3 bin ailenin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla Meclis'e
getirilen "Erken Evlilik Önergesi" küçük bir kıyameti de
beraberinde getirdi.
Muhalefet ve sivil toplum kuruluşları ayağa kalktı, sosyal
medyada "Tecavüze vize veriliyor" yaygarası koptu.
Sonuç olarak önerge geri çekildi. Oysa böyle bir soruna da ve
böyle bir sona hiç mi hiç ihtiyaç yoktu.
Hani haklıyken haksız duruma düşmek diye bir tabir vardır ya. AK
Parti şu anda tam da bu durumu yaşıyor.
Bir defa meselenin cinsel istismar ile uzaktan yakından ilgisi,
alakası yok. Yukarıda da söylediğim gibi, 3 bin ailenin "erken
evlilik" sonucu oluşan mağduriyetinin giderilmesi adına yapılan
bir çalışma...
Kaldı ki bu düzenlemeyi bundan tam 9 ay önce CHP Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksal Meclis'e taşımış, "Burada bir
mağduriyet var. Gelin hep birlikte bu mağduriyeti giderelim"
demiş.
Hal böyleyken bu meseleyi "Cinsel İstismar Önergesi"
başlığıyla Meclis'e taşımak, en basit deyimle basiretsizliktir.
Ve maalesef bu basiretsizlik, ülke çapında birlik ve
beraberliğin sağlandığı şu dönemde yeni kutuplaşmalara, yeni
tartışmalara neden oluyor.
Önceki gün meselenin detaylarını AK Partili bazı
milletvekilleriyle konuşma imkanı buldum. Hemen hepsi "İyi
niyetle yapmaya çalıştığımız bir düzenlemeyi yüzümüze gözümüze
bulaştırdık" diye isyan ediyordu.
Hukukçular ise yapılan düzenlemeye eklenen bazı maddelerin kadın
satan pezevenklere dahi kolaylık sağlayacağı tehlikesine dikkat
çekiyor.
Hadi tüm bunları geçelim.
Ve gelin siyaseti, fanatizm seviyesindeki particiliği bir kenara
bırakarak şu sorulara tüm samimiyetimizle cevap verelim.
Türkiye'de bir darbe yaşanmış ve bir kez daha yaşanma tehlikesi
var. Ülke olarak Suriye'de bir savaşın içindeyiz. Neredeyse her gün
şehit haberleri alıyoruz. Doğu ve Güneydoğu'da kaymakamlar, parti
teşkilat başkanları katlediliyor.
Dolar artışı nedeniyle ekonomide hiç olmadığı kadar durağan bir
dönem yaşıyoruz.
Referandum ve Yeni Anayasa gibi ülkenin kaderini olumlu yönde
etkileyecek bir sürece doğru hızla gidiyoruz.
Tüm bu sorunların arasında böyle bir önergeyi Meclis'e
getirmenin aciliyeti var mı?
Hadi var diyelim...
Niye gece yarısı getirme gereği duyarsınız? Kötü niyetli
kişilerin, "AKP yine gece yarısı operasyonuyla tecavüzcüleri
affetmeye çalışıyor" yalanıyla algı operasyonu yürütmesine
neden imkan tanırsınız?
Belli ki bu mesele bir toplumsal yara...
Böyle bir yarayı Meclis çatısı altında bulunan diğer partilerle
birlikte üç dakikada sarma şansınız varken neden "Ben
yaptım, oldu" mantığıyla hareket edersiniz?
Sümeyye Erdoğan hanımefendinin bile isyan ve itirazla
karşıladığı bir düzenlemeden bahsediyoruz.
Yapılan düzenleme yanlış ise neden uzun süre savundunuz? Doğru
ise neden geri çekme gereği duydunuz?
Yapılan hata, Başbakan Binali Yıldırım'ı zor durumda
bırakmaktan, AK Parti'ye zarar vermekten ve yeni bir kutuplaşmaya
neden olmaktan öteye geçmedi. Üstüne üstlük 3 bin ailenin
mağduriyeti de çözülemedi.
AK Parti'nin eğilmesi gereken daha önemli sorunlar var.
Parti tabanı başta olmak üzere toplumun geneli, Fetö'cü isimlere
ne zaman dokunulacağını soruyor.
Kadir Topbaş'a, Şaban Dişli'ye, Balıkesir ve Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanları ile teşkilat başkanlarına ne zaman
dokunulacağını merak ve sabırsızlıkla bekliyor.
Kusura bakılmasın ama, böyle bir ortamda, erken yaşta evlenen
kızlarımız biraz koca hasreti çeksin bi zahmet!