AK Parti kendi ayağına mı sıkıyor?
Abone olÖzel yetkili mahkeleri tırpanlayacak düzenleme yakında çıkıyor. Peki böylesi bir durumda hükümeti hangi tehlikeler bekliyor olacak?
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı, ya da
yetkilerinin önemli ölçüde kısıtlanacağı konuşuluyor. CMK'nın 250.
maddesi üzerindeki düzenlemeyle cumhuriyet tarihini en önemli
davalarının tutuklu bulunan 800 kişinin tahliye olacağı
belirtiliyor.
Kimilerine göre bu düzenleme hükümetin çetelerle mücadele politikasına taş koyacak bir gelişme olarak niteleniyor. İktidar partisinin ulaştığı gücü, bu mahkemelere bağlayanlar da var. Ergenekon sempatizanlarının umutla beklediği yasa, hükümeti ileride telafisi zor durumlara mı sokacak?
RÖVANŞ ALMAK İSTEYENLERE FIRSAT MI DOĞACAK?
İntikam ve rövanş hissiyle yanıp tutuşanlar için büyük bir fırsat olduğu görüşü hakim. Nitekim internet ortamına düyen son iki ses kaydı bu iddiayı doğrular nitelikte.
Tümamiral Cem Aziz Çakmak’a ait olduğu iddia edilen ses kaydında
“En geç iki yıl içiresinde dışarıya çıkıp çoluk çocuk
demeden rövanş alacaklarını” söylüyor.
SADECE 250. MADDE YOK
Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili çalışmaları doğrulayarak
şunları söylemişti:
"Konu salt 250'ye yönelik değil. 4 paket üzerinde Adalet
Bakanlığı'mızın çalışmaları var. Alt komisyon çalışmaları vs. Öyle
zannediyorum ki önümüzdeki hafta içerisinde nihai çalışmaları
yapıp, ondan sonra da ne gibi bir metinle Parlamento'da genel
kurula inecek, bunları da göreceğiz."
AİHM BİLE ÖZEL YETKİDE SORUN BULMADI
Bugün yazarı Gültekin Avcı, bugünkü işte bu düzenlemeyle birlikte iktidarı bekleyen tehlikelere dikkat çekti. Hedefinde ise "250. maddeyi değiştireceğiz" diyen Bakan Binali Yıldırım vardı:
"Toplumda olmayan bu rahatsızlık, İstanbul, Ankara ve
İzmir Baroları'yla birlikte Ergenekon davasına savaş açan
operasyonel bir ulusalcı klikle, KCK ve KCK davasına istikrarlı
eleştiri yönelten bazı liberal seçkincilere aittir.
AİHM'nin Tuncay Özkan ve
Çetin Doğan kararlarında özel yetkide sorun izhar
edilmezken, CMK. 250'ye müdahale etmek suretiyle yapılacak
düzenleme, cuntalar ve terör karşısında millet ve demokrasiyi
savunmasız bırakacaktır."
Bakan Yıldırım'ın hata yapan hâkim ve savcılara ceza öngörülmesinden bahsetmesini yanlış bulan Avcı, TCK'daki suçların ve cezaların, yargı mensupları için de geçerli olduğunu yazdı.
DOKUNMAYIN Kİ ÜLKE YANMASIN
HSYK'nın savcılar için gerekeni yaptığını savunan yazar,
"dokunmayın ki ülke yanmasın" diye bitirdiği
yazısını şu sözlerle tamamlıyor:
"Hâkim ve savcının hatası disiplin suçuysa HSYK, adli bir suçsa
cumhuriyet savcıları gerekeni zaten yapıyor.
Buna rağmen özel savcı ve hâkimler için ekstra kusur halleri
üretilmesi, "özel yetkinin pasivize edilmesi"
demektir.
Özel yetkide neleri değiştirebilirsiniz?
-Ya gözaltı sürelerinin normale nazaran 2 kat
olarak uygulanmasını değiştireceksiniz, bu halde örgütlü suçları
çözmek imkânsızlaşır.
-Ya 252. maddedeki tutuklamanın azami sınırı 2 kat
olarak uygulanır, hükmü değiştirilecek. Bu halde Balyoz,
KCK ve Ergenekon davalarında kuvvetle muhtemel çok az sayıda
tutuklu kalır.
-Ya da 250 ve 251. maddedeki özel yetki alanı ve
doğrudan soruşturma usulüne sınır getirilir. Yani terör suçlarında
MİT için getirilen soruşturma izni istisnası genişletilir. Bu halde
de gizli cuntaları ve devlet içi illegal yapıları ortaya
çıkarabilmeniz mümkün olmaz.
CMK. 250'ye sınır çekecek en küçük bir ayar, demokratikleşme
sürecinin tersine dönmesi riskini taşıyor.
Değişiklikle kim nefes alacak, toplum mu, darbeciler mi,
teröristler mi?
Ölümcül bir hatanın eşiğindeyiz.
Sistem sivillerin tam kontrolü altında değilken yapılacak CMK. 250
değişikliği, demokrasinin intihara teşebbüs etmesidir.
"Keşke"lerin fayda etmediği dönüşü olmayan bu
yolda bir kez daha düşünün...
Dokunmayın ki ülke yanmasın.