AK Parti kapatılacak, yasaklar yolda!
Abone olBaşkent Ankara'da hava puslu... Kulisler çalkalanıyor... AK Parti'ye kapatma davası kapıda, siyasi yasaklar yolda...
Yargı depreminin yaşandığı Türkiye yeni krizlere gebe gibi...
Başkent kulisleri gün geçmiyor ki, yeni bir senaryo ile
çalkalanmasın. Akşam yazarı Deniz Ülke Arıboğan, başkentin nabzını
tutunca ortaya çok da iyimser olmayan bir tablo çıkıyor.
İşte Arıboğan'ın bugünkü :
- Ankara'nın havası benim çocukluğum ve gençliğim boyunca hep kir
ve pusluydu. Gökyüzü kimi zaman pislikten griye bazen de kızıla
dönerdi. O zamanlar 'sokağa çıkmayın, çocuklar ve yaşlılar
evlerinde otursun' ikazları yapılırdı. Ağzımızı ve burnumuzu
kapayan atkılar takar, eve döndüğümüzde burun deliklerimize,
saçlarımıza yapışmış katran ve pislikleri temizlerdik. Bu yüzden
Ankara'da berrak ve temiz bir gökyüzüyle karşılaşmak benim için
hala hoş bir sürpriz niteliğini taşıyor.
Ankara'da siyasi havalar da aynı görüntüde. Üstelik bu düzlemde
kömürün yerine doğalgazı ikame etmek gibi pratik çözümler de
bulunuyor. Malzeme belli, kullanım yeri ve biçimi de standart. Ama
bir şeyleri değiştirmek son derece zor. Büyük bir güç mücadelesi
var ve artık kavgada yumruk sayılmaz aşamasındayız. Bu kavgadan
çıkacak sonuçları şöyle özetleyebiliriz:
1. Devletin temel direklerinde cereyan eden
çatışma, en tehlikeli aşamaya gelmiş ve yargıya yansımış bulunuyor.
Savcılar savcıları gözaltına alırken, savcı kurulları da bu
savcıları görevlerinden alıyor. Üst yargı kurulları taraflarını
açıkça beyan eden açıklamalar yapıyor, ardından hükümet adına
ilgili bakan da tarafını ortaya koyan beyanlarda bulunuyor.
Baktığınızda her iki taraf da 'Yargının bağımsızlığını' savunuyor
ama yavrusunu severken boğan ayılar gibi adalet mekanizmasını
soluksuz bırakıyor.
2. Bu bir yargı savaşı gibi görünse de şurası açık
ki yargı üzerinden ve hukukun araçsallaştırılması suretiyle büyük
bir siyasi kavga sürüyor. Aksi halde her biri aynı hukuk
fakültelerinden mezun, aynı hocalardan ders görmüş, aynı kitapları
okumuş bunca hukukçunun birbirine bu kadar aykırı fikirleri
savunması mümkün olamazdı (gerçi bize de şenlik oldu). TV'leri açıp
deprem profesörlerinin fanları olduğumuz günlerden benim hukukçum
senin hukukçun günlerine geldik. Hukukçuların şarkıcılardan daha
şöhretli olduğu bir düzen esasen toplumun Akademia'ya verdiği önem
olarak da tanımlanabilir.
3. 'Bu son yargı atağının' AKP'nin kapatma
davasının nasıl sonuçlanacağı hakkında bir fikir verebileceğini
söyleyebiliriz. Göründüğü kadarıyla 'dava açılacak', artı kapanacak
ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile diğer bazı önemli isimlere siyasi
yasak gelecek.
4. Son olayların bir siyasi mühendislik operasyonu
için kullanılacağı görülüyor. Kapatma davasının gerekçeleri irticai
faaliyet olarak TSK'ya karşı asimetrik harekat, telefon dinlemeleri
ve özel hayata müdahale, medyaya baskı, polisi siyasallaştırma ve
yargı bağımsızlığını tehdit gibi konular olması beklenebilir. Tüm
bunlar da aynı başlıkta, yani 'Sivil Faşizm' iddiaları çerçevesinde
ele alınacak gibi görünüyor.
5. Tüm bu süreçte Cumhurbaşkanlığı seçiminin ve
yüksek yargı organlarına yeni üye atamalarının göz önünde
bulundurulacağını sanıyorum. Vaktiyle bir yazımda 'kim bu üçüncü?'
diye sormuştum. Üçüncünün çok akıllı ve yetenekli olduğunu
söyleyebilirim. Hepimizi yendi!