilmez. Sorunlarımızı birinci elden aktarmalıyız" dedim. Biz
de bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıyız. Ben de öyle hissediyorum.
Kendimizi farklı görmüyoruz.
İNANCIMI EN İYİ İNANÇLI BİR PARTİ ANLAR
- İlk olarak CHP PM için adınız geçti, ama siz AK Parti
sürprizi yaptınız. Neden?
Ben inançlı insanlara saygı duyuyorum. Ben inançlı bir insandan
korkmam. Allah'a inanan bir insandan korkmam. Çünkü inançlı bir
insan yargılanacağını, öbür dünyanın da olduğunu düşünür. Biz
inançlı insanlardan zarar görmedik, görmeyeceğimize inanıyoruz. Ben
muhafazakar bir insanım. İnançlı bir Hristiyanım. Belki onun için
de AK Parti beni daha fazla çekti. Dini inanış şeklimi anladığını
düşünüyorum AK Parti'nin.
- Aynı inanç grubundan insanlar ülke içinde yaşam tarzı
kaygıları nedeniyle tartışmalar yaşarken sizin güven duygunuz
nereden geliyor?
İnançla alakalı. Allah'a inanıyorum. Müslümanlık veya başka din
problem değil. Benim kendi inancım var. Benim inancıma
karışılmadığı, müdahale edilmediği sürece benim sorunum olmaz. Siz
istediğiniz gibi yaşayabilirsiniz. Yahudiler istedikleri gibi
yaşabilir. Kimse kimseye de karışmamalı. Bizim yaşam tarzımızla
ilgili kaygılarımız olmadı.
SÜRYANİLER BARIŞÇI BİR HALKTIR
- Süryaniler sorun yaşamadı mı?
1990-96 arasında ciddi sorunlarımız vardı. O nedenle Süryanilerin
büyük kısmı yurt dışına gitti. Babam 'bu toprakları terk
etmeyeceğim' dedi. Ben de öyle düşünüyorum. Biz bu ülkenin en eski
halklarından birisiyiz. Bu sınırlar içinde birlikte yaşama kaderi
çizilmişse en iyisi beraber yaşamanın yollarını aramak. Tarihe
baktığınızda Süryaniler'in ne kadar barışçı bir halk olduğunu
görürsünüz. Karşı taraf bunu suistimal etmiştir ama biz
insanlığımızdan ödün vermedik. Ben Süryanileri bu özelliği
nedeniyle seviyorum. Herkesi kabul ettiler kapılarını açtılar.
Bundan sonra da açacaklar. Her şeye rağmen Süryanilerin "hepimiz
kardeşiz" demesine hayranım.
- Talepleriniz nedir?
Demokratik bir ülkede eşit haklar olmalı. Siz öyle ben böyle
giyinmek isterim, siz o şekilde ibadet eder ben bu şekilde ederim.
Bu bütünlüğü bozmaz, aksine zenginleştirir.
SÜRYANİSİZ MECLİS EKSİK KALIR
- Meclis'e girerek ne yapmak istiyorsunuz?
Türkiye'nin kültür mozaiğine Meclis'te de katkı sunmak istiyoruz.
Süryaniler olmadan Meclis eksik kalmış olur. Şu ana kadar Meclis'te
hiç Süryani olmadı.Biz de artık sorunlarımızı birinci elden
Meclis'e taşımak istiyoruz. Bir başka nedeni de Süryanilerin, "Sana
bir şey yaptırmazlar" bakışını kırmak istiyorum. Çalıştığınız,
adil, eğitimli olduğunuz sürece bu ülkede bir şey olabileceğimize
inandırmak istiyorum halkımızı.
4 MİLYON SÜRYANİ BU ADAYLIĞI İZLİYOR
- Adaylığınız için destek var mı?
Sadece Türkiye'de değil aynı zamanda yurt dışında destek görüyorum.
Benim aday adaylığım şu an 82 ülkede izleniyor. Yurt dışından yayın
yapan iki Süryani kanalı var. Hergün telefonla canlı yayında
bağlanıyorum. 82 ülkede izleniyor ve devamlı takip ediliyor.
Adaylığımdan haberdar olmayan hiçbir Süryani yoktur. 4 milyona
yakın Süryani bunu izliyor. Hepsinin de referansı var bana. Biz bu
topraklarda beraber yaşıyoruz. Sizin hakkınız neyse benim hakkım da
o kadar. Ne fazla ne eksik diyoruz.
AVRUPALI MARKUS'UN KARŞISINDA TÜRKİYELİ MARKUS
- Aday gösterileceğinizi düşünüyor musunuz?
Biz bu ülkedeki adalete, AK Parti'nin bunu yapabileceğine
inanıyoruz. 8 yıl önce bir Süryani'nin aday adayı olması bile
mümkün değildi. Bugün "Bizde parlamentoda temsil edilmek istiyoruz"
diyebiliyoruz. Bu en büyük adımdır. AK Parti bize umut verdi.
Süryanilerin Meclis'te temsilcisinin olması talep edilen hakların
en büyüğünün gerçekleşmesi olacak. Çünkü en önemli haklardan biri
temsil hakkı. AK Parti bana bu özgürlüğü ve şansı tanıyor.
Süryanilerin temsil hakkının gerçekleşmesinin yanı sıra bilgi birikimim ve donanımım ile Türkiye siyasetine katkı sunmak istiyorum. Biz Aramice konuştuğumuz için dünya çapında Hıristiyanlar arasında avantajımız da var. Çünkü Aremice İsa'nın dilidir. Orada bir sıfır önde başlıyoruz. Süryaniler medeniyetler ittifakı için çok iyi bir köprü olabilir. Çünkü Ortadoğu'da da Avrupa'da da sevilen insanlar. Bir Avrupalı, Amerikalı Markus'un karşısına Türkiyeli Markus olarak çıkarsak Türkiye açısından ciddi kazanımlar sağlarız. Çünkü biz hem İslam'ı hem de Hıristiyanlığı biliyoruz. Bu iki dinin birlikte güzel güzel yaşadığını bizden duymaları görmeleri daha farklı olur.